biliyor musun nereden geliyorum

entry1 galeri0
    1.
  1. Oradan:
    senin gideceğin yerden-
    en dibinden
    acıların
    en içinden
    sevinçlerin:
    ikimizin gideceği yerden.

    Oradan:
    ikimizin olduğu yerden-
    çevremizden gelen
    etkilerden sıyrılıp,
    kendiliğimizden
    oluştuğumuz yerden.

    Oradan:
    bizim yerimizden-
    ikimizin de geldiği yerden:
    yenilgiden
    üzüntüden
    yeşillikten
    mavilikten.

    Biliyor musun
    nereden?

    Yaşamın en dibinden.
    içtenliğin en içinden.

    Sen ve ben
    neden
    gelmişsek ve gideceksek
    o yere, o yerden
    kendiliğimizden,
    gideceğiz ve geleceğiz
    o yere
    yeniden-

    Sen ve ben
    yeniden ve yeniden.

    senin elin
    serin elin
    benim elim
    derin elim

    senin elin
    benim elim
    benim elim
    senin elin

    senin elim
    benim elin

    dingin elin
    suskun elim

    Gidiyorsun:
    Bütün ışıklarımı göndersem seninle
    aydınlanır mısın?

    Gidiyorsun:
    Bütün sevinçlerimi göndersem seninle
    mutlanır mısın?

    Gidiyorsun:
    Bütün hüzünlerimi göndersem seninle
    üzülür müsün?

    Gidiyorsun:
    Bütün acılarımı göndersem seninle
    yıkılır mısın?

    Ben
    üzüntülü ve yıkık
    kalırken
    sen
    aydınlık ve mutlu
    git
    ışıklarımla ve sevinçlerimle:
    üzülme
    yıkılma
    aydınlan
    mutlu ol.

    ışık ol
    aydınlık ol
    sevinç ol
    mutluluk ol.

    Bırak bana
    hüzünleri, üzüntüleri
    acıları, yıkımı-
    al götür
    ışıkları, aydınlığı
    sevinçleri, mutluluğu.

    Gidiyorsun:
    Bütün kendimi göndersem seninle
    götürür müsün?

    Bak, denizdeyim
    diyecektim:
    bir serin ürperti
    yaladı geçti dalgaları-
    diyemedim.

    Zaten
    yoktun ki.

    Kim bilir
    nasıl kuru, nasıl tozlu
    nasıl gürültülü-
    ama, belki
    nasıl da renkli, nasıl canlı
    nasıl dingin
    bir yerdeydin
    günboyu.

    Şimdi son pırıltılar çekilirken
    suların üstünden
    sen, belki
    nasıl kuru, nasıl cansız
    nasıl boğucu
    bir yerdesin-
    ama, belki de
    nasılsa renkli, canlı, dingin-
    yerliyerindesin.

    Ama
    yoksun ki.

    Bak, denizdeyim
    diyeektim-
    diyemedim.

    Oraya
    senin olduğun yere baktım.
    Bir serin ürperti gibi
    yaladı geçti dalgaları
    o eski deyiş:
    How do I love thee?
    Let me count the ways-

    Gördüm seni.
    Geldin gözümün önüne:
    nasıl da duru, nasıl arı
    nasıl canlı-
    kuru, cansız, boğucu
    yerinde,
    bütün bezginliğinin içinde
    denizde gibiydin.

    Ama
    yoktun ki.

    Bak, denizdeyim
    diyecektim:
    bir ıslak esinti
    düştü dalgaların üstüne-
    diyemedim.

    Zaten
    yoktun ki.

    Yokum ben sensiz
    yoksun sen bensiz

    benimle sen
    seninle ben

    Var mısın?
    Yok musun?

    Yok musun?
    Var mıyım?

    Orada
    beni düşünüyorsun
    Hissettim bunu:
    Bir şiddetli rüzgar gibi
    aşarak tepeleri
    geçerek boğazları
    ulaştı buraya
    geldi dokundu bana
    düşünmen beni.

    Orada
    beni düşünüyorsan
    hissetmelisin bunu:
    Bir rengarenk ışın gibi
    aşarak tepeleri
    geçerek boğazları
    ulaşmak oraya
    gelip dokunmak istiyor sana
    düşünmem seni.
    *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük