keremin amerikada yasayn bir kardesi vardir adi da buraktir. bu burak asi bir adamdir. oyleymis yani biz goremedik ama oole diyolar. simdi bu burak "asiyim aramam sormam ben " havalarinda biriymis ki annesini 10 gun aramamis. annesi de keremi cagiriyo yanina kerem tabe istanbulda oldugundan annesinin yanina varinca annesi diyo ki;
- oglum ama burak hic boyle yapmazdi , bu kadar uzun zaman aramadi.
kerem de der ki;
- anne napiim amerikaya gidip buragi mi bulayim niyork sokaklarinda burakimi ariyim? neyse ben mr.brown u arayip sorarim.
ulan denyo senarist. baska isim mi bulamadin mr. brown dedin.. okullarda ingilizce dersinin demirbaslaridir o brown ailesi. hayir yani dram cekiyorsunuz yere yatiyoruz gulmekten.
kerem ararsa selam soolesin bizden mrs. brown a.. ahahaha
onurun kılıbıklığın dibine vurduğu dizidir. elleriyle hatunu besler öper koklar falan. sonra maçoluyla da hatunu döven herifi pataklar. tam türk kadınının istediği tip. sahiplenici, aşk dolu, romantik, zengin, olgun dolgun, karizmatik, falan filan...
eh şehrazat da anladı bunu. "hak yolunu buldu, daha ne istiyor allahından" diyesi geliyor insanın!
gerçek hayatta ceyda düvenci'nin tardu fulordun'a aşık olduğunu düşündüğüm dizidir. zira hiç bir insan oyuncu partnerine bu kadar aşkla bakamaz. insan sadece aşık olduğuna gözleri o kadar parlayarak bakabilir.
bu diziyi 2-3 haftadır seyretmiyorum ama şundan eminim:
ali kemal karakteri (ki canlandıran Ergün Demirdir) oskar alsa yeridir. en iyi oyunculardan biri o.
bu arada dizinin kibarlığından geçilmiyor. insanı usandıran unsurlardan biri de o belki:
- şehrazat senin için ölüyorum.
+ teşekkür ederim onur bey..
- şehrazat, seni seviyorum.
+ anladım onur bey, teşekkür ederim.
- şehrazat, bir kere versene..
+ burada olmaz onur bey..
- bennu, bu gece yatıma gelsene.
+ zevkle kerem bey..
sürükleyici bir senaryo,iyi düşünülmüş dizi karakterleri,farklılığı yakalayan replikler...aşkların sadece dizilerde kaldığı bu dönemde ekran karşısından bize güzel duygular yaşatıyor.
ben, benim annem yavas sanirdim ama bu dizi butun sinirlerimi bosallti. bu nasil doldur bosalt bir dizi allahim ya. hic ilerleme umidi yokmu sayin senarist apla ve abiler
cinnet geçirmek, fenalık geçirmek için birebir dizi..
bir dizi bu kadar mı yavaş ilerler?
sahiden 1001 bölüm sürecek gibi..
3 hafta önceki bölümünde yarım saat sadece şu diyalog konuşuldu:
--spoiler--
şehrazat: teşekkürler ama bana sormanız gerekirdi onur bey..
onur: biliyorum hata ettim ama ne yaptıysam seni düşündüğüm için yaptım..
şehrazat: teşekkürler onur bey.. ama gene de bana sormanız gerekirdi.
onur: biliyorum biliyorum.. senin sevdiğim için sana sormadım..
şehrazat: teşekkürler onur bey.. ama gene de bana sormanız gerekirdi.
onur: biliyorum, sen mahkemelerle uğraşma diye sana sormadım..
şehrazat: teşekkürler onur bey.. ama gene de bana sormanız gerekirdi..
onur: biliyorum biliyorum. sen perişan olma diye herşeyi kendim yaptım..
.
.
.
.
.
.
.
şehrazat: teşekkürler onur bey. ama gene de bana sormanız gerekirdi..
onur: biliyorum biliyorum. hata ettim ama seni sevdiğim için yaptım..
.
.
.
.
.
şehrazat: teşekkürler onur bey. ama gene de bana sormanız gerekirdi..
onur: biliyorum. seni sevdiğim için sana sormadım.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
şehrazat: teşekkürler onur bey ama gene de bana sormanız gerekirdi..
onur: biliyorum, sen perişan olma diye yaptım.
--spoiler--
"benim duygularımın hiç bir önemi yok değil mi onur bey" repliğinden oluşan ve binbir bölümden oluşmamasını temenni ettiğim dizi. Ek olarak dizi müziğini duyduğumda yorgan altına saklandığım korku dizisi mi aşk dizisi mi bilemedim diye kendi kendime soru sorduğum dizi. *