sabır ve çalışmayla koruk helva olur, izah edilemez sanılan her şey izah edilir. daha düne kadar bilim yıldırımın sebebini bile açıklayamıyordu. peki din açıklayabiliyor muydu? tabi ki hayır. zamanında en çok yıldırım çarpan yerler minareler ve çan kuleleriydi ama "allah'ın takdiri" dışında bir açıklama yoktu.
peki bilim açıklayabildi mı? evet açıkladı. şimdi minarelere yıldırım çarpıyor mu? paratoner takılıysa hayır (doğrusu: çarpsa da paratoner toprağa veriyor). mesele bundan ibarettir.
ikincisi bilimin takıldığı noktalar hep olacaktır. zira bilim sürekli ileri giden bir doğru izler. bundan 100 sene önce insanlı uçuş bir hayalken şu anda günlük hayatın bir parçasıdır.
tıkanılan her nokta, teknolojinin gelişmesiyle aşılacak, ileride yeni noktalarda takılmalar yaşanılacak, o da zamanla feth edilecektir.
bilimin din, allah gibi kavramlarla (negatif ya da pozitif) işi yoktur.
bilim peri masallarıyla değil, gözle görülebilen, elle tutulabilen, deneylerle tekrarlanabilen, data haline dökülebilen gerçeklerle ilgilenir.
son olarak da;
bilim vs din gibi sikko bir tartışma başlatmak ancak geri kalmış, 3. sınıf toplumlarda gözlemlenebilir.
bu da ilerlemenin önündeki en büyük düşmandır.
insanoğlu yıldızlara bakıp hayal kurarken,
bir zahmet öküz gibi kafamızı yere çevirip ayaklarımıza bakmayalım.