kayıp olan bir ocak demirini tam 3 ay evin her yerinde aradığımı biliyorum. Ankastre seti yeni almıştık ve ocağın üzerine koyulan demir kaybolmuş ben izmir'deyken. Geceleri bile kalkıp o demiri aradım. Takıntılı bir biçimde nasıl kaybolduğunu düşünüp durdum.
Haberlerde bazı şiddet olaylarında üzerine basıla basıla adı söylenilen rahatsızlığım.
Bu konuyu doktorumla da konuştum. Dedi ki : " hapishanelere cinayetten girmiş insanların çoğu normal insanlar. O yüzden bu şekilde şeyler düşünmene gerek yok. Bipolarlar tehlikeli değildir."
Benim halamda da var bu hastalık. Bende de var. Babamda da var. Neyse ben 5 yaşında falandım bir hoca, halamın çocuğu olması için küçük bir çocuğun kakasını getirmesini söylemiş. Halam da annemi zorla ikna etti. Daha doğrusu annem halamla başedemiyordu. Ben bebekken bile hoca hoca gezmiş halamın yanında mecburiyetten.
O kakayı gönderdikten sonra hep kabus gördüm. Ateşlendim ve halüsinasyonlar gördüm. Hala daha o hocanın bana kötü bir şey yaptığını düşünüyorum.
Halamın çocuğu da eniştem yüzünden olmuyormuş yıllar sonra ufak bir operasyon sonrası hamile kaldı. Olan benim ruh ve akıl sağlığıma oldu.
Bir kaç gündür kendisine uzun uzun sövdüğüm hastalığım. Bu icimdeki kasveti kimseye anlatamıyorum. Stres, korku, panik... hiç bitmiyor bu lanet hisler! Tüm gün boyunca içimden yalnızca Allah'a yakarıyorum. Burada bile ne hissettiğimi tam manasıyla anlatamıyorum. bipolara yenik düşme olasılığım artıyor. Anladığım tek şey: bipolar olanlar bipolardan kurtulmak için intihar ediyor. Lanet hastalık!
Normal hayata adapte olabilmeyi zorlaştıran hastalık. Hayatım boyunca parçalanacağım. Herkes çoğu şeyi sorgulamadan, düşünmeden yaparken ben saatlerce düşüneceğim; hiçbir anın tadını çıkaramayacağım.
Oğlum, okulda sabahçı oldu, bundan sonra geceleri buralarda olamayacağım. ilaçlarımı daha erken bir saatte içip erkenden uyuyabilmek tek dileğim. Çünkü uykuya dalabilmek için saatlerce uğraşırken uyanırken de aynı şekilde uğraşıyorum.
350 milyon ışık yılı uzaklıktaki uzaylılarla telepatiyle görüşebildiğimi düşünerek dolaştım aylarca.
Uzaylıların kendi bilinçlerini nanoçiplere dönüştürüp bu nanoçiplerin havada süzülerek insanların vücutlarına girip onları ele geçirmiş olduğunu ve herkesin uzaylıların bilincini ele geçirip kullandığı robotlara döndüğünü düşünüyordum.
Bipolar bir aile dostumuz var. Keçi suratlı bir yaratık gördüğünden bahsetti. Ne garip ki halam da aynı şeyi gördüğünü söylüyordu. Abi bunu söyleyince "lan noluyor?" Dedim. Iyi ki ben böyle şeyler görmüyorum.
Şu sıralar aşırı korkak bir insan oldum çıktım. Oysa atak geçirirken dehşet verici bir hazla kendimi öldürmek istiyorum. O ruh halimden eser kalmadığı gibi tırnağımın ucuna zarar gelsin istemiyorum. Öyle böyle korkmuyorum. Korkularımı da yenersem oldu bu iş. Bipolardan güçlü olmak istiyorum. Yalnızca bu.
Cumartesi günü terapi günüm. Durumum hâlâ iyi değil bence. Bakalım doktorum ne diyecek? Bu hastalıktan kurtuluş yok ki zaten! Ölene kadar benimle bu pislik!
cumartesi günü terapi günüm. durumum hâlâ iyi değil bence. bakalım doktorum ne diyecek? bu hastalıktan kurtuluş yok ki zaten! ölene kadar benimle bu pislik!
--spoiler--
allah yardımcınız olsun. beterin beteri var unutmayın. işin ehli insanların söylediği reçeteye uymak kişiye katkı sağlar. şifa allahtandır.
tıpta yenilikler dev adımlarla geliyor. ilerde daha iyi sonuç verecekler tedevilerle karşılaşacağız inşallah. istikrarlı günlerin devam etmesi hepimizin dileği.
tıpta yenilikler dev adımlarla geliyor. ilerde daha iyi sonuç verecekler tedevilerle karşılaşacağız inşallah. istikrarlı günlerin devam etmesi hepimizin dileği.
Eylül başındaki ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatış maceramdan sonra kendimi daha iyi hissettiğim hastalığım. bir daha oraya düşmemek için artık ilaçlarımı asla bırakmayacağım.
Bakırköy'deki Doktorum Abilify'ı 5 mg'den 30 mg'ye çıkarınca rahatladım. Bu ilacın yan etkisi de pek yok. Bir ara Invega kullanmıştım, bayağı ağır bir ilaçtı.
Sevgili bipolardaşlarım, ilaçlarımızı düzenli kullandıktan sonra normal hayatımıza sorunsuz devam edebiliriz. Lütfen, ilaç kullanımınızı aksatmayınız.
Son bir kaç gündür sessiz sedasız atak geçirdiğimi farkettim. Ölüm isteği var içimde yine. Ölümden korkmamak, sonrasını düşünmemek, oğlum yalnız kalır diye düşünememek. ilaçlarımı her zamanki gibi düzenli alarak mücadeleye devam ediyorum.
Bunu da atlatırım.
Beyinsel bir hastalık. Duyguları uçlarda yaşamaklarıyla bilinirler. Mutlu iseler kendilerini şah, mutsuz iseler sürüngen bir hayvan gibi hissediyorlar.