şöyle ki geçen gün alışveriş yapmak üzere bim'e gittim. çok mutlu bir şekilde ilerliyordum yolda. 2 tane kapıyı açtıktan sonra nihayet içerideydim. birkaç parça ürün aldıktan sonra kasaya yöneldim ve soğuk su var mı diye sordum. yok dediler. ılık suya razı kaldım. peki plastik bardak var mı diye sorduğumda gelen cevap karşısında şaşırmamıştım. çünkü burası bim'di.
hayal kırıklıklarının başlangıç noktası.
poşetlere sıra gelince...
aldığım ürünleri poşete koymak için kasiyerin önüme koymuş oduğu poşeti açtığımda tutulacak yerinin bir tanesinin yırtık olduğunu gördüm. kasiyer de durumu fark edince başka bir poşet çıkarmıştı. sonra bi daha, sonra bi daha, sonra bi daha...
hepsinin aynı şekilde özürlü oluşuna karşılık yapacak bir şey olmayınca, tamam abi ben böyle idare ederim, demesini bildiysem de bunu burada anlatmaktan mutluluk duyuyorum.
marketleri kurmuşsunuz her köşe başına ama poşetlerini yapamamışsınız.
bu durumun üzerini "çevreci poşet" kavramıyla kapatmaya uğraşan çalışanlara sahiptir. sözde doğada daha çabuk yok oluyormuş. tamam çabuk yok olsun ama biraz da işe yarasın arkadaş.
bim ismini duymamış , dolayısıylada bu alışveriş merkezinden hiç alışveriş yapmamış birine , 2.5 liraya 25 tane gofret alabileceğiniz bir alışveriş merkezi var , sizce buranın poşetleri hangi kalitededir ? diye sorsalar , büyük ihtimalle poşette mi veriyorlar cevabıyla karşılaşılacakken , bim poşetlerinin kalitesiz oluşu olsa olsa bimin müşterilerine bir kıyağıdır şeklinde yorumlanabilir.
alınan ürünlerin ağırlığına göre kullanılması gerekliliğini defalarca test edip, onaylatmış gerçeklik. sokak ortasında salına salına yürürken, poşetin bağımzıslığını ilan etmesi ile birlikte çevredeki kişilerin içinde dımdızlak ortada kalmamak adına çeşitli önlemler aldırır adama.
bir diasa poşeti sersemliğindeki poşet değildir. doğayı bırak, eve gidene kadar çözünüyor. keskin köşeli bir şey koymaya da gelmez, yollara ekersiniz aldıklarınızı. ha ekstra poşette vermez tuhaf kasiyerler.