Bilgi evrensel gerçekler takımı değil, işleyen hipotezler diye geçer. Şu noktada başlığı destekliyorum, bilim de gerici eğilimler gösteriyor, bir kitlenin mülküne girme durumu var. Bunun üzerine anarşik bilgi kuramları oluşturuyorlar. Lakin bilimin hayatilik özelliğini her alanda göstermesi beklenemez, adamın hayatında ışın cihazı yok ve sen kalkıp fizik bilgisine akademik düzeyde sahip olmayan bu adamdan bunu sorgulamasını bekliyorsun. işte bu noktada kişi çıkarı doğrultusunda bilime itaat ediyor ve bilim, bilimin uzağında olan kimseler için bir otorite halini alıyor. Pek tabii sorgulanır, kendini yeniler ve hatta sıfırlar.
tam tersine bilim sorgulanabildiği için gelişmiş ve gösterdiği bilgilerle otorite olmuştur.
tabi karbondioksitle yaşayabilirsen otoritesi kalmaz o ayrı.
bu fikirde bir çeşit yobazlıktır efendim, yobaz olma halini bir tek dindarlarda görmüyoruz. etkileşime, değişime, sorgulamaya kapalı her şey sadece saplantıdır.kişi aslında doğru olduğunu düşündüğü için değil, takıntılarını yenemediği için sorgulamaktan kaçınır.
dünyada kendini sorgulayıp yanlış gördüğünde düzelten tek şeydir bilim.
diyelim ki bütün bilim adamları körkütük bir şeye inanıyor, bir başka bilim adamı çıkıp bunun öyle olmadığını kanıtlıyor.
ona tü, bilimsiz, kafir, imansız vs demezler.
adam haklı amk, derler.
bilimin temeli sorgudur.
bilgiye sahip olmak, sorulara cevap verebilmektir, zeka ise doğru soruları sormaktır. bilim her zaman sorular ve aranan cevaplarla kendini yeniler.
diğerleri var olan bilgilerinden ötesini kullanmadan, her soruya o bilgileri kullanarak cevaplar vermeye kasar. çünkü sorgulanamaz kabul edilmişlerdir baştan. diğerleri ne mi? bilimin karşısına ne koyuyorsanız o.
Yanlıştır tutumdur. Aksine bilim kendini sürekli sorgulamakta ve bu sebeple gelişmekte ve ilerlemektedir. Bilimin kendi doğasında ilk kendini sorgulaması yatar ve bu sayede adım adım ilerler. Din olayına gelince işte orada asıl ipler geriliyor. Asıl sorgulanması gereken aslında dindir. Sorgulamaya her daim açık olmalı ki sebep sonuç ilikisi kavransın, dinin kurallarının ve yasalarının neden ve hangi sebeple zorunluluk haline geldiği, akıllara ve beyinlere temiz bir şekilde yatsın. Kuran ayetlerini incelediğimizde de çoğu ayetin ardından allah sebebini açıklamış ve bazı ayetleri çifter çifter tekrarlamıştır. Sebebi "anlayasınız" diyedir. ayrılığa düşülmesin diyedir. Demek ki ayetler ve hükümler de sorgulanabilir sorguladıkça dinin saflığı ortaya çıkar. Düşünme ve muhakeme güdüsünü veren allah, bunu kullanılsın diye vermiştir. Düşünmeden yargılayıp sorgulamadan kabullenilen inanışın,allah nezdinde de pek kıymeti olmayacağı aşikardır. bu böyle olmasa, formatlanmış hayvanlardan bir farkımız olmazdı. Sorgulamayı reddeden ve hatta bunu günaha girmekle ve hatta dinden çıkmakla açıklamaya çalışan güruhlar, dini çıkarları doğrultusunda kullanmayı amel haline getirmiş ve bu fikir yapısında olan cahil toplumlar peydah etmişlerdir. Bu konu " kuran ın arapçadan başka dillerde anlaşılamayacağı anlamının bozulacağı" yalanına kadar gider dayanır. inançsız bireylerin bütün vebali işte bu sorgulamayı bırak, inanacağınız dinin kurallarını bile bizden öğreniceksiniz dayatmasını yapan zihniyetindir.işte bilime ve yeniliğe düşman yobaz ve cahil toplum bu şekilde yaratılıyor. Müslümsn milletlerin çektiği bütün sıkıntılar bu sebepledir.
(bkz: ybsg)
(bkz: ya ne olacağıdı)
ayrıca akademik ünvanın çerez gibi dağıtıldığı yerde bilime güvenemezsin sen de haklısın. bilim adamı var higgs bozonu buldurur, imamı okula hoca yaparlar saç baş yoldurur.