BEN TANSAŞIN izmirde üç beş mağazalık halini hatırlarım hayal meyal. ketçap cam kavanozdaydı gıççına vururduk dibinde kalmasın diye. migrosa herkes gidemezdi. yıllar geçti market sayısı arttı. elin gevuru geldi ninenizin köyü büyüklüğünde merketler açtı marketler büyüdükçe müşteri hakkı gibi bizi kendilerine bağlamaya yönelik satış stratejileri geliştirdiler. marketler civcivlendi renklendi psikolojik taaruza geçti. sonra sen geldin arasından sislerin söğüşlemez sever bizi bim bim gibi mesajlar verdin. ilk başlarda la bunlar islamcı ben bundan almam diyen freebagli şortlu, şort altı çoraplı amcalar bile şimdi cuma sabahları kapısının önünde kuyrukta. kutular tezgalarda öylece mi duruyor olsun. ufacık mağaza sadece 3 raf mı var olsun ucuz ya. hem kendine has bir çok ürünü var 2 katı pahalı olanlarda o tat yok.
bim herkesin güldüğü, elinde poşetiyle yakalanma korkusu yaşattığı ama hiç bir zaman ayrılınamayacak dost. sade bir güldalını bile sevmem bir ömre bedel.
sol frame de bim ile alakalı daha fazla başlık görmeyeceğimizden sevindirici olabilir.
her bim ile alakalı ortamda gözle görülür le' li espiri azalmasına da sebep olabilir. baydı, bıktı, .ikti usandırdı artık.
başka yerden 55 kuruşa kutu kola alınması mümkün olmadığından, farklı ideolojilere sahip sadık ve radikal müşterileri aralarında para toplayıp bu mucizevi zinciri muhakkak kurtaracaktır.
bizim ipne bakkal dükkandan dışarı gel gel hiç acımıycak şarkısı çalmaya başlar. zira allahın siktirettiği muhitimde market namına yürüme mesafesinde bi bu var.