maalesef, parayla tanışmış müslümanların genelinde böyle bir kokuşmuşluk var. kapitalizm sistemini gavurlardan daha kolay ve çabucak kapıyorlar.
bim'in yaptığı üçkağıtçılığı anlatayım. bırak üçkağıtçılığı, bu resmen hırsızlık, hak gaspı.
1- bim'in personeline verdiği "aylık para" (maaş demiyorum, aylık para diyorum, dikkat) ortalama 1200 tl. sadece çıplak maaş olarak düşünürseniz, vasıfsız bir eleman için normal diyebilirsiniz. ancak öyle değil. asgari geçim indirimi+yol parası+yemek parası da bunun içinde. devletin verdiği agi'yi, sanki kendileri veriyormuş gibi büyük bir çakallıkla aylığa ekleyip, "bakın, biz size bu kadar maaş veriyoruz" diyor bu ahlaksızlar. dolayısıyla, bu saydığım kalemleri (agi, yemek, yol) çıkardığın vakit, maaş; asgari ücretin altına geliyor.
2- ikinci üçkağıtçılık da en az birinci kadar aşağılıkça. işe aldıkları personele "sizi 7,5 saat çalıştırıyoruz" vaadi veriyorlar. ancak haftalık kırkbeş saatten fazlasının kanunen yasak olduğu memlekette, Bim denen hırsız kurum; personelini günde 9,5-10 saat çalıştırıyor. peki nasıl yasayı deliyor? Şöyle:
ara dinlenme "sözde" 1,5 saat adı altındaki zaman dilimini toplam çalışma saatinden düşüyorlar ama kesinlikle o 1,5 saatlik ara dinlenmeyi kullandırmıyorlar. en fazla yirmi dakika, bilemedin yarım saat yemek molası verdiriyorlar, onda da "kasa sıkıştı" diye çağırarak molasını zehir ediyorlar personelin.
her paydos saatinde, personele "bugün 7,5 saat çalıştık" diye kağıt imzalatıyorlar. bordrolarında da aylık 180 saat üzerinden maaş hesaplaması yaptıkları için, o fazlasıyla çalıştırdıkları saatler üzerinden haram, kul hakkı yiyor bu süper müslümanlar.
bir de, bu çalışma saati konusunda ince zeka ürünü adice kurnazlıkları var. mesela, 12'de iş başı yapan bir personelin akşam çıkış saati olarak 21:15 olarak imza atması zorunlu. halbuki, gece saat on, hatta on bir gibi kapatıyorlar mağazayı. yani bedavadan saatlerini yiyorlar elemanların. 12:15 olarak başlama imzası, 21:15 olarak kapanış imzası, oh, mis gibi dokuz saat; bir de 1,5 saatlik "ara dinlenme(!)yi çıakrdın mı, elemanlar 7,5 saat çalışmış oluyor.
daha bir sürü çakallık, kurnazlık, ahlaksızlık, sömürü var ama, bunları yazmaya mecalim yok. zaten bunu yazmak için bile aylardır bekledim tembellikten.
o mustafa latif topbaş denen adam... bakalım bu kul hakkına karşılık, kıldığın namazlar seni kurtaracak mı ahirette.
siz, en iyisi o çöplük, dandik malları çok ucuz diye kapış kapış alarak sıraya girin. müstehak bizim topluma.
Yorumlarındaki sert üslubu ve abartma payını değerlendirmeye katmaz isek, güzel bir eleştiri olmuş. Mağduriyetini insanlarla paylaştığın için tebrikler efenim...
Bazen orospu çocukluğu boyutlarına varabiliyor. Yeşil sermaye adı altında paraları götüren bim, a101 gibi marketlerde kasiyer oturmaz dikkat ederseniz. Yüksek bir tabure dahi bulunmaz. insanları oturarak yapabileceği bir işte ayakta kalmayı zorunlu kiliyorsan bunun adı orospu çocuklugudur.
