Bir şaheserdir, oyun sektöründe Half Life'tan sonra en tatmin etmiş oyunlardan biridir.
Ama küçük kız çocuklarına karşı bir ürperti getirmiştir, o ayrı.
Vurucaksınız ama kesinlikle aşırı derecede abartılmış bir oyun.
Tamam hikaye güzel ama hikayeyi oyuncuya ulaştırma net bir şekilde vasat. Kesinlikle 10 üzerinden 10 falan almaz bu anlatım tarzı.
Şimdi herkesin abarttığı konulara ve diğer eksilere geleyim;
1. Oyun korkunç değil. Hatta ürkünç bile değil.
2. Atmosfer anlatıldığı kadar başarılı değil. içine çeken bir atmosfer kesinlikle yok.
3. Oynanış = rezalet. Oyunu hem ana konsolu xboxta hemde pcde oynadım. En kalas kontrollere ve oynanışa sahip fpslerden birinci sırada girdi listeme.
4. Oyun çeşitliliği = 0. Oyun sadece ilerle ve adam vur konseptinde. Ama başarısız dinamikleri ve hep aynı şekilde, tekdüze ilerlemesi insanı hayatından bezdirir. Oynadığım en sıkıcı oyunlar listeme başarıyla ekliyorum.
5. Hikaye... Yapımcı bu kadar başarılı bir senaryoyu oyuncuya ulaştırmamak için ekstra çaba sarfetmiş adeta. Yan karakter falan yok. işlenişi heyecana getirecek hiçbir durum yok. Ana karakterlerlede sadece bir kez falan karşılaşıyoruz.
Andrew Ryan'la olan sahne harici vurucu sahne yok... Oyunun sonuda zaten hiç etkileyici değil.
Yani kısacası orta düzey bir oyun. Ama millet sanki şahesermiş gibi anlatıyor.
Bir oyundan ziyade bir sanat eseri olarak kabul edebileceğimiz bilgisayar oyunu. 2016 içerisinde ithaki yayınlarından Bioshock Rapture adıyla da bilimkurgu romanı yayınlanacaktır.
Muhteşem atmosfere sahip gecenin karanlığında oynadığınız takdirde sizi kendine çekecek kadar başarılı oyun. Senaryosu sayesinde başladığınızda bitirmeden yerinizden kalkamazsınız.
2007 de 2k tarafından piyasaya sürülmüş gerilim aksiyon oyunu. Oyunda efsane karakterler barınmaktadır. ütopyayı oluşturmak isteyen Ryan ,onu ele geçirmek isteyen Fontaine, eğlenceye merak salmış cohen, Alman kampından gelen araştırmacı tennenbaum oyunun en güzel karakterleridir. Ölmeden önce oynanması gereken 20 oyun içindedir.
serinin oyun dinamikleri biraz garip gelebilir genelde ilk defa oynayanlar için.. call of duty gibi beklemeyin tabi ama atmosfer, hikaye kafayı yedirirken ona da alışırsınız.
şu seriyi sevmesem de ilk oyununun iphone için çıkacağını öğrendiğimde "hülooğğ" tepkisini vermiştim. Standart fiyattan satışa çıkardıklarını öğrendiğimde "hmm mobil oyunlar pc oyunlarının yarısı yada üçte biri fiyata sahip oluyor bu oyun pc'de 20 dolar ama standart fiyattan satacaklarsa muhtemelen 7 dolar olur" gibi uzun ve anlamsız bir düşünce geçmişti aklımdan. çıktığını duyduğumda "BAYOŞOOOOK!" diye bağırarak app store'a koştum. ve 15 dolarlık fiyatı görünce yapımcıya çok güzel (!) iltifatlar (!) ettim. 2k senin de... yalnız NBA 2K14'ün 2 dolar olması iyi oldu haa 3 dolar düşürmüşsünüz. Lan yoksa? fiyatı diğer oyunlardan kırpıp bioshock'a mı yüklediniz? oha ama amk!
2K'in "olm kaldı elimizde bol bol kopyalarının turşusunu mu kuracağız ucuzdan satalım gitsin" tribi ile almış olduğum üçleme. ilk oyununa başladım ve beğendim.
Burası biraz öznel olsa da, Half Life hayranlığımdan sanırım post apokaliptik hikayelere karşı aşırı bir sempatim var. Bioshock'unda bu havada olması başta bi' bağladı. Ayrıca hikayesinin çok ön planda olması da ayrı keyif kattı diyebililrim. Daha oyun bitmedi, biraz şunu yap bunu yap tribinde ilerlese de senaryo sona geldiğimde neler olacak merak ediyorum açıkcası.
