insanlar bim den alışveriş yaptıkları anlaşılmasın diye, parmak uçlarında usulca yaparlar alışverişlerini ve sonra sessizce terk ederler orayı. bu entry i bile içimden fısıldayarak ve dost yoğurdumu sağa sola paranoyak bakışlar atarak giriyorum.
firma için kötüdür efendim. şarkı olacak ki kafan şarkıya gitsin ve fiyatlara bakmayasın ucuz pahalı demeden bodozlama saldırasın ürünlere. gerçi bim'de pahalı bir şey yoktu diye hatırlıyorum. zenginiz de biz.
müşterilerin huşu içinde alışveriş yapmasına olanak sağlayan, dışarının gürültüsünden uzak, huzur veren sessizliktir. bu rahatlığa insan kendini hemen kaptırır, gürültüyle mekana dalanlara garip gözle bakar. bu memnuniyet kasadaki tutarla birleşince * tadından yenmez. *
bu sıcaklarda dışarda dolanırken soğukluğunu ve sessizliğini özlediğim nadir yerlerden birtanesi. Çocuk uyuyormuş gibi ayak parmaklarının ucunda yürütüyor insanı.
varoş alış veriş marketi. sessiz mi farkında değilim ama içerisi leş gibi ter kokan kadınlar ve erkekler ile doludur. peynir ve salam dolaplarının kendine has kokusu da eklenince bimlerin içi bildik gecekondu kokusunu aratmaz.
bildik gecekondu kokusu= ter kokusu, ayak kokusu, sigara kokusu, kenef kokusu, yemek kokusu karışımı bir kokudur.
hiç bir ürünü beş para etmez, hersey 2. kalitedir.
sepetini dolduran varoşlar istinye park da alış veriş yaptığını zanneder.
benim kocam daha çok kazanıyor diye ter kokulu kocaman kıçlı varoş kadınlarının birbirlerine hava atma yerleridir bim ler.