argonun türkçeye katkısının çok olmadığını vurgulayıp, açılan bu başlığın nedeninin türkçe'nin yetersizliğine verme gafletinde bulunmam kendi içinde ikilem barındırırmış gibi gözüksede, özünde terimsellikten uzak bir ironik doğruluğun betimlenmeye çalışılırkenki yer bulma çabası ister istemez kendi içinde ironin ironisi bir durum sergileyor oluşunun nedeni; bilim dili olmaktan uzak türkiye türkçesi(doğru isimlendirme bu) yazımının gark ettiği anlamsal reelliğin dilin daha önem arzeden özelliklerinin dışında olan argonun ister istemez ifadeye sızdığı gerçeğini yüzünüze vurmak istememin nedeni asla şu açtığım başlığı meşrulaştırma çabasına girmediğimi ispatlamaktan öte bazı yanlış algılamaların önünü kesmektir.
bilimin gelişim sürecinde izlediği tarihsel yolun izlerini sürdüğümüzde karşımıza olduğundan daha abartılmış bir beklenticilik çıkar oluşunun nedeninin amaçlarını incelemek lazım geldiğinden evvela bilim hangi nedensellik eş doğrusunda kaynak bulup elverdiğince ilerlemeci bir süreçte kendini halk kitlelerince sosyolojik bir kabul zemini hazırladığını anlamak için ya da yaklaşım içinde yaşadığımız maddi dünyanın temelde kendi dışındaki güçlerce belirlendiğini ve gerçek dünyadan bağımsız varolabildikleri için bilincin veya fikirlerin önde geldiğini kabul etmek veya en azından buna açık kapı bırakmak anlamında yola koyulunca ateizm felsefesininde kaynak ve dayanma noktası olan bilimin günümüzde içine girdiği buhranı daha iyi değerlendiririz ve ateistlerin yanılsamalarını anlarız.
bilimsel gelişimin doktirinleri ve anti tez ya da değişimdiricileri, Doğal olgulara Tanrı takdiri mucizeler olarak bakmakla yetinmiyor, onlara bir açıklama arıyorlardı ama aynı zamanda bu bilimcilerin henüz tutarlı veya üzerinde çalışılmış bir materyalist anlayışları yoktu gibi sanki ama mekaniğin yasalarını ve gezegenlerle gök cisimlerinin hareket yasalarını yine de bunların pek çoğu, insan aklıyla hayvan aklı arasında, ölümden sonra insan vücudunu terk eden ebedi ruhtan ibaret bir fark olduğu fikrine sıkı sıkıya her türlü idealizmle kökten bir kopuşu ve onun yerine gerçekten olup bitenin materyalist bir kavrayışını temsil edeşine baktığımızda sanılgının yapısı ve varlık bölümündeki yeri hususi bir sual, üzerinde çok münakaşa edilen ve çeşitli cevapların verildiği bir sual olarak ele alınmış bilimin ateist doktirindeki öngörülerinin çağımızdaki sıçışını gösterici bir diyalektiğin ispatı yine dünyaya nasıl baktığımızdan öte, nasıl dünyayı gördüğümüzdür.''somut gerçekçilik ile soyut sürrealizmin çelişki noktalarına değindiğmizde dogmatiğin din kavramında değil meteryalist anlayışın seküler yapısının bizzat içersinde bulunduğunu görmek çok kolay olsada özde, ezberletilmişliklerin ezberlerini bozmak, dogmatikliğin bilimn tekelinde olduğu yanılsamasını hatırlatmak isterim ki, örneklendirmelerin örneklendirme aşamasına gelişindeki algılarınız sulanmasın'' derken ki amacım; bilimin ortaya koyduğu insan doğasını ve insan davranırlarını ele alarak, onları felsefî açıdan insanın ne olduğunu ve diğer varlıklardan farkını fizyolojik ve pratik (kültürel) antropoloji ayrımını ortadan kaldırarak, insanı hem doğal sınırlarıyla hem de olanaklarıyla özgür eyleyen bir varlık olarak hem yaratılmış bir varlık hem de kültür yaratan bir varlık olarak (no paradoks)zamansal varlık tarihinin içine girerek, alışılagelmiş tarzda bir kavram tarihi incelemesi batı düşüncesinin temel sorusu ışığında, unutulmuş veya düşünülende düşünülmeyen hakikatini açığa çıkartacak yer ise antik olanda ontolojik yapının serimlenmesi olanlara ışık tutmak olduğun ateistlerin böyle bir bilim tutkunluğu ve kendi içlerinde tezat bir görünüm sergileyerek bilimi din haline getirmeleri çok trajikomiktir bence... evet amacım buydu unutmadan. neyse ateistlerin bu bilime tapıcılığı kozmozu geliştirici ve kurtarıcı sıfatları yüklemeleriyle kendi iç boşluklarındaki yerleri doldurma arzuları yine dünya-kozmoz üzerindeki olumsuz etkileri görmemizle (küresel ısınma... bilmem ne)falan gibi etkenleri bırak daha çok soyut algıdaki hiçlikle alakalıdır. metaryalist anlayış bir insana kozmoz dahilinde bir faydacılık sağlayabilir unutulmamalı, gerisi ise büyük bir boşluk. işte bilim ateistler için sadece bir yanılsama-zamansal bir anlık algılayıştır ama onlar bunu görmüyor oluşunun esas değinim noktası bilimin günümüzde gelişim sürecini artık geliştirememesidir efendim. bilim tıkandı ateistler panikte.
bilim ateistlerin götünde patladı patlamasınada hala darwin teorisi gibi hiç kanıtlanamamasına rağmen birçok kez çürütülmüş dolayısıyla teori olmaktan çıkp sadece bir düşünce haline gelmiş darwinizme inanmayan lise öğrencileri var diyerek *türkiyedeki eğitim sistemini eleştiren chp milletvekili onur öymenede harun yahaya tarıfından ders verilerek anlatılması gereken gerçek