bilkentli kimliği, odtülü ya da boğaziçili kimliği kadar güçlü ve bağlayıcı değildir. dolayısıyla bilkentli olmak demek, içinde bulunduğun kurumu/yapıyı övmek ve benimsemek yerine, o kurumdan iliğini kemiğini sömürürcesine yararlanmayı öğrenmek demektir.
mesela bilkent'in hocaları kendini naza çekmeyi üstünlük saymadığı için her an kapılarını çalıp yurt dışında eğitim hakkında koyu bir sohbete dalabilirsiniz. kütüphanesine bir kitabı bulamayınca elimizde yokmuş canım demezler, sırf siz istediniz diye sipariş ederler. görece rahat bir öğrencilik geçirirsiniz. bilkent, sırf "bilkent" olduğu için değil, sahip olduğu mantalite çağdaş olduğu için kıymetlidir. size bir kimlik tayin etmez. size tek bir hayat görüşünü benimsetmez. size gerekli bütün imkanları sağlar ve kendinizi bulmanıza yardım eder. dolayısıyla bilkent size belki odtü ve boun gibi bir community olma bilincini vermez ama haza bir birey olarak çıkabilirsiniz bilkent'ten.
bence 21. yüzyılın meselesi de sadece ve tek başına bir birey olabilmektir. insanların ne kadar bireyci olduğundan yakınılıp duruldu 20. yüzyıl'ın sonları boyunca. oysa insan, birey olma gücünü hiç olmadığı kadar kaybetti son çeyrekte. artık bireysel görüşlerin bir önemi kalmadı. cancel kültürü, topluca linç etme kültürü yerini aldı bireylerin. ben şahsen bilkent'te bir birey olmayı öğrendim. bana dayatılanlarla yaşamamayı öğrendim. benden olmayanı da dinlemem gerektiğini öğrendim. ben, bilkentli kimliğini bir gurur vesilesi olarak değil, rasyonel bir insan olarak taşıdığımı düşünüyorum. okuluma sadece beni bağımsız bir birey olarak yetiştirdiği için minnet duyuyorum, daha fazlası değil. hiçbir değeri yüceltip dayatmıyorum, hiçbir fikri de sevmediğim için susturmuyorum. dinlemek istediğimi ben dinlemek istediğim için dinliyorum, dinlemek istemediğimi de dinlemeyip, dinleyenlere de hakaret etmeden çekip gidiyorum.
Arazilerine süper avm ve mega camiler yapılabilir. Bi de böyle düşün. Yurtdışına adam yetiştiriyorlar işte. Bir katkıları olmuyor sonuç olarak. Ar-ge yapabilen bir yerin var mı ya da abd deki gibi yatırımcıların?
Hep siyasiler eleştirildi. Hep dış mihraklar denildi durdu. Liseden en değerli öğrencileri alan bu üniversitelerin toplumu dönüştürmede etkisi oldu mu? Oldularsa ne kadar? Toplum hala bağnaz ve cahil.
Ne elon musk gibi girişimciler, ne topluma yön verecek Russell’lar ne de Aziz Sancar gibi kimya alanında Nobel almış insanlar yetişmiyor. (Not: Aziz Sancar ın başarısı istanbul üniversitesine atfedilemez onun başarısı başta şahsının azmine, köy enstitülerine, Amerika ya, North Caroline Üniversitesine bağlıdır ve tabii ki Mustafa Kemal’e...)
Gençliğin kaymak tabakasını alan bu 3 üniversite yetersiz.