bunu abartıp bakkala giren, sonra 2 taze ekmek alıp, hesaba yaz diyenler var. bizim mahalledeki bakkaldan biliyorum. çok müşterinin kulağını çınlatmıştır bakkal alaaddin.
bunu bir adım ileri taşıyıp, elde ağzına kadar dolu bim poşetleriyle, mahalle bakkalına girerim sık sık. sigara alırım. pis pis bakar bakkal. ne bakıyon der gibi bakarım. biz de yok mu o aldıklarından, hani komşuluk dergibi bakar. senin bozuk bayat mallarını niye alayım, sikerim senin gibi komşuyu der gibi bakarım. sigarayı kafama fırlatır gibi atar tezgahın üstüne, köpeğe kemik atar gibi atarım parayı tezgaha. tekrar göz göze geliriz, senin amına koyim der gibi bakar, ben de senin der gibi bakarım. siktir git der gibi bakar, ben müşteriyim domal desem domalacaksın der gibi bakar çıkarım.
bakkalların süper marketlere göre pahalı kalmasının sonucudur. artık çoğu bakkal zaten tüketim malı getirmemektedir, çocuklara yönelik mallar ve ekmek satmaktadırlar. yani işin aslı bakkalında çokta fifisindesiniz isterseniz gidin realden migrostan alın, o artık sizin çocuklarınıza gözünü dikmiştir.
insanın içine derin bir korku salar. annem beni çarşıya gönderip başka marketlerden alışveriş yaptırınca mecburiyetten bakkalın önünden geçerim. o sırada içeriye bakarım bakkal ve oğlu ile gözgöze gelirim. sonra onlar gözgöze gelir ve bir şeyler konuşurlar. aniden bir kulak çınlaması başlar. sanki bakkalın oğlu arkamdan gelip hesap soracakmış gibi sürekli bir gözüm omzumun üstünden arkamı kollar. hoş, gelip sorsa ne derim onu da hiç düşünmedim. aslında not etmek lazım bir yere mal gibi kalmamak için.
- abi niye başka yere gittin biz dururken?
+ oğlum snickers 50 kuruş ya napayım!
- oha, harbi mi? nereden aldın?