kurmaylarindan biri, bahceli'ye gelip boyle bir laf etseydi (biliyoruz lan, lafin boyle olmadigini) bahceli, kurmayina "$u andan itibaren ocak di$isin" derdi. derdi, gercekten. yeminlen.
'parti liderleri böyle olursa, halk ne yapsın' sorusunu akıllara getiren cümle. ulan başbakanı çıkar 10000 genci üstünüze salarım der, mhp başkanı çıkar benim bozkurtlarım sizi döver der, kılıçdaroğlu zaten kendi halinde takılıyor, bdp şerefsizlikte sınır tanımıyor halkı durmadan sokağa döküyor.
evet, eğer ülke iç savaşa sürükleniyorsa bunun nedeni kuşkusuz liderlerdir. meclisine terörist girebilen bir ülkeden de başka bir şey beklenmezdi zaten.
tayyip erdoğan 10000 kişilik ordusuyla tandoğan meydanına geldi. bu sırada kumandan bahçeli sınırlı sayıda askerini mevzilemekle meşguldü. genç bozkurtlar heyecanlı ve istekliydiler. yine de kumandanları onlarda bir tedirginlik oluşturuyordu. savaş tüm şiddetiyle başlamış tandoğan meydanında naralar yankılanırken bahçeli atının oturulacak yerini türev ve integralle hesaplamaya çalışırken aldığı bir gaza yarasıyla şehit düştü. daha önceden bahçeli tarafında olan ve ordunun sağ cenahını oluşturan kılıçdaroğlu ve süvarileri gidişatın kötü olduğunu görünce atlarını maltepe tarafına yönelttiler ve 06 pavyon civarına mevzilendiler. burada daha önce pusu kurmuş ve tren garı tarafından gelen alperenler kılıçdaroğlu ve ordusunu imha etti.
bahçeli şehit düştükten sonra komutayı eline alan oktay vural vuvuzellasına bir kez daha üfledi ve bozkurtlar taarruza geçti. bozkurtlar hilal şeklini almışken tayyip ve ordusu atlarını kasımpaşa yönüne çevirmiş kaçmaya başlamışlardı bile. ama o da ne tayyibin daha önce mevzilediği 50 kadar büroşürcü atların geçiş yoluna ipler gererek genç bozkurtları tepetaklak ettiler. bu sırada oktay vural gözüne batan gözlük camıyla şehit düştü. böylece tayyip ve ordusunun sahte kaçış düzeneği amacına ulaştı. daha sonra olayı kurgulayan ben olduğum için tayyibi de şehit düşürdüm.
sonuç: düşman kuvvetleri birbirini yemekten öteye geçemediler. mahalle kavgasının ötesine geçemeyen demokrasi buna deniyor.
devlet bahçeli, başbakana; "Sen 10 bin milisinle taksim'e gel, ben de bin bozkurtumla geleceğim. Kasımpaşa'ya kadar arkana bakmadan kaçarsın." demiştir. bu ne len. biz bunları ilkokuldayken yapıyoduk. sen gel, ben gelem, ben seni dövcem, sen bizim mahalleden geçersin vs. elinde salçalı ekmekle caka satan çocuk hedesi.
doğru önermedir. ülkücüler bunları siler süpürür. ama ortada bir yanlışta var. o da bu söylemlerin tehlikesi ve gereksizliğidir. ikinci bir 12 eylül isteniyorsa bilemem.
çok seviyeli ve oturaklı bir politikacı açıklaması, alkış!
neymiş meydana yavrukurtları salıp şakirt kovalatacakmış. işte budur ya, siyasetten böyle açıklamalar, bu tarz siyasi programlar bekliyoruz. hala daha bu gibi partilere oy verip adam yerine koyulmayı bekleyen embesiller mevcut bu ülkede...
rte, bahçeli, kılıçdaroğlu. akp, mhp, chp!!! bir ülkenin politik arenası bu kadar sığ ve bu derece ideolojik algıdan uzak olursa politik tartışmalar ve bu tartışmaların ardından sürüklenen koyunumsu kitle de ancak bu kadar sığ olur!
videoyu izlemeyenlerin saçmalık, kardeşliğe darbe vuracak vs vs dediği konuşmadır erdoğanın 12 vetodan sonra çıkan olaylara ses etmemesi 10bin kişiyi onların karşısına dikerim dememesi pkk nın taksimi yakıp yıkması ülke birliği ve kardeşliği için çok önemlidir demi. *
bahçeli o kadar güzel bir cümle sarf etmişki "10bin milisini üniversite okuyan okumak isteyen gençlere karşı değil taksimi yakıp yıkanlara karşı niye çıkarmıyorsun" çok doğru demiş ve bahçeli bu üsluba düşecek değilim çok yanlış buluyorum bir gaflettir fakat ders alması niteliğinde hatasını görmesi niteliğinde bu cümleyi sarfediyorum demesi bazı mal sözlük yazarları tarafından algılanamamıştır algılanmakta istenmez.
