mantık olarak duyu organlarımızla algılayamadığımız hiç bir şeyin varlığını kabul etmememiz gerekiyor. ama gelin de bunu insanlara anlatın. kim sallar bilimsel ispatı.
mesela sen adamlara tanrı'yı ispatla diyorsun. sana kutsal kitapları örnek veriyor. mucizeleri örnek veriyor. sormazlar mı adama bu mucizeler kamera ve benzeri anlık kayıt cihazları çıktıktan sonra neden hiç olmadı?
dünyadaki zulüm 2000 yıl ya da 1400 yıl öncesine göre şu anda daha mı az? neden şu anda libya'yı bombalayan kapitalist devletlerin cezaları mucizelerle verilmiyor?
sadece sayılarla ispatlanan şeylerin bilimsel olduğu gerçeği yüzyıllar ve yüzyıllar öncesi aristo ve platon tarafından söylenmiştir. sayısal olmayan şeyler için gözlemin var olduğu bilinen bir şeydir. sosyal bilimler buna bir örnektir. şimdi durup düşünmekte gerek. sosyalse neden o zaman adı sosyal bilim bu noktada tartışma ve paradigmalara açıktır.
bilim denilen şey tanrının koyduğu kurallarsa ve biz bunu ölene kadar ya da kıyamete kadar kanıtlayamayacak sadece inanabileceksek doğru olan eylemdir.
örneğin bazı kavramlar vardır ve insanlar bunların bilimsel ispatının olmadığını sanar. bunların da ispatı(yerine göre tanımı da denilebilir) zaten hali hazırda vardır.
Rüya(Dream)'nın wikipedia tanımı: dreams are successions of images, ideas, emotions and sensations occurring involuntarily in the mind during certain stages of sleep.[1] the content and purpose of dreams are not yet understood, though they have been a topic of speculation and interest throughout recorded history. the scientific study of dreams is known as oneirology.
Vicdan(conscience )'ın wikipedia tanımı: conscience is an aptitude, faculty, intuition, or judgment of the intellect that distinguishes right from wrong. moral evaluations of this type may reference values or norms (principles and rules). in psychological terms conscience is often described as leading to feelings of remorse when a human does things that go against his/her moral values, and to feelings of rectitude or integrity when actions conform to such norms.
hala duyuların 5 ile sınırlı olduğunu sanan insanlar da vardır. onları entry girmeden, yaftalamadan, gaza gelmeden önce araştırmaya davet ediyorum.
not: aşk, sevgi gibi duyguların tanımı onlarca kaynakta bilimsel olarak yer alıyor. çok merak edene kaynakları özel mesajdan atabilirim.
bilimsel olarak ispatlanan şeyler inanç konusu değildir. ispatlanmış olan şey zaten gözünün önünde durmaktadır.
kurduğu cümle içerisinde binbir türlü çelişkiler yaşayarak tespit yapmaya çalışan insanlara da olsa olsa liseli denir.
Binlerce yıl önce elektromanyetik dalgalar 5 duyu ile algılanamıyordu; hatta böyle bir şeyin varlığından insanoğlunn haberi yoktu. Oysa şimdi bu dalgalar bilimsel olarak ispatlanmış durumda.
3 boyutlu evrende olduğumuzu düşünüyorsunuz; aslında 4 boyutlu bir evrende yaşıyoruz. Dördüncü boyut zaman. Peki ya yanlış biliyorsak? Ya dört değil 5-6-7... boyutlu bir evrense ve biz algılayamıyorsak? Ya algılayamadığımız boyutlarda melekler, Allah... vs varsa?
Yani manyetik dalgalara, ruhlara, "akıl" denen görünmeyen, 5 duyu ile algılanmaya şeylere inanmak saçmalık değildir.
Ateizmde ölümden sonra hiçbir şey yoktur. ilahi dinlerde ahiret, cennet, cehennem kavramları vardır. Şayet ateistler haklıysa inançlarımız hususunda kaybedecek bir şeyimiz olmayacak. Toprak olacağız demektir. Ama ya biz haklıysak? Tanrı varsa, ve din haksa?
bilimsel olarak "ispatlanacak" bir şeye inanmaktır kimi zaman. eğer bilmin dar sınırları içinde kalsaydı insanoğlu, bugün bı ilerleme mümkün değildi. bilmi geliştirmek için geniş düşünmek, aklın bilmi aşması gerekir.
mümkündür ve hatta su an farkinda olmasaniz bile yaptiginiz eylemdir.
bilimsel arastirmalarda ispat, matematik ve mantiktaki gibi yapilmaz. 2 kere 2 her zaman dört eder diyemeyiz. bilimde bazi durumlari, olaylari aciklamak icin varsayimlar ortaya atilir, hipotezler olusturulur. bu varsayimlar yillarca deneyler ve hesaplamalarla, bulgularla desteklenir! (desteklenmediginde zaten varsayimdan öteye gecemez) böylece postülatlar, teoriler hayata gecirilir. yani bu varsayimlar aksi ispatlanincaya kadar herkes tarafindan "bilimsel gercek" olarak kabul edilir. zaten kanitlandiklarinda bilimsel kanuna/yasalara dönüsürler.