Bim de sadece lise mezunlarının veya ilkokul mezunlarının çalıştığını sanan patron çocuklarının okusaydın diye çemkirdiği orospu çocukluğu.
sistem her yerde aynı. 30 kuruşa iğrenç çikolatalar satacağınıza personellerinize hakkını verin. Cuma saati dükkan kapatmayla adam olunmuyor Müslümanda olunmuyor.
bizim millet bir garip. sanane diyen var, bunu sözlüğe yazıp ağlama diyen de var.
hani bir laf var, bizim millete ibne dersin kızar, sikersin aldırmaz. demek ki interneti sadece facebook, twitter ya da sözlükte saçma sapan başlıklar açmak için kullanmalıymışız. eminim, bu konuşanların aynısı, ak parti'ye hırsız demiştir.
iyi bakalım, sonra da demeyin ülkede adalet yok, hukuk yok, her yerde hırsızlık var... gidip bim'de sıraya girmeye devam.
sadece bim'de değil diğer özel sektör alanlarında da durum buna yakındır. Ben size denizli'de onlarca firma gösterebilirim bu durumda olan.
Ayrıca, bazı beyinsizler okosoydon odom olsoydon hololo yapıyor, yapmışlardır, yapacaklardır. Dostum bak senin beyninin almadığı konu şu. Bu ülkede herkesin okuduğunu varsay, Herkes üniversite bitirmiş olsun. Durum Ne olacak? Kasiyer lise mezunu değil, üniversite mezunu olmuş olacak. Dolayısıyla nitelikli Iş gücünün alanı kayacak. Ulan soktuğumun ülkesinde doktorluk dışında hiçbir mesleğin garantisi yok be. Ayrıca Adam belki okuyamadı. Belki anası babası destek olanı yoktu. Şimdi kimse kalkıp ücretsiz eğitim yarak kürek mevzusuna girmesin. Şu sözlükte bin liranın yetmediğini söyleyen tipini siktiğimin herifleri var.
Neyse mevzu dağılmadan toplayalım. Bim kimsenin babasının hayrına ucuz değil. Elemanlarına yaptığı da bu üçkağıtçılık silsilesinin en küçüğü. Yani, bu kahrolası düzen, düzülenler sesini gür bir şekilde çıkarmadığı sürece değişmez.
özel iş hayatını bilen yazar beyanatı.
amk dallaması. lan ne çok sikik cahil kıro, amcık beyinli varmış lan.
bim gibi avam kitlenin çalıştığı yerlerde, bu tür hokkabazlıklar rahatça yapılabilir. bir de, orada çalışanların genelde bir mesleği yoktur. (orada çalışan mühendis de gördüm, fakat geneli, hakkını aramaktan acizdir)
sanayi sektöründe, haftalık 45 saati kimse geçemez. geçerse, adamı götünü sikerler. (çalışma saati 08:00- 18:00. ara dinlenmeyi çıkardın mı, haftalık kırkbeş saate tekabül ediyor) onun için asgari ücretle çalıştıran bütün fabrikalar, zorunlu olarak cumartesi-pazar tatil yaptırıyorlar. kargo şirketleri, geçen yıl bedavadan, ek mesaiye yansımadan gece on bire kadar çalıştırıyordu. bu yıl çıkan yasa sonrası, saat yediden sonrasını mesaiye eklediler kargo firmaları.
neden özellikle bim'i yazdım? çünkü diğer firmalar sıkı denetleniyor. ama bim, hükümet ile organik bağı olduğu için bu konuda denetlenmiyor, çok kolay katakulli yapıyor. yasal yönünü ayarlıyor böyle. diğer müesseselerin üzerine çökerler, ama bim vb. hırsızlar, personelini kuru kuru siker ama devlet bir şey yapmaz. bu çok işadamının yandaşlık kuyruğuna girmesinin ardında yatan neden, bunlardan biridir.
baba parasıyla geçinen it kopuk züppe takımı. eliniz ekmek tuttu mu, o zaman kamu dairesini, özel daireyi görürsünüz.
