sadece bilgisayara bir haller olduğunda hatırlanan arkadaştır. bilgisayar kafayı yiyince aranır, gelir tamir eder ve gider.
ama bu 'gelip tamir edip gitme' süreci bu kadar basit değildir. önce 'lan işin düşünce arıyon' sitemlerini karşılamak gerek. sonra 'ya bugün işim var biraz' girişimlerini bertaraf edip eve getirmenin bir yolu bulunur. nihayet 'tamir etme' sürecine girilmiştir. bu süreçte demediğini bırakmaz bu adam. bi boktan anlamadığınızı ima eder, ağırdan alır filan. ve en önemlisi, bilgisiyle sizi ezim ezim ezer! bunun remi kaç, kaç cigabayt gibi sorularla iyice üstünüze gelir...
son evre olan 'gitme' evresi de sancılıdır. zira yemek ister, kahve ister ve en önemlisi, tamir ettiği bilgisayardan nemalanmak ister. porno film arar, yoksa indirir filan. saat bir hayli geç olduğu için de gitmek istemez...
reklemlarda, çantasından her an çamaşır suyu çıkartan "ayşe teyze" kadar gereklidir. sevilmeli, sulanmalı ve üstüne basılmamalıdır. ne zaman ihtiyacınız olacağını bilemezsiniz.
bana ne yapmam gerektiğini anlatırken zaten bilgisayardan anlamadığımı bilmesine rağmen toptancıyla konuşur gibi konuşan ve sürekli anladığımı söyleyerek kandırdığım kişilik. hatta kişi değişse de değişmeyen kişilik...
her muhabbetin içinde -abi bana bir format atsana denilen arkadaştır.
bıktırılmıştır. bsg söz öbeğini çok sık kullanmaya başlamış, çileden çıkarılmış arkadaştır.