--spoiler--
Gün içindeki davranışlarımızın, yaşadığımız duyguların ve içine düşmüş olduğumuz durumların çoğu bilinçaltımızın kontrolü altında gerçekleşiyor. Yaşamımız boyunca edindiğimiz alışkanlıklarımızın tümü, hep bilinçaltımıza kaydediliyor. Bir müzik enstrümanı çalmayı veya araba kullanmayı öğrenmek ya da bir bebeğin yürümeyi öğrenmesi bilinçaltının yardımıyla gerçekleşiyor. Bu eylemler alışkanlık haline geldikten sonra, bilinçaltı bunları otomatik şekilde yapmaya başlıyor. Örneğin, bisiklete binmeyi öğrendiniz. Birçok kez bisiklet kullandıktan sonra artık bisiklete binerken yaptığınız hareketlerin çoğu, bilinçaltının emirleriyle otomatik hale geliyor. Üstelik bilinçaltınızın nasıl bir yer olduğunun farkına vararak, onu yönlendirebilmeniz elinizde.
BiLiNÇALTI NEDiR?
Bilincimiz, yaşamak istediklerimizi ortaya koysa da, farkında olmadan hayatımızı yönlendirebilen bir de bilinçaltımız var. Bilinçaltı, beynimizin farkında olmadığı kısmıdır. Bir bakıma hafıza depomuzdur. Bilinçaltı, vücudumuzdaki birçok faaliyetin otomatik ve düzenli biçimde yürümesini sağlıyor. Suçluluk, endişe duygusu, kapana kısılmışlık, çaresizlik gibi olumsuz duygular bilinçaltımızdaki inanç kalıplarıyla birleşiyor ve sinir ağı yoluyla bedenimizin belirli bir bölgesine yönlendiriliyor. Çoğu zaman bilinçaltımıza yaptığımız kodlamalar yüzünden birçok hastalığa sebep olabiliyoruz. Örneğin, kanserin pek çok türü, bilinçaltımıza attığımız ve zihnimizde unutmayı ya da düşünmemeyi seçtiğimiz duygular yüzünden ortaya çıkıyor.
BiLiNÇALTINDA NELER VAR?
Buz dağının suyun üzerindeki bölümü bilinç, günlük karar verme süreçlerinde, akılcı düşünce yoluyla ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı tahmin etmemize yardım ediyor. Bilinçaltı, buz dağının suyun altında kalan bölümüdür ve zihnin daha büyük bir bölümünü oluşturur. Bilinçaltı, öğrenilmiş davranışın tekrar edilmesiyle ilgileniyor. Bilinçaltında, daha çok yüzleşmek istemediğimiz anılanınız, alışkanlıklarımız, korkularımız yer alıyor. Birey çoğu zaman hatırlamak istemediği deneyimlerini bilinçaltına atıyor ve orada tutuyor. Bunu hatırlatacak bir etken olduğunda ise ortaya çıkıyor ve bizlere olumsuz duygular yaşatabiliyor.
BiLiNÇALTINIZI YÖNLENDiRMENiN YOLLARI
Başkalarını dinlemeyin
Çevrenizdeki birinin, size sürekli işe yaramadığınızı söylediğini düşünün. Bu yanlış bir düşünce bile olsa, tekrar tekrar dile getirilmesi nedeniyle bilinçaltınıza yerleşiyor ve beraberinde gelen cesaret kırıklığı ve öfke duygularıyla birlikte orada saklanıyor. Daha sonra hâlâ bu suçlama devam ediyorsa, bu kez kişi, kendisinin gerçekten işe yaramaz biri olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu sefer de karşılaşılan her yeni durumda bilinçaltınız size otomatik olarak bu mesajı vermeye başlıyor. Böylece işe yaramaz olduğunuza inandığınız için, ele aldığınız her durum için nasılsa başarısız olacağım düşüncesini taşıyarak gerekli çabayı göstermemeye başlıyorsunuz. Size söylenen tamamen yanlışken, başkalarını dinlediğiniz için bu sefer gerçek oluyor. Bu yüzden kendi düşüncelerinize değer vermeniz en doğrusu.
Bilincinizin farkında olun
Bilinçaltı 0-5 yaş arası yoğunluk olmak üzere 5-10 yaş arasında anne-bana tarafından ve yakın çevremiz tarafından kodlanıyor. Bu kodlamanın ardından 25 yaşına kadar uykuya yatıyor. Bu yaştan sonra davranış modellerimizi etkilemeye başlıyor; bu durumu değiştirebilmemiz elimizde. Geçmişe bağlı koşullanmaların sonucuyla, çoğunlukla isteklerimizi hayata geçirmeyi bazı duygu ve davranışlarımızla engelliyoruz. Eğer yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olabilirdi. Bu yüzden bilinçaltınızda sizi yanıltan düşünceleri göz ardı etmeyi öğrenin.
Kendinizi telkin edin
Bilinçaltı, neyin gerçek olduğunu, neyin olmadığını bilemez. Bilinçaltımız, yönlendirdiğimiz her şeyi bir emir olarak algılıyor ve buna göre hareket ediyor. Kendi kendimize tekrar ettiğimiz şeylerin hangisinin mantıksız, hangisinin mantıklı olduğunu da ayırt edemiyor. Kısacası, siz neyi gün boyunca tekrar ediyorsanız onu doğru olarak algılıyor ve bilinçatınız da depoluyor. Bu yüzden bilinçaltınıza, sizi sakinleştirecek ve mantıklı olan düşünceleri gün boyunca telkin ederseniz, olumsuz tüm düşüncelerden kurtulacaksınız.
Şartlanmalardan kurtulun
Bütün alışkanlıklar, daha önce beynimize yerleşen şartlanmanın oluşturduğu takım programlardır. Eski bir alışkanlığı değiştirmek için, kendimizi eskiden şartlandırdığımız düşünceyi bulup, yerine yararımıza olacak düşünceleri koymak yerinde olacaktır.
Olumlu düşünün
Davranışlarınızı olumlu yönde etkilemek istiyorsanız bunu ancak bilinçaltınızın yardımıyla yapabilirsiniz. Çünkü tekrarlanan düşünceler, bilinçaltı zihninizde kök salarlar. Sürekli tekrarlanan olumsuz düşünceler ise olumsuz sonuçlar yaratır. Bu sebeple ne kadar olumlu düşüncelere sahip olursanız, bir o kadar bilinçaltınızda olumlu deneyimleriniz olacaktır.
insan davranışlarının oluşmasında en büyük etkiye sahiptir. öyleki en ufak bir olay, geçmişte olursa yansıması daha erken olur, ilerde kendini daha büyük bir halde gösterir.
odaklanarak ulaşabileceğimiz zihinsel belleği ifade eden kavram. örneğin sen şu an bu yazıyı okurken bilincini kullanıyorsun başka birşey aklına pek gelmiyor gelse bile hem bu yazıya hem o aklına gelen şeye tam manasıyla odaklanamıyorsun çünkü bizim beynimiz çift çekirdekli değil tek çekirdeklidir maalesef* ama desem ki sana "yunanistan'ın başkenti neresidir?" zihnindeki kütüphaneye inip dosyaları araştırarak bunun cevabını bulursun. işte o kütüphane senin bilinçaltındır.
rüyalarla kendini düzenleyen, sıkışmış enerjiyi rüyalarda bilincinizle bir anlam veremediğiniz imgelemlerle ortaya çıkaran karanlık bir dehliz. içeride ne var, bil(e)miyoruz. bilinç, bilinçaltındaki bilgilere asla ulaşamaz ancak bilinçaltı, bilinci etkileyen her türlü olayın fakındadır. iyi, kötü, korku-dehşet-üzüntü-mutluluk veren ne varsa hepsi karanlığın içinde beklemekte, bazen rüyalarla gün ışığına çıkmakta.. hem ürkütücü, hem de çok çok çok ilgi çekici. "bilinçaltı da bilinçaltı, başka bişey demem" diyen freud'a hak vermemek elde değil.
birisini çekemeyen bireyler hakkında şunu söylemek isterim, bilinçaltında kurduklarını zamanla dili ifşa eder ama farkında olmaz, biz bu durumlarda sizi çok iyi anlıyoruz.
- insanın toplumla ilgili küçük parçacığı dışında kalan bütünlük yönüdür.
ne demektir bütünlük yönü? hegel'ci ifadesiye, geist-malum'dur. insanın, insanlığıdır. milyarlarca insanın, bir ve tek olan "insanlık" yönüdür.
freud'un şuuraltı üzerine yaptığı tahliller, bu gerçeğin ancak çok küçük bir bölümünü verir. çünkü freud'a göre şuuraltı, şuurun bir tür çöplüğüdür, deposudur. insan, ne yaşarsa, ne öğrenirse, oraya doldurur.
oysa freud'dan onraki araştırmacılar, özellikle jung'un konuya getirdiği yeni açılımlara dayanarak, şuraltının sadece yaşananların, arasıra bize rüyalar gösteren bir çöplüğü olmadığını ispatlamışlardır. jung, şahsi şuuraltı'nın yanına bir de "müşterek şuuraltı"nı getirmiştir. insanın, insanlığa açık yönünü, bir çok gözlem ve deneyle ortaya koymuştur. müşterek şuuarltı'nın arketiplerini çıkarmıştır ki, erkekle dişi arasındaki tanışma, sevgi ve ilgi bile bunlara bağlıdır.
böylece; fertlerin olduğu gibi, toplumların da bir şuuaraltı dünyası vardır. kültürden kültüre, çağdan çağa değişkenlik gösteren bu toplumsal şuuaraltı, toplumun yeni üyelerine geçer; ve sonunda bütün insanlık için müşterek olan bir insanlık şuuraltı ile birleşir. bütün insanlık için ortak olan bir takım temel güdüler meydana getirir. dilde ve günlük yaşayışta izler bırakır.
borges, bu fikirden hareketle şu şiiri yazmıştır: "bir tek adam doğdu - bir tek adam öldü dünyada- aksini düşünmek - lüzumsuz bir genişletme çabası"...
beklenmedik ve enteresan hikayeler çıkabiliyor. 'hangi arada böyle bir şey düşündüm ve buraya yerleşti? sonra da ortaya çıktı?' diye soruyorum bazen. düşündüğüm veya gördüğüm her neyse -bu 1 saniye bile olabilir- bilinçaltı affetmiyor direk kuytu bir köşeye saklıyor bunu anladım.
yanlış kullanılmaktadır. bizim bilinçaltı dediğimiz durum aslında bilinçdışıdır. doğrusu budur. bilinçaltı, şu anda farkında olamadığımız ancak biraz uğraşırsak tekrardan bilinç ortamına getirebileceğimiz yaşantıları barındırır. yıllardır görmediğimiz ilkokul arkadaşımızn adını hemen değil de biraz düşündükten sonra hatırlamamız gibi.
bilinçdışı ise korkularımızı, kabullenemediğimiz cinsel arzularımızı, vahşi dürtüleri, bencilce ihtiyaçları, utanç verici deneyimleri, ahlak dışı dürtüleri kapsar ki bunların farkında değilizdir ve yanlış bir şekilde " bilinçaltı " deriz bunA.
felsefe'de okuduğunuz ve gerçekte karşılığının olmadığını sandığınız şey... ta ki bir akşam, bir sohbette, anneniz yaşadığınız ama bilmediğiniz anılarınızı anlatana dek.
bilinçaltınızda neler tuttuğunuzu bilmek isteseydiniz, orada tutmazdınız sanırım. en azından, ben, birinci tekil şahıs.