çok şey söylenebilecektir ama söylenemez bazen. şiirde dediği gibi toprağın güneşle konuşmasını mesela. bir yudum suya muhtaç kuraklığı yaşar insan ruhunun diplerinde, güneş hem hayat verir hem de kurutur çünkü. hem olsun istersin hem olmasın. olmasa da olur muydu, bilemezsin. olmasa bir dert, keşkeler havalarda uçuşur, keşkelere sıkışır kalbin her atışında. olursa da ayrı dert, sonunda bir yara, belki onarılmayacak bir açıklık, belki de kırılıp parçalanmış, tuz buz olmuş. bazen su verirsin toprağa, onu verirken hayallere dalarsın. toprak doyar bir süre sonra ama farkına varmazsın. ve toprak suyla birlikte uzaklaşmaya başlar ayaklarının ucundan. çok vermek iyi değil yani her zaman. az verirsin, küser sana. başkalarına daha fazla mı su veriyorsun diye darılır. halbuki sen onu yeterli sanarsın. bilmezsin ilk başta ne kadar suya ihtiyacı var çünkü çok verince neler olduğunu görmüşsündür. az verince kırılıp çatlar toprak. ürün vermez sana, yüzü de hiç gülmez. bir süre sonra da başkalarının toprağı olur. aslında hep gözün ondadır, bir gün gözlerini son kez kapattığında o toprakla buluşma hayalini kurar durursun.