Bilim insanlarının hepsi iyi insanlar değildir kuşkusuz ama ben hepsine baktığımda bir huzur bulurum. Gerçeği aradıklarından nefretini patolojik bir vaka olarak çevresine yaymadiklarindan, bence bu gerçeği arayışları sayesinde edindikleri bir özellik, ve örgütlü olmadıklarından dolayı onları seviyorum. Elbette onlar da kavga ediyor, küsüyor ve sarhoş bile oluyor lakin kavgaları sarhoşluklari darilmalari bile ayrı güzel ya. Bu işte dünya vatandaşı olmanın gerçeklerle barışık olmanın bunun yanında sınırsız bir hayal gücünün ürünü.
Bilim insanlarını seviyorum. Klasik müziği seviyorum. Ama aşk... aşkta kaybediyoruz. Neden bilmiyorum. Ben bilen değil düşünen bir insanım. Hayal kurarım. Ben çok bilen değil çok düşünen bir insanım ve kadınlar basit geliyor bana. Oysa bir kadının saçları dişleri memeleri ne güzeldir. Benim tek kutsal saydığım varlıktır kadınlar. Ben direkt kadını kutsarim. Aşkı değil. Düşünceleri değil uyumu değil. Eğer düşünceyi yuceltirsem kadını değil başka şeyleri yüceltmis olurum oysa; ben sadece kadını yuceltiyorum.
Peygamber cennet anaların ayakları altındadır demiş. Cennet bizzat kadındır. Kadınlar bunu anlamıyor işte. Kadınlar kelimeleri seviyor. Önemli değildir kelimeler. Kutsal değil kelimeler önemli olan sevişmek. Eylem... Her şey boş.