bim, bilindiği üzere diğer rakiplerinin **** kat ve kat üstünde bir kaliteye ve fiyat uygunluğuna sahiptir. her ne kadar bazı gerizekalılar, ürünlerin adını beğenmediği için alay etse de ürünlerin kalitesi "markalı" diye adlandırılan ürünlerin kalitesinin birkaç gömlek üstündedir. en basitinden le cola, coca cola'nın kalitesinin çok üstünde bir içecektir. ya da sattıkları sütlü tatlılara baktığımızda; tamamının özsüt tarafından yapıldığını ve buna rağmen normalde porsiyonu 6 lira olan bir kazandibinin * aynı kalitede 1.5 liraya evinize geldiğini bilmek insanın içini rahatlatıyor. milyonlarca kalite/fiyat karşılaştırması yapabilirim ancak gerek yok. gelelim bu kalitenin ve kaliteye oranla fiyatın ucuzluğunun sebeplerine;
1. bim'in yalnızca halk için çalıştığı gerçeği
2. allah korkusu olması (30 kuruşa malolan bir tatlıyı 6 liraya satmak allahsızlıktır)
3. fetullah gülen hocaefendinin insanlarının geleceğini düşünmesi
4. islam'ın insana önem veren bir din olması (ataistler bile satın albiliyor burdan)
5. bir etiket yüzünden %200 zam yapacaklarına, etiketin adını değiştirerek kalitenin fiyatını doğru koymaları.
fetullahçıların ve bilimum dincilerin sempati duyduğu 2. hatta 3. sınıf süpermarket. hatta süpermarket bile denmemesi gerekir, çünkü süpermarketten çok mahalle bakkalına benzemektedir. her 100m de bir bim e rastlamak mümkündür.
kaliteli değildir.fiyatları ucuzdur.her ürünün migros'la aynı olduğunu düşünürsek bir an hangi markete gidersiniz? bunu bir düşünün sonra en kaliteli mi karar verin.
- reyon yapmak gibi bir dertleri yok. zira yuropalet üzerinde karton içinde mal satılabiliyor.
- kokakola, pepsi dolabı yok. haliyle elektrik faturası az geliyor.
- dost yoğurt, süt falan sadece onlara çalışıyor. Ki onlarda türkiye'de en çok yoğurt satan firma. haliyle ucuz.
- iktidar partisiyle alakasını söylemiyorum.
- kriz ortamlarından her dain faydalanmasını bildi.
ucuzluk ve kalite tanımları yapmaya sebep olmasıdır. aradaki farkı iyi analiz etmek gerekmektedir.
bim adlı kuruluşta da bütün mesele maliyetlerin düşmesindedir. misal hiç bir bim mağazasında reyoncu, şarküterici, kasap, manav vs yoktur. mağazayı maksimum 3 kişi çekip çevirmektedir. bu anlamda da ürünlerin, birim maliyetlerine yükleme azalmaktadır. he bir de bu kuruluşumuz kendine üretim yapacak taşeron kuruluşları çok güzel bağlamış ve bu anlamda uygun fiyata mamul edinmeyi esas almıştır. (bkz: dost süt), (bkz: dost yoğurt), (bkz: le' cola) ve örnekleri çoğaltmak mümkündür. işbu durum da kısa vadede tüketiciyi cezbetmektedir. ama benim şahsi tercihim mahalle bakkalımız mehmet amca'dır kalite konusunda. zira güleryüz onda, kaliteli ürün onda, kredi kartı geçmiyor ama hatrımızın kredisi yüksek kendisinde.
mehmet amca'nın kalitesinin 5 nedeni:
1) yılların tecrübesi ile bakkallık yapması(mehmet amca dükkanı açtığında bim falan hikaye... orko vardı o zamanlar orko...)
