ilber ortaylının da ders verdiği ve öğrencilerini övdüğü bir okuldur. bundan iyi reklamı yapılamazdı herhalde. bu okulda okuyanların veya okumayı düşünenlerin izlemesi gereklidir.
bugünlerde öğrencilerini sürekli sorunlarla karşılaştıran üniversitedir. geçen seneye göre internet hızında çok net yavaşlamalar görülmekte ve zaman zaman internet kesintileri yaşanmaktadır. altyapının eskimesinden midir bilinmez sıcak su kesintilerine de şahit olmaktayız. yalnız şunu belirtmek gerekir ki bilkent'in en sorunlu hali bile rakiplerini solda sıfır bırakmaya yetecektir. *
Bir canlı yayında sunucunun "türkiyede yaşanan protesto olaylarında dış güçlerin etkisi varmı?" sorusuna takribi 10-15 kişinin el kaldırmasından sonra sunucunun sayıyı arttırma amacıyla " dışarıdan bizi karıştırmak icin uğraşıyorlar diyenler?" sorusunun akabinde bilgisizliklerinden ötürü gaza gelerek 40 civarı kişinin daha el kaldırdığı üniversite.
Birde arkadaşlar türkiyenin en iyi üniversitesi demişler, en iyisi bu ise diğerlerini düşünemiyorum doğrusu.
Bugün öğlen beyaz bir araç içinde sanırım mini cooperdi son ses aya benzer adlı şarkıya yüksek sesle eşlik eden kaşar kızların görüldüğü okul. Neyin kafası amk bu dedirtmistir.
bu üniversiteye önyargısı olan ya da tercih etmek isteyip tereddüt edenlere önerim olacak:
ilk olarak şunu demek isterim. Bilkent üniversitesi bir özel üniversite değildir. Vakıf üniversitesidir. Vakıflar kar amacı güdemezler. dolayısıyla ilk önce bunu bilelim.
Bilkent'i seçmeden önce ekşi sözlükteki bilkent efsanelerini okuyup seçmekten vazgeçmiştim. kazanacağım kesindi çünkü puanım 30- 40 puan fazlaydı taban puandan. ama tereddüte düşmüştüm.
ilk önce şunu unutmayın. efsanelere inanmayın. 5 sene bu okulda okudum ve iki ferrarinin çarpıştığını falan görmedim. aksine, okul yönetimi her yıl burslu kontenjanını arttırarak ve ücretli kontenjanını düşürerek daha çok burslu öğrenci çekmeye çalışıyor. ben okula girdiğimde %30 larda olan bursluluk oranı, şimdi %50 ye yaklaşmış durumda.
Okulda herkes zengin, herkes baba parası yiyor gibi önyargıları olanlardan olmayın. Bilkentte benim gibi maddi durumu ortalama olan bir çok öğrenci var. Yemek yemek için yemekhanenin açılış saatlerini bekleyen, Okuldan gelecek olan kapsamlı bursunu iple çeken öğrenciler bunlar.
Hatta bir arkadaşım vardı. Çok başarılıydı. Ama ailesinin durumu yoktu. kapsamlı burs alıyordu. Ve ailesinden harçlık almıyordu. Her ay bu bursun yarısını da biriktirdiği için son senesinde baya birikmiş parası olduğunu söylemişti hatta.
Demek istediğim her şey sizinle alakalı. Çok çalışıp kapsamlı bursuna hak kazanırsanız, el üstünde tutulursunuz.
Okula burssuz gelseniz bile üstün başarı bursu kazanıp her sene eğitim ücretini ödememe hakkınız var sonuçta.
He bir de önyargılı davranıp bu kesin zengin piçidir diye konuşmazsanız yalnız kalırsınız zaten.
Acayip tipler elbette var. Ama devlet üniversitelerinde de olan bir şey bu. vakıf üniversitesini bu kadar ötelememek lazım.
Peki bu okula geldim de ne oldu?
Geleceğimden daha umutluyum artık. Düz liseden mezun biri olarak ve herkesin bundan bi bok olmaz laflarını hep duymuş biri olarak umudum kalmamıştı. Son sene asıldım. Tüm gücümü verdim ve başardım.
ingilizcenin i sini bilmeyen biri olarak 1 sene hazırlık okudum. Ve şu an ingilizcemde hiçbir sıkıntı yok.
Kendime güvenim geldi. Şu beş senede kattettiğim yolu görüp daha çok mutlu oluyorum.
Son olarak şunu belirtmeliyim ki; Bilkent'ten mezun olmak cidden bir ayrıcalıktır. Beş sene zorluğundan şikayet edip mütemadiyen sövdüğüm okulu mezun olmama 1 hafta kala deli gibi özlemeye ve gideceğim için üzülmeye başladım
Diyeceğim o ki;
Üniversite seçiminizi onun bunun ne dediğine göre değil, okulun ne denli başarılı olduğuna göre yapın.