Sevgilim çalışmıştı bi ara zor bi durumdaydı. Arada yanina konusmaya uğrar camdan seyrederdim. Camdan bak. Çocuğun izni yok. Ayakta bütün gün. 7 bucuk saat falan yalan. Sabahtan akşam 10a kadar. 10da çöpü caputu çıkarırken kapatiyolardi. Nefes alacak zaman yok iki tane kasa 837473892 müşteri. O sakin sessiz bim cehenneme dönerdi. Zorla biraktirdim belinde sırtında her yerinde rahatsızlık oluştu.
Şimdi burada gariban buldunuz derdini anlatmış adam. Yok okusaydın, yok calismasaydin. Ayar vermeye çalışan evde göt büyüten embesiller falan.
Sen bimden o ürünü ucuz alıp tadını begenip "bimde satilan harika ürünler" başlığına eklerken hiç sormuyor musun. Neden ucuz amk. Bi yerden kazanmayacaklar mı. Haa tabi müslüman onlar zararına ucuza veriyorlar değil mi. Hayrına amk senin kaşına gözüne.
Hiç her yerde öyle falan demeyin. Migrosta çalışanı da gördük kipada da.
Netekim sinirimi bozmayin, işiniz kasada oluyor sizi kasa dışında her yerde çalıştırıyorlar. Kamyon gelir aldirirlar. Yük taşıtırlar. bi ay girer ÇALIŞır sinir stres bel agrisi sahibi olur cikarsin. Çok biliyo gibi konuşmayın yani.
Edit: bimde sadece akpliler çalışıyo zannedenler var. Mustehak falan diyolar. Gel de et kafali CHP'li deme işte bize amk.
Sadece bim ile sınırlı olmayan haksızlıklar zinciridir. Hakiki hayat süreci başladığında iki seçenek vardır önünüzde. Ya herhangi bir iş bulup ömrünüz boyunca "ne uzar ne kısalır" cinsten bir hayat sürersiniz; ya da her bulduğunuz işi bir basamak olarak kullanıp biraz riskli ve zorlu olmakla birlikte uzun vadede "dikey" bir grafik çizebileceğiniz daha iyi bir hayat yaşarsınız. Bunun için Amerikan ecnebiyasından ceo ların hikâyelerine falan bakmaya hiç gerek yok, yakınımızda, çevremizde, etrafımızda böyle bi' dünya insan var. iyi bakın ve görüp dikkat kesilin.
Şikayet etmek, iç dökmek kötü mü peki?
Eğer çözüm önerinizi ekte sunamıyorsanız kötü. Hem de çok kötü. Tam manasıyla klavyede harf dövüp abesle iştigal etmek bu.
Ve bir de,
Burada yazdıklarınızı bir mektup halinde çalıştığınız yerin tepelerine isimli yahut isimsiz iletemiyorsanız, buna cesaret edemiyorsanız o zaman vay halinize. Bu kötünün de ardı.
Evvel zamanda çalıştığım mağazada -ki pek de ünlüdür ve hatta insan kaynakları da iki kez ödül almıştır, yaşadığım sıkıntıları personel sistemi üzerinden adımı da yazarak taa tepelere uçuruvermiştim de ortalık karışmıştı. insan kaynakları bölge müdürü yarım saat sonra arayıp bir saat dil dökmüştü.
Hani şimdi en yukarıda adam demiş ya bim'im sahibi onca namaz kılsa ne olacak diye. Muhtemelen onun haberi yoktur bunlardan. Genelde olmaz çünkü. Sistem böyle işler. Hani o dayı sözlüğe girip bunları okumayacaksa hiçbir zaman da personel acılarını duymayacaktır.
Kaldı ki bu iş eşek-semerci hikayesine benzer(yazmaya üşendim, google'a danışıverin). Kişi semerciyi ölsün diye dua edeceğine eşeklikten kurtulmak için her daim mücadele halinde olmalıdır.
Sözün özü, söylenmeyi bırakıp "söylemeye" hem de işin asli muhatabına söylemeye anlatmaya cesaret etmedikçe; sorunu çözüm önerisiyle el ele sunmadıkça varacağınız yer başladığınız yerdir.
Bunu profesyonelliğin kimyası algısıyla medeniyetin varoluşundan beridir yapıyorlar. Her kurum çalışanından ne kadar az parayla çok iş yaptırırım kafasında iş görür.