2) mehmet amca'nın şahsıma özel olarak beck's getirmesi(ki normalde efes gider buralarda. her bakkal yapmaz bunu küçümseme tosunum)
3) güleryüz ve alaka(bim'de bik bik bik beyfendi diyenlerden daha güler yüzlü en azından)
4) arada çay ikram etmesi(bunu hiç bir übermarket yapmaz)
5) mehmet amca'nın tadına doyulmaz sohbeti(arada denk getirirsek 3 saat harcadığımız oluyor)
sen daha bim kaliteli de... hikaye hacım. gel mehmet amca'ya kaliteyi gör.
görmemişin marketi olmuş tutmuş en kaliteli süpermarket ilan etmiş dedirten hede. tamam bazı ürünleri ucuzdur, hoştur fakat kalite farklı bir durumdur ve günümüz fason dünyasında tüm kaliteli ürünler ne yazık ki pahalıdır. misal, şarküteriye tavuk ve benzeri ürünlerin girmesiyle şarküteride toplam kalite düşmüştür. kaldı ki bim ürün seçiminde bu durumu gizliden gizliye deklare eder. zira örneğin bimden bir traş bıçağı almaya gidin. karşınızda sadece iki ürün görürsünüz; piyasadaki en kaliteli ürün olan gillette markası ve kendi fason ürünü olan bilmem ne matik. gillette ürünün etiket fiyatı 8 liradır, kendi fason ürünü 3 lira. gillette dururken fason 3 liralık jiletin kalitesinden bahsetmek ayıp olur. yok eğer kaliteden anlayışımız bimde gillette markalı ürün satılmaksa kusura bakmasın bizim bakkal hüsam da satıyor o jiletten.
bim'in mallarının kalitesiz olduğuna dair görüş zamanla gerçekliğini yitirmiştir.
çünkü bizzat bim'e iş yapan kişilerden öğrendiğim kadarıyla; bu market adını daha önce duymadığımız bir yığın ürününü anlaştığı ünlü ulusal markaların fabrikalarında kendi adına üretim yaptırarak tedarik etmektedir.
örneğin dost süt/ yoğurt olarak bilinen süt ürünleri bizzat ülker'in içim tesislerinde üretilmekte, sabunlar evyap'ın fabrikalarında, yumurtalar keskinoğlunun ,meyva suları tamek'in tesislerinde üretilmektedir gibi. almış olduğunuz ürünün detaylı açıklamasını incelediğinizde göreceksiniz ki tanıdık markalar üretmekteymiş alıdığımız abidik isimli ürünleri.
peki neden fasafiso isimli ürünler ortaya çıkmış? diye bir soru geliyor insanın aklına.
ülke çapında bilinen bir ürünün satış fiyatı, kar marjı piyasada bellidir fark yaratacak derecede indirimler yapamazsınız. sistem izin vermez size, ama aynı ürünü başka bir kılıfa sokup adını ahmet mehmet veysel koyduğunuzda çok daha ucuza satabilirsiniz bu bilinen basit bir pazarlama stratejisidir ki bim bunu iyi oturtmuştur.
kullanmış olduğum ürünün kalitesi ve işlevi ihtiyacımı giderecek seviyedeyse daha fazla neden para ödeyeyim ki?uluslararası marketlerin yurdumuzdaki şubeleri de yapmaktalar aynı şeyi kendi adıyla ürettirdikleri ürünleri gazlıyorlar fahiş fiyatlarla halkımıza. bu tarz çıkarcı perakendecileri gördükçe inadına bim'e gidesim geliyor !!!
kaliteden anlamayan insanların, bim gibi bir bakkalı en iyi süpermarket seçerek arayıpta bulamadıkları nedenlerdir.