Oyunun olumsuz yönlerinden biraz bahsedersek, benim bireysel olarak vereceğim 1-2 eksi var. Birincisi oyunda sürekli aynı şeyleri yapıyor olmamız. Yani ufak bir döngü var ve o döngü sürekli dönüyor. Bir iki oyunla falan değiştiliseydi keşke ama neyse. Diğer oyunlarda aşılmıştır umarım. Diğer eksi ise, biraz motordan da kaynaklı olan shooterlığın kötü olması. Attığınız mermiler çok alakasız yerlere gidebiliyor. Hele ki sürekli tarıyorsanız kendinizi bile arada vurmuş olabilirsiniz. Birde senaryonun oyuna göre biraz ağır kalması arada boşluklar bırakabiliyor.
Genel itibari ile güzel oyun.
Edit: Ben bu oyunun senaryosuna zamanında laf etmişim, açıkca o ara bunu yazan kafamı sikeyim. Hikaye anlatımını adam akıllı hale geitrmek için biraz sağı solu gezip tape toplamanız gerekiyor ama o ince ayrıntlara takılmadan şahane bir biçimde anlatılan bir hikaye var.
Not: Remastered Edition için aşırı sorunlu deniyor orjinalini oynamanızda fayda var.
Atmosfer bakımından Bioshock Infinite de dahil olmak üzere bir çok oyundan üstün olan oyundur. Bunun dışında hikayesi ve kurgusu Bioshock Infinite'i oynamadığınız takdirde "Güzel lan oha nasıl bağlamışlar" iken, o bioshock infinite'i oynadıktan sonra "peki ya bu böyleyse de şu öyleyse, bak burada bir ayrıntı var aslında, o değil de şuradaki kesin önemli ha" gibi cümleler kurdurtabiliyor. seriyi sırasıyla bitirmiş biri olarak, baştan başlamayı düşünüyorum. veya sondan başlarım. öyle garip oyun.
Ken Levine garip bir adam, şu kesin ki diğer oyun geliştiricelerinden veya yapımcılarından, kendilerine ne diyorlarsa artık, farklı çalışan bir kafası var. Oyunlara sanat eseri gibi yaklaşıyor. Oyunun her dakikasından bunu anlayabiliyorsunuz. SystemShock serisine de başladım ancak sadece etraftan bulduğumuz ses kayıtlarını dinleyerek ilerlediğimiz ve onların dışında bize yol gösteren herhangi bir şeyin olmadı SystemShock 1'de daha level 1'de takıldım efenim. Renklere de alışkın değiliz, göz ağrıtıyor. Ancak ikinci oyunun grafikleri ve oynanışı daha düzgün büyük ihtimalle, çünkü Ken Levine'in eli var. Zaten onun için ilk oyuna kasıyorum, böyle de bir seri takıntım var...
sonuç olarak çok çok hoş bir serinin acayip hoş oyunu.
neden bilmiyorum ama bana beni hatırlatan bir oyun kendisi. o boğuk atmosfer, o sevgi yumağı çirkin big daddyler, hele o iğrenç yaratıklar. ama hepsinin ötesinde küçük detaylarda hayat bulan bir dünya. karanlık odanın en ücra köşesine, duvarın dibine çömelip, o karanlıkta en renkli hayalleri kuranların dünyası sanki rapture city. tüm etrafındaki yıkım ve şiddetten habersiz, yıllar önce ansızın evden ayrılmış kocasına seslenen kadın. tüm oyundaki o bozulacağını bildiğin tatlı yalnızlık.. 2000'li yılların insanını anlatmıyor da nedir.
herkesin kendi kendisine "acaba bilgisayar oyunları diye yeni bir sanat dalı mı ortaya çıkıyor?" diye sormasına neden olabilecek kadar zekice hazırlanmış, sanat eseri niteliğindeki bir oyun. mimari tasarımlar, müzikler, dublaj ve replikler, sinematik sekanslar, hikaye örgüsü, çoğu su yüzüne çıkmayan zekice hazırlanmış detayları, oyunun ardındaki derin felsefesi ve daha aklıma gelmeyen birçok unsurun üstün kaliteli bir kombinasyonla bir araya getirilmesi. aylar ve yıllarca sürmüş çalışmanın dünyaya dağıtılarak oyunculara rapture adlı sualtı şehrinde geçen korku ve heyecan dolu 12 saat olarak satılması. hani uyandığınızda "keşke bitmeseydi" dediğiniz macera dolu rüyalarınız olur ya? her şey bir gariptir ama bir o kadar da gerçektir, bir o kadar da heyecanlıdır hani... işte bioshock, hitap ettiği kesime bu tip rüya gibi bir tecrübe sunuyor. sanıyorum bu anlattığım şeyler romanların, tiyatronun veya sinemanın da çalışma prensibi ve bu bağlamda gerçekten de bioshock'un bir sanat çalışması olduğunu ısrarla savunuyorum.
gercek anlamda mukemmel(!) bir sehrin nasıl curudugunu, insanların mutlaka guce sahip olma isteklerinin sonucunu çok etkileyici bir şekilde yuzumuze vuran bir oyundur. size hayatınızda ilk ve muhtemelen tek seferliğine guc icin kucuk bir kıza zarar verip vermeme seçeneğini size sunan oyundur.