örnegin, su anda evreni aciklayan iki fizik teorisi vardir; kuantum mekanigi ve görelilik teorisi.
gibi.. sicim teorisi atom alti parcaciklarin tanecik degil de sicimlerden olustugunu önce sürer. sicim denilen atom alti yapitaslarini gözlemlemek neredeyse imkansizdir. bu teori yakin zamanda test edilemeyecegi icin fizik dünyasinda en cok tartisilan konulardan biridir.
mantık olarak "bilimsel olarak ispatlanmış bir şeye inanmak"tan daha doğrudur. sonuçta bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey inanmayı gerektirmez. o vardır, bilinir ve de doğrudur.
kanıtlanamamış şeylerle ilgili olarak inanma ya da inanmama sorunsalı gündeme getirilebilir, sonuçta varlığı tartışmalıdır, üzerinde bir mutabakat yoktur. ama şöyle ki bu tip kavramlar eğer bilimsel kavramlarsa, gene inanmaktan bahsetmek doğru olmaz. Örneğin evrim teorisi gibi. Evet kanıtlanamamıştır ama evrime inanmak ya da inanmamak diye bir hareket mantıksızdır. (mister spock gibi oldum ben de bu entry'imde, hayırlısı bakalım. "mantıkdışı kaptan!!")
benim açımdan hiçbir sakıncası olmayan durumdur. evet allaha da inanıyorum. ruhumuz olduğuna da, meleklere de, ahirete de. darda kaldığımda göremediğim allahıma, allahım sen bana yardım et diyorum. çok istediğim birşey olduğunda allahım sana şükür diyorum. inşallah son nefesimde de kelime-i şahadet getirebilirim o göremediğim allahım için. ve bilimsel olarak kanıtlanmasına da hiç ihtiyacım yok. o herşeyde referans aldıkları bilim yıllardır ağızlarında sakız ettikleri evrim teorisini ispatlayamadı daha. allahımı bilimsel olarak kanıtlayacaklar.
Bilimi google zanneden "çok akıllıyım" türünde başlık. Sanki database de search yapıyor."Bilimde yeri var mı? yok. O zaman yok" Bilimin kanıtlayamadığı tek şey tanrıymış gibi hareket etmek??? Senin bilim dediğin şey son 100-150 yıldır öngörü ve deneyimden öte kesinlik kazandı teknolojik gelişmelerle beraber. Yüzdeye vursan şu dünyadaki ve evrendeki olayların ve ilişkilerin %90 ını bilmiyoruz, var sayıyoruz, kanıtlayamıyoruz!!!. Kansere çağre bulamayan bilim bu başlık sayesinde tanrı nın olmadığını kanıtladı. Herşeyi bildiğini sanmak hakikaten cahilliğin önde gideni bir durum.
tartışmanın göreceli bir boyuta indirgenmesine yol açar. bilim insanları üzerinden gidelim...
inançlı bir bilim insanı tanrının orada bir yerde olduğunu temel alıp ömrü hayatı boyunca ona ulaşmak için çalışmalarını sürdürür ve ona bu çalışma azmini veren de henüz bilimsel olarak kanıtlanmayan o inancıdır. onun amacı tanrıya ulaşmaktır ve o kendisiyle baş başadır.
inançsız bir bilim insanını ise tanrı kavramından çok evrenin o herkes tarafından kabul edilebilecek tartışmasız gizemi şaşırtır. zira ona tamamen hükmedemez ve onu belli bir kurallar çerçevesinde açıklayamaz. bu kişi hakim olmak ve sadece bilmek ister. bu yüzden de bunları henüz yapamadığı için bir nevi ulaşamadığı şeye saygı duyar. ancak o, henüz ulaşamadığı gizemli şeylerin arkasında bir tanrının varlığıyla meşgul olup onu aramaya çalışmak yerine temeline o gizemli şeylerle ilgili materyalistik öğeleri koyar ve sonunda neyi bulacağını bilmediği bir yola çıkar. belki bir şeyler bulacak, belki de hiçbir şey bulamayacak. özünde tanrıya karşı biri değil, tamamen o kavramla alakasız biridir. inandığı şey ise determinizmdir. yani olaylar arasında her daim bir neden sonuç ilişkisi kurar ve henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış bir şey hakkında "eğer bu bu şekilde oluyorsa o da şu şekilde olmalıdır" diyerek mantık yürütür ve buna inanır. o da başka bir şekilde kendisiyle baş başadır. eksik yönleri var mıdır? elbette var. mesela kuantum mekaniğinin doğuşu ve akabinde gelen rastlantısallık ilkesi bu adamın canını biraz sıkmıştır. ancak inançlı bilim insanının takıldığı noktalarda canını sıkan bir şey yoktur. o, takıldığı anlarda tanrının henüz insanların kendisine ulaşması için gerekli olan bilgiyi ona bahşetmediğini, belki de bunu hiç bilemeyeceklerini düşünebilir ve içini rahatlatıp çalışmalarına devam edebilir. yani bir bakıma kendinden emindir. mesela bu rahatlama olayı inançsız bilim insanında kesinlikle yoktur. inançsız bilim insanı her daim rahatsızdır ve pek çok şeyden emin değildir. çünkü onun mutlak bir şekilde her şeyi sorgulamama gibi bir lüksü yoktur.
kısacası herkes aslında bir şeylere inanır. bu ister tanrı olsun, ister başka bir şey olsun. bu konu genellikle tanrı kavramı üzerinden yürüdüğü için farklı yönden bakış açılarını kaçırmak da fazlasıyla mümkün hale geliyor. bu yüzden ikinci kısmın üzerinde fazlasıyla durmak istedim.
Az bilim insani ateist yapar, cok bilimse dine inandirir. Kuranin su an yuzde 80 i bilimsel olarak kanitlanmis durumda, kalan yuzde 20 si ise yanlislanmamistir.