öncelikle süpermarket nedir? sorusuna cevap vermek gerekir. bakkalda bile en az 2 kişi çalışır iken, söz konusu olan bim de ise tek kişi veya 2 kişi çalışmakta. nerede mal kabul elamanı, nerede kasiyer, nerede reyon görevlileri, nerede mağaza yetkilisi..? komik ama gerçek şudur ki; bir üründen şikayetçi olup yetkiliyi çağır bana desen o da yok.
le cola ya takılmadan baktığımızda bim daha iyidir.
misalen özellikle son aylarda satılmaya başlanan tatlıları gayet kaliteli ve güzeldir. hatta ilk çıktığında şu an adını hatırlayamadığım gayet ünlü ve büyük bir firmanın üretimiyken sadece 1.5 tl idi. hala 1.5 tl fakat firma sanırım değişmiş. ama hala kaliteli ve güzel. bunun dışında az çeşit olmasına rağmen ünlü markaların ürünlerini de diğer süpermarketlerden daha ucuza alabilirsiniz. yani kalite farkı olmadan. neden mi?
3000e yakın şubesi var, her şubeye her hangi bir üründen günlük 10 tane satılacak şekilde alsan, günde 30.000 ürün eder. herhangi bir firma günlük 30.000 adet ürünü çok daha ucuz fiyata verebilir, bimde karşılığında en ucuz fiyat garantisi isteyebilir. böylece aynı markayı da daha ucuza alabilirsiniz.
çünkü başka hiçbir süpermarketin bu kadar şubesi veya bu kadar ürün alma kapasitesi yok.
yanlış düşüncedir. bim gerçekten faydalı bir sistem oluşturdu ancak en kaliteli market olmadığı da söylenebilir. aslında modern dünyanın yeni arayışı 'ne kadar basit o kadar iyi' mantığıdır ve bim buna tam uyum sağladığı için belki de bu felsefeye göre diğerlerinden iyidir diye düşünülebilse de ürün kalitesinin migros'u tutmayacağını da kabul etmek lazım.
ayrıca iddianın en yanlış yönü 'efenime söyliyim bu insanlar dindar onçin halkı düşünüyolar di mi' şeklindeki yaklaşım. şunu kesinlikle aklınıza iyi sokun: bu dindar imajlı yapılanmalar kapitalizmin en sağlam işlediği ilik sömürücü yapının maneviyatla desteklenmiş halidir.
muhafazakarım, hatta önceki entrylerime bakarsanız büyük olasılıkla beni 'dinci' sınıfına koyabilirsiniz. ama müslüman akıllı olmalıdır, gerçeği görmelidir, sorgulayıcı ve gerçekçi olmalıdır. bu güne kadar din-iman muhabbetine çok kazık yedik. nt mağazaları ve tekbir giyim ve şu anda sayıları yüzleri bulan alternatif turizm şirketleri (hani hizmetten şiklayetçi olan müşterisini döven, müşteri memnuniyeti çok düşük olan tatil köyleri vs...) bunların en iyi örnekleridir. bim de diğer bütün büyük şirketler gibi kar-zarar hesabı yaparak, satış stratejileri belirleyerek sonuç itibariyle tamamen şu kutsal amaca hizmet ederler: 'halkın cebindeki parayı en fazla nasıl alırım.' bu bim'i başarısız ve kötü mü yapar, hayır kesinlikle. başarılılar, ucuzlar ama bunların odağında halk değil kendileri var.
öncelikle (bkz: ufak atta civciler yesin), ikinci olarak da zamanında böyle paket paket tarhana çorbası satardı bu bim, hatta üretim merkezi de keşan'da bir yerdi. tarhananın keşan'da üretildiğini görünce (bkz: çanakkale domatesi) sebiyetiyle lezzetli olabileceğine kanaat getirmiştim oysa akşamına evde çorbadan zehirlenenlerin sayısı 2'ye yükseldi. günlerden bir gün keşanın bir sokağında yürürken teyzelerin kaldırımın üzerinde uzunca bir çarşafın üzerinde tarhana kuruttuklarını gördüm. kapıdan içeri bakınca torba torba bu bim de satılan tarhanalar kolilere yerleştiriliyordu. böylece bir kez daha (bkz: ucuz etin yahnisi yenmez) olgusuna inanmış oldum. ayrıca şimdi farkettim entryimde 2 adet atasözü var yakında tdk atasözlerine olan sempatim dolayısıyla tarkan gibi beni de kutlayacak.