bazı insanlar azıcık dengesiz davranan insanlara; bipolar benzetmesi yapınca, oturup uzun uzun anlatasım geliyor... düşük zekalı buluyorum o insanları.
--spoiler--
dışarıdayken aklım çıkıyor kendi kendime konuşmaya başlayacağım diye. zor zaptediyorum kendimi.
--spoiler--
Valla benim de dışarıda kendi kendime konuştuğum oluyordu. Ben de mi bipolarım dermişim. Dışarıda kendi kendime pek konuşmam ama evde kendi kendime konuşuyorum.
--spoiler--
dışarıdayken aklım çıkıyor kendi kendime konuşmaya başlayacağım diye. zor zaptediyorum kendimi.
--spoiler--
abartmayın bu durumu. millet ne aptalca şeyler yapıyor yolda kimseyi önemsemeden!
yapmayın tabi ama, olaki bu durum yaşanırsa iç dünyanızda büyütmeyip kontrolü elden bırakmamaya bakın.
Mayıs ayına randevu oluşturulcaktı ama doktorum unuttu beni. Bende iletişime geçmiyorum. işime gelir. Doktorumdan soğudum. Böyle bir hastalık zaten bu bazen doktoru çok seviyorum bazen kinleniyorum ona. Peki neden kinleniyorum? Çünkü bana istediğim cevapları vermiyor ya da sormasını istediğim soruları sormuyor. Bazen bana bokmuşum gibi davranıyor ya da ben öyle düşünüyorum bilemiyorum. Gerçekten çok zor bu hastalık. Yaşayan herkes bilsin ki : " yalnızız." Hayatımız boyunca eğer ki gebermezsek onlarca kez rezil olmaya mahkumuz bu hastalık yüzünden. Dışarıdayken aklım çıkıyor kendi kendime konuşmaya başlayacağım diye. Zor zaptediyorum kendimi.
Ben de bir bipolar olarak deprem esnasında alt balkonda tütün sarıyordum. Yerin şiddetli bir şekilde sarsıldığını hissedince hemen sakince evin dışına attım kendimi.
Kimseyi uyarmadım. Üst katta annem ve babam boya yapıyordu.
Deprem esnasında yolun ortasında donup kalmama vesile olan hastalık. iyi bir şey miydi kötü müydü bilmiyorum? Sanki zaman durdu. Gösteri için toplanan kalabalık, koşuşturan insanlar, bayılanlar, ağlayanlar. Ama ben donup kaldım. Annem aradı izmir'de yaşıyor. Onlarda eş zamanlı sallanmışlar. "Kızım biz hala sallanıyoruz dedi sesi çok telaşlıydı ben ise çok sakindim. içimden tabiat anayı kucaklıyordum sevgiyle. bize neler yapabileceğini bir kez daha yüzümüze çarpmış gibiydi. Çok karışık duygular hissediyorum Deprem anında. O insanların halini görünce toplum tarafından bizim "hasta" olarak lanse edilmemiz büyük bir haksızlık gibi geldi.
Bugün okulun önünde oğlumu bekliyordum. ilk tenefüse çıkmadı. Film izlediler belki dedim. ikinci tenefüsede çıkmadı. Sonra bir sınıf arkadaşı geldi yanıma "Ben oruçluyum" dedi. Ah kıyamam yüzü kireç gibi bembeyaz olmuştu. "Ateşim var mı bakar mısın?" Dedi. Baktım "pek yok" dedim. Oğlumu sordum ona ama yabancı uyruklu olduğu için Türkçeyi tam konuşamıyor "belki içeridedir belki dışarıdadır" dedi. Evet gördüm sınıfta dese paniklemeyeceğim. Kafamda neler kurduğumu yazsam... Betim benzim atmış olacak ki gülümseyerek bir kız çocuğu geldi "ne oldu?" Diye sordu. Zorla gülümsedim "oğlumu bekliyorum" dedim. Tekrar zil çaldı çocuklar içeri gitti. O 35 dakikada anksiyete nöbeti geçirdim. 3. Tenefüse yine çıkmadı ve güvenlikten rica edip sınıfına çıktım. Çıkmadan önce öğretmenini aradım açmadı. Oğlumu gördüm "Anne biz tüm sınıf ceza aldık" dedi. Ondan sonra eve dönebildim. Öğretmen geri dönüş yaptı. işte benim gibi bir veliyle de uğraşmak zorunda kalıyor kadıncağız. Tüm sınıf cezalıyken 3 - 5 öğrenci kaçak tenefüse çıkmasa bu kadar paniklemezdim belki. Mutluluktan ağlayacaktım neredeyse. Eve döndüğümde öyle yorgun hissediyordum ki korku insanı çok yoruyor.
Çok çok zor bir şey yaşamışsın, o yolculuğu düşündükçe bile tüylerim ürperdi. O korkuyu, panikle birlikte yaşamak, hele bir de hastalığın etkisiyle, insanı iyice çıkmazda gibi hissettirebilir. Bipolar olmanın zaten kendi zorlukları var bir de üzerine bu tür yoğun stresli anlar eklenince, gerçekten ne yapacağını bilemiyorsun.
Ama bir şey söyleyeyim mi, o kadar evhamlı, korkmuş ve panik halde olsan da senin içinde demek ki bir güç var. Yani evet, hastalık zorlamış ama her şeye rağmen mücadele ermissin. O anın içindeki korkuyu ve panik duygusunu o kadar yoğun yaşaman çok doğal. Kimse bu kadar zor bir durumda sakin kalamaz zaten. Ama belki de senin en büyük gücün, her seferinde yeniden toparlanıp, devam edebilmen. O yolda oğlun için korkmuş olman da çok anlaşılır. insan, en değerli şeyini korumak için elinden geleni yapar hastalığın seslerine rağmen.
Dün sağanak yağışta izmir'den istanbul'a geldik. Korkudan ufak bir kalp krizi geçirmiş olabilirim. Göz gözü görmüyordu. Yalnızca öndeki arabanın farları...
Yolculuk bitmek bilmedi. Orta şeritten giden tırlarda cabası. Hastaysanız her şey sizi daha da zorlar. Annem de telefonda "rahat rahat git, keyfine bak" dedi. "Rahat mı?" Dedim. "Diken üstündeyim." Bipolar olanlar bilir ki bipolar bozukluğu olan kişi zarar görmekten, ölmekten korkmaz. Ben oğlum için korktum. Hep evham, hep korku, hep panik. Bu hastalık ilerliyor mudur nedir seneler geçtikçe? Bir yandan tedavi işe yarıyor intihar düşünceleri yok bir yandan da anksiyetem artıyor gibi. Beynimde susmayan o sesler ... Nefret ediyorum bu hastalıktan.
Arada bu başlığa yazarak benim gibi bipolar bozukluk hastası olan insanların okuyup yalnız olmadıklarını görmelerini istiyorum.
Bu aralar gerçek manada hiç hasta değil gibiyim. Bu beni biraz korkutuyor tabiki acaba mani geldi de ondan mı böyle yukseldim diye. Ozguvenim falan da tavan.
Yemişim hastalığını modundayım. ilaçlarımı bir gün olsun aksatmiyorum tabiki. Bu değişik akılla yaşamayı öğrenmek zorundayım.
şahsımın psikyatrik öyküsü var hatta hastanede yatmışlığım bulunmakta o dönemde borderline mi olmadım bipolar mı unipolar mı olmadım şükür o tanıları teğet geçtim dirençli deprosyonmusum.