bugün gördüğüm, terbiyesizlik kelimesinin karşılığı olan teyzecandır.
camiden çıkıp yusuf abi'nin mekanın çay içmeye doğru gidiyordum. muhabbeti hoştur abinin, inşallah hepiniz çay içme fırsatını bulursunuz o mekanda. neyse, o yolun üstünde olan bim'in önünden geçmek üzereydim. ama karşı kaldırımdaydım. bim'in önündeki kaldırımda ise; 45-50 yaşlarında diyebileceğim, bu soğuk havalara rağmen şort giyen, bakımlı, güneş gözlüklü, saçları fönlü, kendini beğenmiş bir ifade ile yürüyen ve gözüme anında ilişen atatürk dövmeli teyzeyi anında farkettim. dövmeyi görünce irkildim zaten. beni kendime getiren ise o ses oldu: ğğğuuaapüüvv.
tam alışverişini yapıp dükkandan çıkan eli torbalı türbanlı ablamın önüne doğru fırlatılan koyu yeşil balgam. çok derinden geldiği renginden belli oluyordu. türbanlı ablam 'ne yapıyorsun' bakışını attığı gibi laikçi teyze köpürdü 'önüne bak yobaaaazz' diye.
ablam belayı anında farkedip onun seviyesine inmeden yoluna devam etti. laikçi teyze ise burası fetoşun, allah belalarını versin, gibi tam da duyamadığım cümlelerle yoluna devam etti. bim'in hala cemaatin olduğunu sanacak kadar da kara cahildi. tabiki buna şaşırmadım.
ne lan bu.laik bir insan olduğunu nasıl anladın?dindar desen anlarız,başörtüsünden çıkardın deriz.
ben ise senin türkçe hocandan yine korktum.
(bkz: ben laikçiyim diye tshort bastırmak)
türk milletinin içinde bulunduğu vahim durumun farkına varan insanlardan birisidir. ellerinden öperim. bu konuda yazarımız teyzeyi nasıl laikçi göstersem diyerekten " burası fetoşun, allah belalarını versin, gibi tam da duyamadığım cümlelerle yoluna devam etti. " şeklinde bir uyarıyla hayal dünyasında aklında geçenleri klavyeye dökmeyi başarmıştır.