bilimin daha faydalı olduğu göz önünde bulundurulursa karşımıza löbbek gibi çıkan gereksizliktir.
bahsetmiştik ama yine söyleyelim, 4 Milyon yaşında kadın iskeleti buldular, islam'a göre de adem max 14.000 yıl önce dünyaya gelmiş olarak görünüyor kaynaklarda. yani, bilim doğruyu din safsata ve hurafeyi gösteriyor bize. mars'ta su bulunmasına falan hiç girmicem karnım aç.
din ve bilim faklı alanlardır. din ile bilimi açıklayamadığınız gibi bilim ile de dini açıklamak her zaman mümkün olmaz. din inanmayı gerektir. inanmak teslimiyettir. yani bir anlamda daha dar bir düşün çerçevesinde düşünmek anlamına gelir. http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=article&aid=12224 linki dediğinizi doğruluyor. ama yazanları yalanlayabilecek pek çok islami internet sitesi buldum.
ayrıca antropolog ya da arkeolog değilim ama bilebildiğim kadarıyla şu karbon14 deneyi en fazla 40000 yıl öncesine kadar bilgi verebiliyor. milyonlar yıl öncesine iyeliğine nasıl ulaşılabiliyor bilemiyorum. dediğim gibi bilim adamı değilim ama din ile bilimi birbirine karıştırmak ya da aynı çerçevede değerlendirmek saçma bir uğraş olur.
edit: bilimsel bir açıklama yapıyorum (bkz: yaklaşın beyler). isviçreli bilimadamlarına göre beni eksileyen yazar gerizekalıymış. ben demiyorum bilimadamları diyor. hem de isviçreli.
tam bir çikobeyin tespiti. ve ayrıca çok akıllı olduğunu vurgulamak isteyen yazar söylemi. nasıl mı? şimdi bilimin açıklayamadığı olayları; paçalarından zeka fışkıran yazar insanı pat diye bulacaktır. bulur yani. ben eminim.
ha, nasıl derseniz ona da cevap vereyim: beyin bedava.
islama göre bilmek öğrenmek gerekir yobaz müslüman farklıdır müslüman farklıdır ayrım yapmak gerekir. ama insanın aklının ermeyeceği yerde de saçma sapan teoriler üretip allhın varlığını illa ki inkar etmek de yobaz bilimciliktir.
Bir bilim adamı olarak gereksiz bir gereksizlik olduğunu söyleyebilirim.
Bilim maddidir. Din manevidir.
Her ikisi de sağlıklı bir insan için gereklidir. Gelişmiş ülkelerde ateizm daha yaygındır. Tabi intiharlarda. Din zor anlarınızda sizi ayakta tutan en önemli araçtır. Kötü bir durumda Allah a yakarmak kainata neden ben demekten daha faydalıdır.
Din doğru olmasa bile inanan yanlış yapmıyordur. Yanlış yapan yaptığı yanlışlıkları din adına yapan saplantılardır. Bunlar da her dinde mevcut.
Einstein'in "bilimsiz din kör,dinsiz bilim topaldır" sözünden harektle bilim tarihine baktığınızda şöyle bir gerçeklikten söz edilebilir ki,bilimsel sistematikliklerinin oluşumunda din,yani inanç unsuru her zaman önemli bir etkiye sahip olmuştur. islam alimlerinin bilimsel çalışma ve buluşlarını buna örnek verebiliriz.Bununla birlikte şu da somutça iddia edilebilirki, bilim çeşitli dönemlerde de dinin hegemonyasına girip bilim adına yapılmak istenen çoğu şeyler için din kısıtlayıcı bir unsur olmuştur..
Ancak bilim ve teknolojinin had safhaya ulaşıp, dinin ise bilimin daha az gelişmiş dönemlerine nazaran zayıfladığı çağımızda,din ve bilim birbirine hem çok yakın hem de çok uzak olan alanlar.
Burada yadsınan şey bilimin hiç bir zaman dinin yerini alamayacağı..çünkü bilim hiç bir zaman insanlara sahici ve doyurucu bir maneviyat sağlamayacaktır. Matematiksel beynin ve olguların ürettiği bilimin,insana huzur ve maneviyat sağlayan dinin yerini alması insan yaratılışını da göz önünde bulundurduğumuzda gerçekçi olmayan bir düşünselliktir.
tepesinde şimşek çaktığında;
hemencecik havadaki nem oranını-üstündeki bulutun yüksekliğini-topografyayı-oluşan elektrik enerjisinin miktarını- o elektriğe maruz kalırsa vücüdunun uğrayacağı zararı düşündüğünü iddaa eden kişi şeysi. (bkz: bilime sığınmak)
"bilim asla bir liman değil limana ulaşmada kullanılan gemidir" (bkz: redrack)
insanlar inkar yolunu seçerken kimileri akıllarını ilah edilirler. yani güncel deyimiyle din ve bilim karşılaştırması yaparlar. oysa islam hayatı bütün olarak ele alır, din-bilim diye ayrım yapmaz. ama her ne hikmetse islam karşıtlarının argümanları arasında "islam bilime karşıdır" iddaası vardır. kitabi bir dine karşı bunu savunmak hiç akıl işi olmasa gerektir.
sırf bilimle hayat devam ettirme çabası içine girenler, insanın yapısını ya tanıyamamışlar ya da işlerine gelmemektedir. insan robot değildir makina hiç değildir. insanın ruhu vardır, insanın ruhi yapısının ihtiyaçlarına bilim ne kadar yetebilecektir. bir noktadan sonra ihtiyaçlar başlar.
sürekli duyarız "falanca milyarderin oğlu kendini pencereden aşağı salmış" niye? oysaki o kişinin yerinde olamk için bir çoğu sıraya geçer. peki o çocuğu dünyadan vazgeçirten etmenler nedir?
(bkz: Rad 28)
"onlar, inananlar ve kalpleri Allah ı anmakla huzura kavuşanlardır. biliniz ki, kalpler ancak Allah ı anmakla huzur bulur."