her ne kadar basit bir olay gibi görünsede insanın sinirlerini alt üst eden, insanın kafasında türlü cinayet senaryoları yazdıran olaydır.
efendim evinize misafir geleceği haberi gelir, o anda çok hızlı bir şekilde masaüstündeki oyunların kısayolları silinir, bilgisayar hızla kapatılır ve mümkünse bilgisayara bozuk görüntüsü verilir. misafirler gelir ve tabiki yanlarında dünyanın en uyuz yaratığı olan çocukları da vardır. yemek yenir çay faslına geçilir, bu sırada o uyuz yaratık annesine "anneee ben buyum abiye söylesene bilgisayarı açsın" der.
bu sinsi oluşumun farkına vardığınız an içinizde nefret tohumları yeşermeye başlar. anne bir kaç defa bu şerefsizi başından savar fakat bu şerefsizin vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. ve bu sefer sesli bir şekilde söyleyerek babama duyurmaya çalışır bu küçük, ufacık sevgi g.tvereni... misafirlerine neredeyse kendi elleriyle yemek yedirecek olan aşırı misafirperver babam "oğlum açsana bilgisayarıııı" diye seslenir, artık o çocuk sizin gözünüzde manitanıza asılan şerefsizlerden farksızdır. neyse... son bir umut "ama bilgisayarda oyun yok ki" denir. fakat o ufak yaratık "ben internete girecem, mesene açacam, façeme bakacam bide beerşardan* telefonuma müzik indirecem" der, telefonu da var ibnenin oğlunun...
emir büyük yerden geldiği için bilgisayar açılır "al bilgisayarı bi tarafına entegre et" bakışıyla teslim edilir. ve bu şerefsiz olmadık programları açar, olmadık sitelere girer tuşlara; "sana ibnelik olsun lan ben buyum" der gibi vura vura basar ve uyardığın zaman da aşırı misafirperver babanın sert bakışlarına maruz kalınır.
neyse herşey biter misafirlerin kalkmasına yakın ufaklığa " delikanlı gel bakalım seninle bi güreşek" denir ve tutar tutmaz büyük bir hırsla yere çarpılır, dirsekle kafasına suratına bastırılır ve şakayla karışık iki tane osmanlı tokatı çakılır, bir nebze ciğer soğutulur...
abarttığımı düşünebilirsiniz ama ben bu şerefsizler yüzünden sosyal fobili oldum çok değerli sözlük.
canınızı istemeyen çocuktur. yalnızca sürekli bilgisayarla içli dışlı olamayan, hevesini almak isteyen ve izin verilmemesi durumunda edebiyle oyuncakların başına dönen çocuktur.
benim hep bilgisayarım bozuktur böyle durumlarda. ne zaman bir cocuğa bilgisayar teslim etsem toparlamam zor oluyor. herşeyin yeri değişiyor. ekranın biçimine kadar değiştiriyor sonra çocuk demiyorum allah ne verdiyse sövüyorum.*
bazen kıyamıyorum veriyorum sonra hemen alıyorum 'yeter bak sarjı bitecek' gibi yalanlar uyduruyorum. sonrada acıyorum yine veriyorum. ama gidip annelerine şikayet ettiklerinde asla vermiyorum. yani çocukla çocuk oluyorum sanırım.
+bilgisayrı kullanabilir miyim melike abla?
- hayır.
+ neden
- bilgisayar öldü artık.
+ cenazesine gidelim mi
- anne al şunu başımdannnn!
* kızım bırak az oynasın her saat başındasın ayıp ya ayıp.
kaba eti cimciklenecek çocuktur. bu çaktırmadan yapılır da. bu çocuk ağlamaya başlayınca da "noldu yavrum, noğğldu sana" diyerek göz ucuyla da ebeveynin bakışları altında bilgisayar o çocuğa teslim edilir.
işle ilgili halletmem gereken dosyalar ve yazmam gereken raporlar var diye yalan söylettiren velettir. bu çocuk eve geldiğinde nasıl oluyorsa, onun yaşına inip deliler gibi mızıkçılık yapasım geliyor.
annesi tarafından "gel, abi sana bilgisayarda oyun açsın" kisvesi ile başımıza atılan, dövsen dövülmez sevsen sevilmez çocuk türü.
"ama bilgisyar bozuk... veya ama bilgisyarda hiç oyun yok ki..." gibi yalanlarla kısmen sakinleştirilebilir olan bu tür ortamdan uzaklaştırılmadında gidere saldırganlaşıp çoğu zaman random olarak bilgisayarın tuşlarına vurma gibi bir tepki verir. saldırgan yapısına rağmen darbelere karşı son derece hassas olan misafir çocuğu, saldırıya uğraması durumunda "annneeaa !" diye uzaklaşır ancak kısa süre sonra alfa dişisi ile geri döner.
dövülesidirler. ama aralarında bizzat 15 yaş küçük kuzen de bulununca ister istemez eli kolu bağlı kalıyor insan. "kart oyunu var sadece" diyerek bir süre çocuklarının kumara bulaşmasından korkan muhafazakar anne baba sayesinde bir süre yırtılsa da ufaklığın "aaa ben fal bakmayı öğrendim" diye çıkagelmesiyle yıkılır hayaller.