Özellikle Son bir yıldır cevabını bilsem de açıklama yapmaktan sıkıldığım ve bir şeyler anlatmaya üşendiğim için sorulan birçok soruya verdiğim yanıt.
Bazen daha önce açıkladığım şeylerin tekrar sorulması durumunda bu cevabı verdiğimde "nasıl olur, daha geçenlerde sen anlattın bunu?" gibi bir tepkiyle karşılaştığımda "unuttum" diyorum ya da bildiğimin düşünüldüğü bir şeye "nasıl bilmiyorsun sen" denildiğinde "daha önce hiç duymadım" yanıtını veriyorum.
Hakikaten "bilmiyorum" demek tevazudan, erdemden değil de insana verdiği rahatlıktan dolayı tercih edilmeli. Zaten tevazu göstermek için cevabı bilinen soruya "bilmiyorum" demek çok tuhaf. Neyse bu beni ilgilendirmiyor.
Senin bana bakmanla içimi dolduran ılıcık suları bir başkasında tekrar hissedebilecek miyim bilmiyorum.
Mahkum ettin beni ebedi sensizliğe bu sıcaklığı tattırarak,bir insan hiç bilmediği bir şeyi arzulayabilir mi?
yine nakarat ağırlıklı olmuş amk.
dr. fuchs- biliyor musun?
sagopa- bilmiyorum
ikisinin farki bir gun arayla yapilmis olmaları, bana kalırsa tesadüf yok.
edit: şarkı hakkında bütün diyeceklerim bi altta yazılmış, ya efsane olarak bırak yada iyisini yap. bak eskisi gibi demiyorum çok iyi de olmasın en azından iyi olsun.
sagopanın fırından yeni çıkan şarkısı. kısa birşey zaten çerez tatında. rapten da uzak enteresan bir şarkı.
edit: o baştaki r leri uzatma işini çözemedim ama kulak tırmalıyor.
--spoiler--
eğer bir önemi olsaydı gittiğim yerlerin, tanıştığım insanların, yaptığım uzun konuşmaların, hepsini teker teker dökerdim önümdeki kağıtlara. farkım kalmazdı balzac'tan, hiçbir farkım kalmazdı celine'den. ağır bir dille yazılmış, özenle seçilmiş sıfatlarla dolu tasvirler kaplardı bu sayfaları. ölümlerini gördüğüm insanların dudaklarının kalınlığından, üzerlerindeki paçavraların dokumasına kadar her ayrıntıyı anlatırdım. ama ben doğanın bana emrettiğini yapıyor ve unutuyorum. bütün fazlalıkları unutuyorum. şekilleri hatırlamıyor ve önemsemiyorum. tek önemsediğim ve yazmaya değer bulduğum, olayların mantığı. başka bir şey öğrenmedim ben hayattan. belki gelecek sefere! düşük bütçeli filmlerin vazgeçilmez konusu reenkarnasyona has bir dilekle, belki gelecek sefere diyorum. ancak şimdilik dikkat etmiyorum karşımdakinin gömleğinin temizliğine, rengine.
--spoiler--
kendimden bile saklıyorum,
susuyorum.
simdi yalnızlığıma mı yoksa, sana mı şiirler yazıyorum,
bilmiyorum.
hasretin mi daha uzak?
masun gözlerin mi ?
saçlarını okşamak, dokunmak istiyorum.
hasretliğim nerdesin?
bak yok işte,
ellerini tutamıyorum.
karanlık gecelerde ben,
sana susuyorum.
yalnızlığıma mı ağlıyorum?
yoksa cevapsız sorulara mı?
görmüyorum... duymuyorum...
şimdi sen mi bana yasak?
sensizlik mi?
bilmiyorum.
selçuk avcı