binbir derde deva türk mucizesi çay

entry2 galeri0
    1.
  1. dertli başın derdine her mana deva olmaya çalışan bitki, çayın hayatta jeopolitik bir önemi vardır.

    esasen bu önemin sebebi, çayın kendisinden çok annelerdir.

    efenim yaz malum havalar sıcak, kavruluyosun, ağzın yüzün kaymış

    evin sıcaklığının tereyağı ergime noktasına getirecek seviyede olmasını göz ardı eden

    'anne' ocağın altını sonuna kadar açmak suretiyle, cehennemin ateşine bi kaç kütük daha atma telaşındadır.

    -ya anne şunu bi kapatsak ya artık. ne çayı bu sıcakta. ateş vuruyo valla ocaktan.

    +yok yok içecem ben onu. içecez.

    -ya kola iç fanta iç ayran iç, ya su iç ya su iç.

    +oaağleumm çay hararet alır. içelim kendimize gelelim.

    yani sanırsınki aydın boysan rakıyı anlatıyo. destanlar yazar.

    ülen içersin, daha ikinci yudum da normalde terlediğinden de fazla terler hale gelirsin. bu ne.

    hani atalarımızz her boku bilir terlemek vücut ısısını düşürür tamam da böyle ısı düşüşünün içine ediyim ben.

    nalet gelsin öyle ısı düşüşüne.

    efenim malum hem yaz hemi de ramazan ayı, ne kadar 'lan bu sefer çorba içip kalkıcam iki gezince sonra devam edicem'

    desen de olmaz, her seferinde bi türlü kalkamaz, bir şişe suyu dakkasında devirir, olanca yemeği mideye sıkıştırır,

    hatta tepiştirirsin.

    kalkamaz olursun yerinden. 'artık önüme bal kaymak gelse yemem' moduna geçmişken anne de bi hareketlenme olur.

    -len nere??

    +bi çay koyiyim içeriz.

    -ya anne bi otur bi soluklan allasen. patlıcam hareket edemiyorum ben.

    +hee. demi. benim de midem çatlıcak gibi.

    -e bi otur o zaman ne çayı şimdi

    +yok yok. çay hazmettirir.

    -anne hazmettirir mi bilmem ama senin bu çay aşkın adamı azmettirir.

    +neye azmettirir be??

    -katiline azmettirir anacum, katiline.

    efenim hani çatlıcakta olsan, sarımsaklı yoğurt ki her bi yemeğe yaraşır güzelliktedir

    yedikten sonra içilen çay adamı kendine getirir. o diyardan o diyara uçurur ayrı mesele.

    hadi hazımsızlığa iyi geldi harareti aldı. bitmez beyim çayın kerametleri, bitmez.

    malum maddox gözünü monitörden az zaman ayırır, o ayırdığı zamanda da televizyona bakar hiç zaman eksiltmeden

    arada bir de kitaplara bakındı mı *

    gözleri yamuk yapmaya başlar. illaki bir vizeyi bu yüzden pas geçer her sene gözü batar çünkü.

    efenim göz doktoruna gitmeler, alerji testleri, yok göz kağağını ters çevirelim, yok bi resmini çekelim..

    ı ıhh fayda etmez efenim.

    eve gelinir ilaçlar, suni gözyaşları e birde sınavlar var. boku yedik resmen ama bi yandan da suçlicamız bi yer var

    rahatlığı da yok değil. neyse anne devreye girer bu noktada.

    -bi çay saralım yarına geçer o.

    +höh anne. git mikrop falan kapar.

    -mikrop mu?! çay mikrop tutmaz yiğidim.

    +yiğidim ne ola ki anne?? git ya damla falan var. gel damlat şunu yeter.

    -dur dur. bi saralım geçecek.

    +ya yok anne valla yok. sardırmam.

    -dur dur. vallaaa olmaz. yok dur vallaaaa ı ıhh. dur.

    çeneyi boşa ağrıtmakdan vazgeçersin tülbente sarılmış çayla pansuman yapılır göz çay buharına tutulur

    yarın sabah uyandığında bir bakarsın bebek poposu gibi, yok lan ne poposu bebek gözü gibi, uff..

    iyleşmiş işte. 'allah razı olsun anam. benim cefakar anam' der elini bırakır ayaını ayağını bırakır elini öpersin.

    popo demişken, basur malum zor zanaat. allah, düşmanın başına versin uğraşsın dursun.

    -oğlum bak çayın üstüne oturcan leğene koyalım ılıkça.

    +ya anne bokunu çıkardın ama sen de ha?!

    -he işte onu diyorum olum. çıkacak işallah çıkacak. dertsiz tasasız çıkacak.

    annem canım annem, annelerimiz.

    allah eksikliklerini hissettirmesin!
    5 ...
  2. 2.
  3. çay köken olarak ilk türk'ler tarafından bulunmamış ama çok benimsenmiştir. aynı zamanda çok sayıda insanın ekmek kapısıdır. baş ağrısının çoğunun hem nedeni, hem ilacıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük