33 yaşındayım, 6 aylık bir erkek bebeğim var. Bebeğimiz sabahları yada gecenin herhangi bir vaktinde ağladığında uyanamıyorum, bazen 4-5 dakika ağlasa bile duymadığım oluyor(muş). Gelgelelim diğer konuya...
Bu bebek yeni doğduğunda ilk iki hafta banyo yapmayacak dedi doktorlar. Bu iki hafta sonunda eşimle beraber yenidoğan banyo videolarını izledik, doktorumuza sorduk, görsel ne varsa bakıp en sağlıklısı neyse aynı şekilde banyo yaptırmaya karar verdik. Bu şekil; genelde bebeği yüzüstü, dirseğinizi bacaklarının arasından geçirerek elinizle boynuna kadar tutma ve kolunuzu bir nevi direk vazifesi gördürerek havada tutmaya benzer bir şekildir. Velhasılkelam, suyu sabunu oda sıcaklığı havlular ne varsa hazırladık başladık yıkamaya. Çıt yok bizimkinde, sevdi suyu. Şampuanladık yıkadık derken durulamaya geçtik.
Durulama esnasında yüzüne doğal olarak su geldi. Bebeğim suyu genzine çekti ve bir anda tıkanmaya başladı. Elim ayağım titredi, tansiyonum çıktı, ne yapacağımı bilemedim, resmen tüm vücudum kaskatı oldu. Eşime bağırdım "nefes alamıyor napcaz alamıyor nefes!" diye. Bir 10-15 sn kadar düzgün nefes alamadı, ben resmen kendimden geçtim. Eşim gayet soğukkanlılıkla aldı, yüzükoyun çevirdi, sırtına iki dokundu bebek düzeldi.
O düzeldi ama ben dizlerimin üstüne çöktüm. Kendim ölümün dibine kaç kere girmiş adam, ilk defa kendinden daha değerli birşey karşısında diz çöktü. Ömrüm boyunca böyle bir korkuyu yaşamayı bırakın, yanından bile geçmemişim, o an farkettim.
Şimdi o zırıl zırıl ağlama sesine uyanmayan ben, o sesin belki de 20'de 1'i olmayan, bazen kendi tükürüğünden ötürü bile o tıkanma (genize kaçırma) sesi geldiği anda öyle bir yerimden fırlıyorum ki, bebeğin başını tutmam sanırım 1-2 sn civarı oluyor. Aslında artık 6 aylık. Öyle bir durumda kendi de çok rahat kurtulabiliyor. Kafasını kaldırıyor, sağa sola dönüyor ve bir şekilde kolayca atlatıyor. Keza bende durum aynı şekilde değil.
Babalık mı desem başka birşey mi bilemedim. Ama bilinçaltıma balıklama dalan o tıkanma sesi artık en yoğun ses arasında, en derin uykuda bile beni aniden tetiğe geçiriyor. O anki yaşadığım şok ve tramva, bilinçaltıma direk dikti. Artık kurtulamıyorum, büyük ihtimal ömür boyu benimle olacak. Bebeğim büyüse de, o 40 ben 73 yaşıma gelsem de, o tıkandığında ben gene alarm vaziyetinde olacağım.
yanlış kullanılmaktadır. bizim bilinçaltı dediğimiz durum aslında bilinçdışıdır. doğrusu budur. bilinçaltı, şu anda farkında olamadığımız ancak biraz uğraşırsak tekrardan bilinç ortamına getirebileceğimiz yaşantıları barındırır. yıllardır görmediğimiz ilkokul arkadaşımızn adını hemen değil de biraz düşündükten sonra hatırlamamız gibi.
bilinçdışı ise korkularımızı, kabullenemediğimiz cinsel arzularımızı, vahşi dürtüleri, bencilce ihtiyaçları, utanç verici deneyimleri, ahlak dışı dürtüleri kapsar ki bunların farkında değilizdir ve yanlış bir şekilde " bilinçaltı " deriz bunA.
duyguların, düşüncelerin, dürtülerin ve hatıraların deposudur ve bilincin erişiminden uzak kısmıdır. Bilinçaltını oluşturanların çoğu, acılar, korkular ya da çatışmalar gibi kabul edilemeyen ya da hoş olmayan durumlar veya deneyimlerden oluşur. Freud’a göre bilinçaltı biz onların farkında olmasak bile eylemlerimize ve deneyimlerimize yön verirler.
Birçok yorumdan ziyade şunu söylemek istiyorum; bastırılmış duyguların stoklandığı dünyamız mı? yoksa hareketsel analizlerimizi yapmak kabiliyetinden uzaklığımızla bu duygularımızı bastırdığımızı zannedip, yeni bir avuntular dünyasının bilinçaltındaki, bilinçaltı dünyasını mı yaşıyoruz? Yani gerçek benliğimizin kodsal karşılığı olan fiili hareketlerimiz.
Bilinçdışı kavramının, bilinçaltı dünyamıza yerleşmesi ile; iyi-kötü, güzel-çirkin kavramlarımızın da o bilinçdışı kavramlarına göre bilinçaltımıza kodluyor olmamız çevresel etkenlerin içtimai ve hususi hayatımızın temerküziyetine* etkisi ve yeni soluklar getirmesi açısından gayet derecede önem arz etmekte olduğunu görüyoruz.
Burada amacım bilimsel terimlerle sürekli ezberci açıklamalarla beyni yormak yerine, daha ''deruni'' mana ile insanın iç alemine yolculuğu kolaylaştırmak. Bu minval üzere elbette yorum ve eleştiri olacaktır.
insanın bastırılmış duygularını sakladığı yer. sigmund freudun teorisine göre insan beyni bir iceberg gibidir ve sadece 1/9'u dışarıdan görünür. işte kalan 8/9 da bilinçaltındaki bastırılmış duygulardır.
insanın bilincinin altında bulunan,görülmeyen,farkedilmeyen,içten içe kişiyi kemiren,rüyalarla,nedensiz davranışlarla ve fazla birikmesi sonucu anormal davranışla kendini dışarı atan görmek,kabullenmek,varolduğunu bilmek istemediklerimiz,kişisel çöplüğümüzdür.
beynimizin, bizim farkında olmadanbilincimiz dışı çalışan,bedenimizin istemsiz kaslarını yöneten bir parçasıdır. aslında araştırıldığında çok fazla şey çıkıyor meydana. mesela barış muslu'nun kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. çoğu hep ilgilnizi çekecek şeyler. illaki okuduktan sonra bir deneme yaptırıyor insana. mesela:
" iki elinizi de rahat bir şekilde bacaklarınızın üzerine koyun.
ilk olarak evet kelimesini 4-5 kez tekrarlarken, her tekrarda baskın (güçlü) elinizin işaret parmağını yukarı doğru kaldırın.
Hayır kelimesini 4-5 kez tekrarlarken, her tekrarda diğer elinizin işaret parmağını yukarı doğru kaldırın
Şimdi test zamanı!
Benim adım ......... diyerek gerçek adınızı söyleyin
Benim adım ......... diye karşı cinsten bir isim söyleyin.
.......... (bir özel isim) çok seviyorum.
Kendimi her yönümle çok seviyorum.
Bunu neden yapıyorum?
Sorunuzu sorarken eğer baskın (güçlü) elinizin işaret parmağı kalkarsa bilinçaltınızın evet dediği, diğer elinizin işaret parmağı kalkarsa hayır dediği anlamına gelmektedir.
Amacımız, belli bir konuda bilinçaltınızın ne düşündüğünü anlamak. Böylece, hem kendimizi tanımak hem de sorunların kökünü bulmak adına büyük bir adım atmış oluyoruz. Test edilecek ifadelerde sınır yok. Artık istediğiniz ifadeyi, inancı test edebilirsiniz.
Söyledikten sonra kendinizi bırakın. iki işaret parmağından biri otomatik olarak kalkabilir ya da o parmakta çok az da olsa bir kasılmanın farkına varabilirsiniz. Testin doğru olması için sonucu tamamıyla bilinçaltınızın belirlemesine izin vermelisiniz.
Arada sırada, en başta uyguladığımız evet-hayır hazırlık sürecini tekrar etmeniz yararlı olacaktır."
parmağının komple yukarı hareket ettiğini söyleyenler var. benim sağ parmağım sadece kasılmıştı. denemenizi öneririm.