karşıdakinin anlamadığı zamanlara denk gelir.
şöyle mesela bazen insan olur olmadık zamanlarda kafasına dank diye düşen bir olayı anımsar. oturduğu ortama aykırı olan bu şeyi söyleme ihtiyacı duyar insan. söyleme söylememe arasında gidip gelen insan her zaman pozitif tarafa yenik düşer.
söyler ve ortama uymaz. insanlar tuhaf tuhaf bakar. sonuç: hezimet ve mutsuzluk aşağılık durumuna düşmek.
bazen de o kadar düşünceler içinde yüzer ki insanın kafası, sanki beynine bir fil oturmuş da yorgunluk kahvesi içiyormuş gibi.
kafandaki düşüncelerden sana en yakın olanı söylersin bildiğin bir şeydir ama insanlar seni anlamadığı için bilmek fayda etmiyordur.
siz siz olun beyninizde düşünceler yığını varken ya da kafanızda yorgunluk kahvesi içen bir fil varsa bildiklerinizi paylaşmayın!