bazı insanların bilinç yapısını ancak böyle tanımlayabiliyorum. le beyin kullanımından mütevellit birtakım insanlar, insanımsılar işbu tavırları sergilemekte.
özellikle açık rengli bambu çorapları kaçırmamaya çalışıyorum. her kutuda sanırım iki çift oluyor. onları da ben kapıyorum. açık reng çoraplar candır karşiim.
ya bu amına kodumun biminde bi yumurta var tamam mı? adı bili bili.
2013-2014 sezonu sanıyorum. üniversiteden çocuklarla oturduk nba play-off serisini izliyoruz. san antonio o vakitler lebronlu miami ile oynuyor. 3. maç seri 2-1. baya çekişmeli geçecek sanıyoruz. * neyse moruk, ginobili üçüncü devre çıldırdı. yanıyor adam. yaş olmuş 35 ama köpek gibi kaldırıp atıyor. manu attıkça biz çıldırıyoruz falan. manu ginobiliye methiyeler düzüyorlar. en sonunda bir arkadaş ''bimdeki yumurtaların adı bili bili sen nasıl şut atıyorsun manu ginobili'' diye bir serzenişte bulundu. amına koyim kafamda hafiften iyi. nasıl güldüysem beynime kazınmış. artık ne zaman bimde yumurta görsem ginobili aklıma geliyor. yumurtalara bakıp sırıtıyorum.
osmanoğlu tatlıları güzel ama eskisi kadar güzel değil. profiterolünü alırdım hep ama artık o çikolata tadı eskisi gibi gelmiyor. buono çikolatasını sevmiyorum, ağızda suni bir tat bırakıyor. dost yoğurdun da çok güzel olduğunu düşünmüyorum. çünkü su katınca cıvıması lazım, bu yoğurt su katmaya rağmen koyu formunu koruyor. doğal yoğurt hemen kendini bırakır oysa. sarmasını da sevmedim. anne sarması yiyen bu sarmayı yemez. özetle aslında bir şeyin farkına varmak lazım. bim dışındaki başka bir yerden o ürünün benzerlerini yemediyseniz, bimdeki o ürünler size mucizevi geliyor. ama çok daha kalitelisini yemiş olsanız inanın o kadar şaşılacak bir durum yok. ekonomik durumu iyi olmayan bir toplum olduğumuzdan, ucuz ve az biraz düzgün ürün olunca onda bir mucize var sanıyoruz. işin aslı bana göre bu. ayrıca o güzel dediğimiz gıdaların birçoğu paket gıda ve sayısız koruyucu ve kimyasal içeriyor. tadına aldanıp yerken bunu da gözardı etmeyin. en azından aşırıya kaçmayın.