benim eski esim 13-14 yasından beri asıkmıs bana. tenefuslerde filan gelirdi ne zaman yalnız gorse beni, ben tatlı sert terslerdim.
23 yasnda fransa da kavustuk, adını koyduk okurken, 30 yasında da evlendik.
ilk evlendigimizde "senle benle evlenerek hayattaki en buyuk hayalimi gercege donusturdun, hep oyle hayrandım ki sana.." diyordu.
bosandık, arkamdan bipolar karıdan kurtuldum diyormus.
gordugunuz uzere insanları cogu ayrıldıktan sonra bes para etmez, bu genelde boyledir, ama guzel anıların hatrına sevmeye devam ederiz.
benimki daha farklı bi yontem izledi.
ilk tanıstıgımızda bipolar olan bir cift sevgilinin nasıl dunyayı gezip andrenalin dolu seyler yaptıgını anlattı iki zırdeli olarak. -kendisi de border-
ben o zaman bipolarlıgı bile sevdim:)
Bir şey daha eklemek istiyorum bipolar kimyasaldır yani kız arkadaşınızın bir ağlayıp bir gülmesi değildir. Genetik geçişlidir dopamin ve serotonin normal bir insandan kat kat fazla salgılanır. Önüne gelen kızlara bipolar demesin öyle bir şey yok.
Mani:
1- Kendimi film karakteri zannediyordum repliklerini söylüyordum
2- Ani sinirlenip daha sonra gülüyordum
3- Kafamın içinde hadron çarpıştırıcısı çalışır gibi dopamin salınımı oluştu beynimdeki sinirleri ve kan dolaşımını hissedebiliyordum.
4- Spontane davranışlarım çok fazlaydı.
5- Sürekli şekerli şeyler yiyip para harcıyordum hatta para çaldım.
6- Birine ilk günden sex teklif ettim.
7- Çok hızlı konuşup kahkahalar atıyordum ne kadar bağlantı varsa kuruyordum doğru çıkınca insanlarda şok oluyordu.
Depresyon:
1- 1 gün boyunca yataktan çıkmadım.
2- 2 cümleyi bir araya getirmekte zorlandım.
3- En ufak bir şeye odaklanamamak.
4- Sigara bağımlılığı.
5- Yaptıklarından pişmanlık duyma.
Çok fena bir hastalık. insanların bilmediği konularda ki özellikle bu bir hastalık ise dalga geçmemelerini rica ediyorum. Bir de benim doğumdan sonra bipolar tanısı alıp "allah'ım şimdi ne halt edeceğim?" Diye gece gündüz düşünüp, ne kadar üzüldüğümü bilemiyorsunuz.
Hayal görüyorsunuz asla hayal olduğuna inandıramıyorlar. Size göre %100 gerçek. Misal yanından geçtiğiniz bir grup insan hakkınızda konuşuyor, eminsiniz ama öyle bir şey yokmuş işte.
insanlar size güzel olduğunuz için bakıyor mesela ama siz sanıyorsunuz ki adınıza instegram hesabı falan açıldı ya da youtube'da videolarınız var biri sizi rezil etti ünlendiniz, o yüzden size bakıyorlar. Allah'ım bu ne pis hastalık. Bunun bir tarifi yok.
Koskoca dünya minicik oluyor ve siz o minicik dünyaya sıkışıyorsunuz. Daha nasıl anlatabilirim? Anlatmayayım başıma gelen rezillikleri. Ileride oğlum büyüyüp okur da annesinin bu rezil hallerinden haberdar olmasın.
Lütfen bize karşı anlayışlı ve sabırlı olun. Bu arada ilaç tedavisi çok etkili. Şu an için çok üst sınır değilim ancak atak geldiği zaman beni tutabilene aşk olsun! Şimdilik bu kadar yazacaklarım, evet!
Yaklaşık beş senedir Bipolar Tip-2 tanısı ile mücadele etmeye çabalıyorum. Bunun tarifi, tasviri nasıl yapılır bilemiyorum, bugüne değin yazılan çoğu tecrübeyi okudum, benzer şeyleri yaşadım, yaşattım.
Son 4 gündür depresif epizodun ayak seslerini duyuyorum. Olur olmaz şeylerde melankoli kırıntıları buluyor, kendime, çevreme ve hayata dair her kurum/kuramı en acımasız sorgulara maruz tutuyor ve daima olumsuzluğa meyyal ediyorum. Her filmde gözüm doluyor, her şarkıda bir hüzün arıyor, buluyorum. Bugün yaklaşık 4.5 senedir tuttuğum blogu baştan aşağı okudum. Tekerrür, tekerrür ve tekerrür. Bundan ibaret. Kısır bir döngüde hapsolmuş gibi hissediyorum. Nereye kadar mücadele edebileceğimi dahi bilmiyorum. Buraya neden yazdığıma da emin olmamakla beraber, bu epizodun bitişine yakın dönüp editlemek isterim. Tabii maninin tatlı rüyalarına fazla kanmaz da burayı hatırlıyor olursam*
Ben bipolaım diyenden doktorun teşhis belgesini isteyin.
Hiç dalga geçilecek bir hastalık değil, aksine feci bir hastalık. Gülerken bir anda ağlayabilirsiniz. Bezen çok oynak zeki hareketli hissederken, bazen tam tersi hissedersiniz.
Çeşitli türleri var allah kimsenin başına vermesin. Ünlü hastalığı derler ve hayatlarının büyük bir çoğunluğunu yalnız geçirirler.
Bir zamanlar sözlükte on kişiden on beşinde olan hastalıktı. Önüne gelen ben bipolarım yiağğ çok depresifim karışma bana abi istediğimi yaparım ölmek istiyorum diyip cool olduğunu falan sanıyodu. Neyse ki o günleri de atlattık.
biraz ütopik bulduğum bir film. hastalıkları ele alan filmlerin gerçekçi biçimde yapılması gerektiğini düşünüyorum zira birçok insan bilgi edinmek ve bir nebze fikir edinip meraklarını gidermek amacıyla bu filmleri izliyor. mevzu bahis gerçek bir hastalıksa ve ilaçlar ele alınıyorsa bu konuda fantastik senaryolara yer olmamalı. film hakkında ipucu vermeyeceğim lakin ilk yirmi dakikası size yeterli bilgiyi sunacaktır.
arkadasimin sahip oldugu hastalik. en son cok kotuyum intihari dusunuyorum demisti. bende bu surecte yaninda oldum. sanirim suan iyi. cunku beni resmen sallamiyor. hakkimi odeyemezmis. yerim onun icin cok ayriymis. zor zamanin da yaninda olmusum. ee? benim zor zamanim? nasilsin demen icin bipolar mi olmaliyim?
intihara meyilli olanların en sevdiği hastalık. Ben de bipolarım. Ve kendime söz verdim. Bir sonra ki depresyonumda intihar edecem. Hem de bileklerimi keserek.
psikoloji okuyan kisiler veya pdr her ne haltsa iste , kesinlikle bu filmi izlemeli. iki ayri kutup gordum basrolde. basta dissosiyatif kimlik bozuklugu sandim yani coklu kisilik sendromu. ama fazla kisilik yok icinde. sadece iki tane. edward ve harry. edwardken harrynin yaptiklarini unutmuyordu bu yuzden dissosiyasyonu eledim. cok farkli bir film ve gayet guzel olmus.
--spoiler--
Harry Polee olarak yaşayacağıma Edward Grey olarak cehennemde yanmayı tercih ederim
--spoiler--
izledikçe korktum okulu bırakmaya karar veriyorum bu ney lan ? super filmdir. ama sıkıcı gelebilir.