bilim gelistikçe geçmisimizle ilgili çarpici buluslarla karsilasiyoruz.insanligin geçmisinde kayip zamanlar var.50.000 yıl öncesini biliyor ama 8.000 yıl öncesini bilmiyoruz, 35.000 yil öncesinin kanıtlarını buluyor ve bu kanıtların 6.000 yıl öncesinden daha ileri bir uygarlığı ima ettigini görüyoruz fakat nedenlerini bulamıyoruz.ama en azından artık atalarımız maymundu demiyoruz...
Bu tarihleme, diger geleneksel görüslerin çok ötesine tasmaktadir. Kaya resimleri daha birçok yerde bize yüksek bir kültürün izlerini gösteriyorlar; insanlar giyimlidir, kadinlarin etekleri vardir, pantolonlu erkeklerin yanisira sortlu olanlari da vardir hatta ayakkabi ve bot giymektedirler. insan yüzleri daha da sasirticidir;
erkeklerin yüzleri tiraslidir ve saçlari kesilmistir, bunu nasil yapiyorlardi? Demir Çagi öncesinde metalik aletler yoksa, neyle tiras oluyorlardi? Ve en garibi aralarinda beyaz uzun saçli olanlari görülüyordu. Neolitik ve Mezolitik insanin giyimli ve tirasli oldugunu biliyoruz ama onlarin yasam dönemi MÖ 8.000 ile 4.000 arasindadir, oysa biz burada 30.000 yil evvel yasayan insan türünden söz ediyoruz. Cro-Magnon insanlarin yasam merkezlerinde kemik ve fildisinden yapilmis mükemmel igneler ve dügmeler bulunmustur. Ayni tür dügme ve ignelerin Avrupa kültüründe birkaç bin yil öncesinde ancak kullanildigi bir diger gerçektir. Ama inanilmaz bir gerçek daha var: Bazi Neolitik kafataslarinda düzgün delikler bulundu. Kafatasini delme operasyonu gönümüzde bir tümörü veya kan pihtisini almak için ya da kafatasi kirilmalarinda çökük parçayi düzeltmek için yapilmaktadir. Güç bir operasyon oldugu kadar, büyük bir dikkat, ustalik ve performans gerektirir. Neolitik insanlarin bunu yapabildiklerine inanmak çok güçtür. Eger yaptilarsa ilkel aletlerin çok ötesinde aletleri olmasi gerekirdi, çakmaktasindan biçaklarla, anestezi olmadan ve hijyenik kurallar bilinmeden böyle bir beyin operasyonu nasil yapilirdi? Ve günümüzün Neolitik toplumlarinda böyle bir bilgi ve olay yoktur. Öyleyse, insanligin ilkel dönemi olarak kabul ettigimiz çaglarda yasayan atalarimizin ulastigi uygarlik düzeyi sandigimizin ya da bildigimizi zannettigimizin çok üstündedir.
Eski Misir ressamlari Ebu Simbel Tapinagi'nda görüldügü gibi karanlik koridorlara ve yeralti odalarinin duvarlarina resim yapabilmek veya yazi yazabilmek için, yag kandilleri kullaniyorlardi, kandillerin biraktigi is lekeleri hala görülmektedir. Ama gerek Cro-Magnon'larin, gerekse de Neolitik insanlarin magaralarinda bu tür izler yoktur. Fransa, Cabrerets'de bulunan labirent türü dev magara sisteminde yüzlerce metrelik dar koridorlar bulunmaktadir ve o karanlik koridorlarin duvarlarina muhtesem bizon resimleri yapilmistir. Peki, ilkel insanlar, hangi teknikle karanlik magaralari aydinlatiyorlardi? Bizim hala bulamadigimiz bir teknikleri mi vardi? Eger böyleyse, Eski Misirlilar bu teknigi neden bilmiyorlardi? Kisacasi, ilk insanlar bizlerden daha akilli miydilar? Eidetik belleklerinin yani önceden algilanan objelerin zihinde çok net bir sekilde canlandirilmasi yeteneklerinin çok gelismis oldugu kesindir. Gördükleri tüm detaylari duvar resimlerine aktariyorlardi.
insanlık tarihinin düz bir çizgi değil de çıkışları ve inişleri olan bir yol takip ettiği bir gerçektir. yani hep gelişim, hep ilerleme olmamıştır. borsadaki fiyatlar gibi. (bkz: sosyonomi)