inanmayanların da sikinde değildir. tanrı'nın varlığının iddaa oranı falan deseydin, 6.25 verseydin belki bakardım ama bana ne lan inananın inanmayanın oranından? ben pipistim, kendi kendime takılıyorum öyle. bana ne lan.
bir zamanlar allahın hikmeti denen şeylerin, denemeler yanılmalar, bir takım kimya tüplerinde fokur fokur kaynatmalar, teleskopla bakmalar, hesap makinesinde dört işlemler sonucu, ilk elden, allahın hikmeti olmadıklarını, aslında bilimsel birer olay olduklarını anlayıp da, küççüklükten beri kafalarına katolik kiliselerinde sokulan kutsal ruh hikayesinin, aslında matrixe senaryo olmaktan gayri bir işe yaramadığını gören bilim insanlarının çok yakın gelecekte evrene dair hiç bir sır kalmayacağını öngörmeleriyle, bütün inanç kavramlarına olan bakış açıları sonucunda beliren ve sabit olmayan kutsal simgelere çemkirme katsayılarının, bilimin gelişmesiyle doğru orantılı oluşunu grafiklerle gösterebilme yetileridir.
bu konu sadece onaylanma ihtiyacı olan özgüveni zayıf bünyeleri ilgilendirir. bilim dün parçalanmaz dediği atomu bugün parçalar. yarın kim bilir neler yapar. bilemeyiz. burada sunulan oranların hiç bir değeri yoktur. bu bilimadamları isviçreli mi acaba ?
adamın biri vardı hatırlamıyorum adını. demiş ki: matematik fizik bölümlerinde ateist bulamıyoruz artık öyle bi inanç tartışması yapacağımız zaman felsefe bölümünden adam topluyoruz demiş. yani hangi bilime sardığı da önemli bu adamların.
einstein'in tek başına ortalamayı yükseltemeyeceği oran çünkü einstein'in ateist yada agnostik olduğu konusunda sözleri vardır.
ayrıca dincilerin rahatsız olduğu oranlardır ki şimdide bilime bok atmaktadırlar kendileri.
bu oranlar dincilerin lehinde olsaydı ateist'lere "gördünüz mü cahiller" gibi ithamlarda bulunurlardı.
ilahiyat da bir bilim sayıldığından bu oranın azıcık daha yükseklerde olabileceğini düşünmekteyim. hesaplamalarıma göre %0,01943955671.
inanmadın di mi? yalnız değilsin dost. ben de.
bir anlamı olmayan orandır. tanrının varlığı ya da yokluğu bilimin bir konusu olmadığına göre(ki bunu zaten bilimadamları söylüyor) bilim insanı kimliğinin bir önemi bulunmamaktadır. dolayısıyla bilim insanlarının tanrıya inanma oranına bakmakla marangozların tanrıya inanma oranına bakmak aynı derecede anlamsızdır. eğer dersen ki bilimadamları okumuş etmiş adamlar, daha zekidir onlar. derim ki "hadi lan ordan ne alaka aq".
Mü'minun suresini okuyup, etrafına baktığında iq'su 50 bile olsa imana gelecek kişilerdir. bu oranın olması bile saçma, Allah düşünelim diye akıl vermiş, zaten her bilim adamı aklını kullansa bu oran otomatik olarak 1 olacaktır. Aradaki fireler düşünülünce bu başlık bence gözünü gerçeklere kapamış bilim insanlarının oranı şeklinde olabilir.
richard dawkins amcamında dediği gibi bilimde şüphecilik vardır bilgilere bilim sürekli şüphe ile yaklaşır.teoloji yada tanrı kavramında ise sorgulama yoktur sadece kabul edersin şüphe edemezsin bu nedenledir ki ikisi birbiriyle çelişir ve ortaya bu oranlar çıkar.
işin içine bilim, felsefe girdiğinde, tanrıya inanma olasılığı düşme oranıyla eşit olandır. çünkü hep kendince bir sebepleri vardır. mutlaka açıklayacakları bilimsel bir şeyler bulunur. materyalist oluşundan mıdır nedir bu oran gerçekten düşüktür.
bilimin de bir inanç olduğu gerçeğinin artık bilim insanlarınca (izmir hayvanat bahçesinde koruma altında tutulan hayvan mı lan bu, bilim insanı ne demek?) kabullenilmesinin zamanının geldiğini gösteriyor bu oranlar. ben yerçekimine inanmıyorum ve yerçekimi denen nane beni etkilemiyor arkadaş. ayaklarım yere basması gerektiği için basıyor, başka bir şeyden dolayı değil.
zekayla inanç ters orantılıysa bendeki bu hepinizi domaltabilecek zeka nereden geliyor, allah mı beni çok seviyor, bilim insanları muz yemeye ara verip bunu araştırsınlar.
ateist propagandası olma olasılığı olduğu gibi gerçekte olabilir...bilim adamı olmuş kişi zeki bir kişidir...zeki kişi ortalama veya orta alt halk kitlelerinden kendini üstün ve ayrıcalıklı görür... bu kişisel enaniyet ve kendini beğenmişlik hali...halk kitlelerinin kutsallarını bilim adamları için gereksiz veya kendisini farklı kılabilecek başka şeylerle ikame edebileceği bir ruhsal tatmin aracı olarak görmesine sebep olabilir...böylece dine ve allaha inanmıyor olabilir..mesela
hakikatende bu tip hekimleri görmüşüzdür...işte bu insanların ateist olmalarındaki temel gerekçe hastaların kaderini eline tuttuğuna,şifayı verenin,hayat verenin kendisi olduğuna dair inançları vardır...
bu inanç inananlar için bir hurafeyken...insanların kendisine muhtaç olduğu,zeki ve müreffeh hekim için tanrılaşmasının vesikasıdır...aynı durum diktatörlerdede yaşanabilir...
birde olayın bir diğer boyutu belli sosyal katmanlarda ateistlik veya seküler( dinden uzak) yaşama hali;imajı tesis eden bir markalaşmaya gitmiş ve mahalle etkisiyle bireyleri koyun psikolojisiyle ateistleşmişdir...
sonuçta bilim adamlarının çoğunun ateist olması ateistlerin bilimsel üstünlüklerinden çok sosyolojik ve psikolojik etkilere bağlıdır...
hristiyanların ölçtüğü soyut bilgileri müslüman kafa ile değerlendirmek tutarsızlığa yol açabilir ki her toplumun yaşayışları inançları farklı türkiyede 100 kişiyi durdurup sorsan allah'a inanıyormusun diye 99'u evet der. bu bilim adamlarına da yansır. toplumumuzda 80-90 larda öğretmen ya da bilim adamı olanlar üzerinde bu etki daha çok görülüyor. öyle ki ilk okulda ortaokul lisede hatırladığım kadarı ile ateist hocalar daha fazlaydı. bu onların bilimle daha çok ilgilendiği için mi öyleydi yoksa yaşayış tarzları anne babadan gördükleri için mi?
yüzde 90 yaşayış tarzı, örf adet anne babanın yaşayışını örnek alma tarzında giden zincirleme bir etkidir. tabi istisnalar vardır herzaman olacaktır. stalin örneği gibi,
rahip okuluna gidiyordu annesi babası dininne düşkündü onunda rahip olmasını sitiyorlardı. fakat o istemedi ayrıldı lenin, darwin eserleriyle ailesinin fikir dünyasının ters istikametine yol aldı, acımasız bir başkan oldu.
yani; bilim adamı diye uzaydan inme bir insan değil o da senin gibi bir insan, belki bilim adamlarını da etkileyen faktörler fazla olabilir orası tartışılır.
hawkins in tanrı yanılgısı diye bir kitabını okumuştum. sanırım bilim adamları tanrıya pek inanmıyorlar, genellikle evrimci oluyorlar. ve fakatn anstein gibi kuvantum fiziğinin temellerini atan bir insan şüphesiz bir inanlıdır. kuvantum fizikçileri newton fiziğinin çöktüğünü ve her an her şeyin olabilitesinin mümkün olduğunu görünce beş vakit namaza başlamışlardır. (bkz: kuvantum fiziği)
sadece fare üzerinde deney yapan,gözlük takıp tv lere çıkıp saçma sapan agrasifçe konuşan bu zırtapozlar ne derse desin bişeylerime takmayacağım durumdur. onlar bilim adamları olabilir ancak öbür tarafta bakalım ilk soruyu bilebilecekler mi?
