bilim ve gelecege kendini adamis saygi duyulmasi gereken mukemmel insanlardir. bugun yasama kolay adapte olmamizin yegane unsurlarinin bas kahramanlari.
belgesel veya röportaj görüşmelerinde, sıklıkla kameranın alttan çekim yaparak kendilerini gösterdiği bilinir. bilim adamı, karşısındaki röportorle konuşur, biraz aşağıdaki kamareman, böylelikle kendisinin entelektüel altyapısını sanal bir gösterişle taçlandırmak ister. basit bir görsel medya hilesidir.
bir bilim adamı peşinde koştuğu bilimsel bir araştırmanın sonuçları hakkında tasa etmez. onun için bilim, insanlığı bilimle buluşturmaktır. "insana şu açıdan faydası olacaktır" görüşünden emin bir şekilde adımlarını atar.
mesela einstein'ın atomu bulması.
böylesi bir zekanın atomu parçaladıktan sonra bu buluşun bir silaha dönüşmesini "öngörememesinin" olasılığı sizce yüzde kaçtır?
fizikte öylesi öngörülerde bulunabilen bu deha nasıl olmuş da atom bombası tehlikesini görememiş?
işte bu noktada bir bilim adamının "korku" ya yenik düşmeden, bilim uğruna feda ettiği kişisel sorumluluklarını ve belki de körelttiği bilincini görüyoruz. öyle ki atomu parçalamakta kendisine bir yol biçmiş, o yolda bilim adına karşısına çıkacak her engeli görmezden gelmiş. çünkü aynı einstein eğer atomu parçalamaktan bomba imalatı yapılacağını bilseydi, ya da biri tarafından uyarılsaydı, kendisinin dediği gibi bir ayakkabı tamircisi olurdu. demekki bilim aşığı bir bilim adamını buluş yapmaktan alıkoymanın yolu ona insanın içindeki o kötülüğün varlığından bahsetmekten geçiyor.
bilim adamı bu noktada seçilmiştir, neden? çünkü bilim adamı dehasını kullanmakla kendisini zorunlu hissedendir her zaman. bu zornluluk kendisinde öylesi bir bilim aşkı yaratır ki, o aşkın aklın bazı noktalarda körelmesine sebebiyet vermektedir. bırakın bilimsel bir buluşu, bilimsel bir tespiti dahi biraz olsun tereddüt göstermeden orta çağ gibi bir dönemde dillendirip darağacına gitmeyi göze almış insanlar gördü bu dünya. kaldı ki bir bilim adamını ölümle tehdit etmek, ona yapılacak en iyi kötülük olurdu. çünkü o korku o bilim adamını kamçılayacak ve bilime olan aşkı köpürecektir, esasında.
bilim adamını seçilmiş yapan, öyle ya da böyle bilimi ilerletmesi misyonuna olan bağlılığının yok edilemez derecede katı olmasını son anına kadar kullanması cesaretidir. öyle ki einstein masasında birçok proje ile hayata veda etmiştir. pişmanlıkları ile terk ettiği bu dünyaya pişmanlıktan öte şeyler de bırakarak. kendisi bilimin getireceği korkunçlukları öngörebilirdi ama belki de öngöremediği şey insanın ta kendisiydi.
Bugünkü yaşam standardımızın oluşumuna büyük katkıda bulunan, bir çoğunun ismini bile hatırlamaktan aciz olduğumuz dâhi insanlardır. Ne yazık ki; gelecek, onların istediği gibi barış ve insanlık öğelerinin hâkim olduğu bir gelecek olamama yolunda emin adımlarla ilerliyor...
"bilim sadece erkeklerin tekelinde değildir o yüzden bilim adamı ibaresi yerine bilim insanı titrini kullanmak daha doğru olur" eleştirisinin aksine doğru bir kullanımdır. adam kelimesi ilk insan adem'den türemiştir; o gün bugündür insanoğluna ademoğlu denmiştir bu yüzden bilim ile uğraşan kadın veya erkeklere bilim adamı denmesinde hiçbir mahsur yoktur.
bir zamanlar olmayı hedeflediğim ama biraz araştırınca yanından geçemeceğimi anladığım , tam olarak nerede yaşadıklarını bilmediğim şahsiyetler bütünü.
beyaz dağınık saça sahip olan ayarsız, hafif ürkütücü bakışlı bu insanlar minimum iki haftada bir yıkanırken, günün yirmi saati opto-elektronik osilatörlerle sinüzoid dalgalar üretmeye çalışırlar. aile yaşamında başarısız olan bu zangoç kılıklı insanlar, ayakkabılarını reşit olduktan sonra bağlamayı öğrenirler. yüzde 82'lik bir kesim yüzme bilmezken, yüzde 35'i de portakal soyamaz. tamamının pi sayısının ilk 15 rakamlarını ezbere bildiği bu beşerlerin türkiye'ye gelişi, turist ömer uzayda filmiyle gerçekleşmiştir.