yeri gelir herkes arkanızda,yeri gelir herkes önünüzde bir engel olur.hayatı mutlu kılan değerler vardır kendinize göre.kimine göre bi insana olan körlük derecesinde bir aşk,kimine göre alışmış oldugunuz çılgınca alışkanlıklar.bunlardır sizi hayata bağlayan unsurlar.her defasında yanınızda olmasını ister,size cesaret vermesini beklersiniz.ve böylece tutunursunuz bi yerinden hayata...
idealistseniz,bir şeylerden vazgeçmek zorunda bırakılırsınız,vurdumduymaz biri iseniz birileri üzerinize gelir muhakkak.bi başınıza bırakmazlar sizi içmek için.telefon calar ''ne yapıyosun abi nerdesin...'' *rahat bırakmazlar,onlar rahat bırakmazlar.''dertliyim kardeşim yanlız bırak beni yaa'' diyemezsiniz.onlara laf işlemez çünkü.cıkarlar hep olur olmaz bi yerlerden.ve içinizden haykırırsınız * die ama onların bundan anlamıcanı bilirsiniz..
bir kız seversiniz,hep sizn işiniz yüzünden ihmal edildiğini düşünür.''ulan sen rahat et diye gelecek hazırlıyoruz burda ne bu tripler bu nazlar ne diye'' de diyemezsiniz.içinizde patlar hepsi bunların ve vaz gecersiniz onlardan sonunda,aşkınızdan bile...
gelecek için hayallerini kurdugunuz o sevgili şimdi kimin başının etini yiyodur diye de düşünmekten alı koyamazsınız kendinizi...
artık geride kalan son aşkınız olan yaptıgınız işe verirsiniz.ve kapılırsınınz bilimin büyüsüne ''aşkım, sevgilim'' dersiniz onada.sizi hiç üzmez,hor görmez o.tadarsınız bazı duyguları onda ama bazı duyguların eksikliği altındada ezilirsiniz söyleyeyim yani*.
ona sıkı sıkıya bağladıgınızda dış ortamın alaycı tavrına,aşalayıcı duruşuna yenilmez,adeta siz taşak gecersiniz.varsın herkes bi engel olu versin,onların bu yaklaşımı sizin taşağınızı iyice büyütür,korkar kacarlar...
size yön verecek durusunuzu hayata bağlayacak en önemli unsur bilimdir.
yada hayat sıçtıgınız kadardır.
bir ömrün uğruna heba edilmesinin, meşguliyetin derinliğinin, duyulan haz ve aşktan mütevvelit vaki kılınmakta olduğunun bilincinde olunmasının, bu fikriyat dahlinde ele alınmasının, yoğrulmasının, neticelendirilmesinin farz bulunduğu şerait. nasıl ki dünyevi his ve arzuların akabi ve neticesinde zuhur eden aşk mihnetinde salt bir takdir ve içlenme hissi uyanmaktadır içimizde, bu aşkta da muvazi bir hissiyat ve hareket tarzı benimsenmeli. fezanın, nebatın, hayvanatın, en nihayetinde uğraşların esbab-ı mucibesi insanoğlunun selameti uğruna sair meşgalelerden, zevk-i sefadan ricat olunmak arzusunun (öyle görünmesinin), veyahut mecmu zevk-i selimini bilimde bulan beşerin gördüğü takdir(tarafımızdan, karakterine bahşedilmiş hümanist tavır ve eylem neticesiyle) bendenize pek abeste iştigal gelmekte. bi "aslı ile kerem", "ferhat ile şirin" destansı aşkı örneklemesi eyleyerek, neden bi "quantum ile einstein", "torichelli ile basınç", "alternatif akım ile tesla meselesi" gibi efsaneler dolaşmasın dilden dile, destanlaşmasın; yoksa einstein dan da giden koca bi ömürdür, ferhattan da, keremden de. Çekilen çileyse aşkın ululuğundaki mihenk, o vakit içinden çıkılmaz denklemlerin çektirdiği çilede ne aşağı yan kalır kazmayla dağı delmekten, çölleri aşmaktan. farketmişinizdir: evet, pozitivizm benim neyime; ben kulunuz, iflah olmaz bi aşk adamıyım.