Bilkent Dünyaca ünlü bir okul. Dolayısıyla etiketi bile yetiyor.
bilgisayar mühendisliği bölümünden üç öğrencinin akıllı oy teknolojisini geliştirdiği okul. oy kullandıktan sonra parmağa boya sürülmesi filan zaten fazlaca gerikalmışlıktı. genç arkadaşları tebrik ediyoruz. akıllı oy ile ilgili daha fazla bilgi için;
midterm ve finalde çok iyi notlar alınsa bile ödevler tam yapılmamışsa ya da derse pek uğranmamışsa o dersten oldukça düşük bir harf notu ile geçmenin olası olduğu, iyi not almak için sürekli çalışmanın gerektiği üniversite.
çoğu vakıf üniversitesinin aksine, burssuz kontenjanları da görece yüksek taban puanlara sahiptir.
düşünsel bahçeyi solculuğa özgülemeyenlerin okuduğu, çok da başarılı olduğu üniversite. castro bla bla'sı rumuzlu şahısların diline dolamaması gereken.
zengin öğrenciler ve fakir öğrenciler arasındaki uçurum fakir öğrencilerin isyan etmesine sebep olmuştur. bu yüzden çok puan aldım vs. diye burayı tercih ederken dikkat edin. bana kalırsa odtü'deki akademik ortam ve arkadaş ortamı hiçbir yerde yok.
#4981:
Bölümümün en başarılı öğrencilerinden biriyim ve sürekli oldukça parlak bir geleceğe sahip olacağım gibi söylemleri bölüm insanlarından, hocalarımdan, Bilkent'teki arkadaşlarımdan ve ailemden duyuyorum. insanlar sürekli bunu yüzüme vuruyor. Mesela bir sınavdan beklenenin biraz altında bir not aldığımda insanlar beni örnekleyip birbirlerine sınavın ne kadar zor olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar. Benden beklenti o kadar yüksek ki bu durum beni artık ciddi anlamda yıpratmaya başladı. Bir zamanlar zengin, şimdi ise orta halli ve maddi sıkıntıları olan bir aileden geliyorum. Küçüklük yıllarımda maddi anlamda gayet rahat ve kaliteli bir yaşam sürdüm ancak liseye başladığım yıllarda her şey dibe vurmaya başladı. Babam giriştiği her atılımı eline yüzüne bulaştırdı. Gittikçe battı ve yıllarca biriktirdiği tüm sermayesini neredeyse kaybetti, uçan kuşa borcu olması da cabası. Meslek hayatıma Bilkent'teki birçok kişinin aksine elimde üç kuruş, çevremde torpil olmadan başlayacağım ve çok parlak bir geleceğin olacak gibi peri masallarına inanmıyorum. Ben sabah akşam ders çalışırken,süper lüks arabasıyla daldan dala atlayan, her gece başka mekanlarda gününü gün eden, okulu uzata uzata, dersleri ucu ucuyla geçen babadan dededen zengin arkadaşlarım benden çok daha kaliteli bir yaşam sürdükleri halde gelip ironik bir şekilde benim başarılarıma özeniyorlar. Benimse tek gördüğüm, her geçen gün zamanımın biraz daha azaldığı ve gençliğimin boşa akıp gittiği. Ben tırnaklarımla kazıya kazıya ilerlerken bu arkadaşlarım benden 10-0 ileride başlıyor olacaklar ve kendileri için süregelmiş eğlence dolu sosyal yaşamlarını yaşamaya devam edecekler. Bense hayatımı çalışarak ve feda ederek geçirmeye devam edeceğim. Etrafımdaki insanlar en iyi mekanlarda gezip tozarken benim tek hobim boş vakitlerimde bir zavallı gibi oturup yine maddi imkansızlıklar nedeniyle açılamadığım hayallerimin kızını stalklamaktan ibaret. Bu okulda insanlar okulun ne kadar zor olduğundan ve bu yüzden başarısız olduklarından dem vuruyor ancak birkaç dakika sonra keyifli yaşamlarına dönüyorlar. Bense tüm başarılarıma rağmen belirsiz geleceğimin yükü altında mutsuzluğuma gömülmeye devam ediyorum. Benden daha kötü durumda olan insanlara bakıp halime şükretmek gibi olaylara hiç girmiyorum. Aslında şikayet etmiyorum, etsem de neye yarar sanki? Bu okulun bana öğrettiği şey: Başarılı bir insan olmanın yıpratıcı yükü ve sorumluluğu olduğu oldu. Bu yüzden "para varsa kancıkta..." diyorum. Herşey bu kadar basit ve düz belki de. O yüzden derslerle fln canınızı pek sıkmayın gençler, doyasıya yaşayın gençliğinizi, biz yaşayamadık. Bunları konuşabileceğim ve beni anlayabilecek güzel insanların olduğu tek platform burası olduğundan buraya yazma gereği hissettim, kafamı biraz boşaltmak istedim. Zamanını ayıran herkese teşekkürler. Son olarak Tyler reyizden bir alıntı yapmak isterim:
"We've all been raised on television to believe that one day we'd all be millionaires, and movie gods, and rock stars. But we won't. And we're slowly learning that fact. And we're very, very pissed off."
otoparkın girişinde kuşlar giremez yazdığı rivayet edilen özel üniversite.
şahin, kartal, serçe
kampüslerinde ferrarileri, bugattileri felan bulunur, zengin tayfası boldur.