çok yaygın bir tutumdur. tamamen yanlış demek de doğru olmaz; çünkü nedeni irdelendiğinde psikolojik etmenler bulunabilir, insanın konuşma ihtiyacının bir sonucu olduğu söylenebilir. ayrıyeten doğru nedir, gerçek/hakikat nedir gibi felsefi bir çıkmaza da girilebileceği gibi, eğer iftira vakası kastediliyorsa bunun ahlaki yanlışlığı ortada olmasına rağmen taraftarlık bağlamında yine desteklenebilir ve tabii şiddetli bir karşı çıkışa da sebep olabilir. kişi bilmeden konuştuğunun farkında mıdır; değil midir? kişi bilmeden konuşuyor olmasını umursuyor mudur? bilmeden konuştuğu düşünülen kişinin seçtiği konu hakkında bilen kişi ne biliyordur? peki, nasıl bir tutumla kişiye bilmediği anlatılmalıdır? bu ve bunun gibi sorular üzerine düşünülmelidir.
bilmeden konuşmaları yetmez gibi bir de doğrusunu anlatmana rağmen kabul etmezler yanıldıklarını, anlamamak için ayak diretirler adeta. beyinleriyle kavgalıdır böyle tipler genelde. Bertrand Russell'dan gelsin o zaman:
"akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir"