Paylaşım yalnızca verici ile mevcut olabilen bir şey değildir. Tezahür edenin, ortaya konulanın, uzatılanın alınması için bir de alıcı gerekir. Dolayısıyla dilediğiniz kadar iyi bir verici olun, avuç açan olmadıkça ortaya hayatın anlamını da dökseniz paylaşmış olmazsınız.
Hülasa bilgiyi paylaşmamak yalnızca vermemek değildir, alınmaması da paylaşmamaktır ya da paylaşamamak.
şu an içinde bulunduğum hal.
eskiden her öğrendiğim şeyi insanlarla paylaşma gayretindeydim
fakat artık rekabet psikolojisi içinde olduğum için paylaşmak istemiyorum açıkçası.
çok yakın kankam falan olmadığı takdirde.*
sözlük içerisinde ise sözlüğün amacını bilmemektir.
(bkz: sözlük)
am, göt, meme çerçevesinde oluşan entrylerden; o kemalist, bu şakirt, şu kezban, bu laikçi kız diye entry girmekten başka içinde bilgilerde barındırması gereken yerdir sözlük.
Benim de içinde bulunduğum durumdur. Bazı kritik konularda paylaşmıyorum bilgiyi fazla dallanıp budaklanmasın diye, bilinmesin, yayılmasın diye (internet ve bilgisayar konularında) çünkü kullanıyorum ve günümz Türkiyesi belli.
Mesela az önce yaptığım gibi (bkz: windscribe) bazen anlayan anlar, bilen bilir diyerek detaylı anlatmayıp üstü kapalı geçiyorum nadiren de olsa.
cimriliktir. ilgi çekilmeye çalışsa bilgini paylaş başlığı altındaki ve facebook'taki yazarlar gibi oturup dururdu ve zamanı gelince işini yaparak ilgisini çekerdi.
