bilgisayar oyunlarının barındırdıkları, gerçek hayatla ve akılla mukayese edildiğinde; kişiye mantıksız gelen olaylar bütünüdür.
misal, gta oynuyorum hacı. çatıdayım 30 kişiyi indirmişim. atlıyorum aşağı, birinin lastiğine sıkıyorum. adam arabadan inip "what are you doing man?!" tarzı birşey söyleyip üzerime yürüyor.
lan silahı olsa neyse. kan gölüne dönmüş ortalık, senin arabanın lastiğine sıkmışlar; sen inip adamın karşısına geçip "ne yapıyon bilader?" diyorsun. bu ne iş?
sahnenin sen mekana varmadan gerçekleşmemesi. açıklamak gerekirse: left 4 dead oyununda içinde turuncu ışık (alarm ışığıda diyebiliriz) yanan arabalara ateş edildiğinde bir zombi ordusu üzerinize doğru allah allah nidalarıyla koşmaya başlamaktadır. mantıksızlık şurda ki, o arabaya çok uzak değil yan odanın penceresinden ateş ederseniz birşey olmuyor.
Counte Strike
Healt'in 100'den 1'e inmesi durumunda dahi, yürüme hızında veya isabet alışta hiçbir bozukluk olmaması. Hatta kişinin sol kola 3 mermi yemesi durumunda bile hedefi kusursuzca indirebilmesi.
kendi adamlarınızı kafalarından vursanız bile zarar-zeval gelmiyor elemanlara, bu da ayrı konu.
World of Warcraft
Orgrimmar gibi kalabalık bir bölgede, insanın dikkatini ilk çeken husus, ''kişilerin iç içe durabilmesi'' oluyor. Durmaması çok kötü olurdu doğrusu, ama bu da mantıksızlıktır.
Call of Duty 2 / 4
Ana karakterlerin hp'leri belli değildir.Yedikleri mermiye göre hasar görürler. Bazen karakterimize 6-7 kurşun isabet eder, fakat karakterimiz topu topu 5 saniye süren ''Breathing''ten sonra tekrar eski sağlığına kavuşur, ilginçtir.
Knight Online
Mantıksızlık sillesiyle donatılmış bir oyundur. Gerek arenalarda 1 savaşçı, diğer bir savaşçıya saldırırken 2. şahsın ona dokunamaması, gerekse pvp bölgelerinde hp'si %50'nin üzerinde olan kişinin ''/town'' komutu ile ana mekana dönebilmesi durumu, bu mantıksızlığı en iyi şekilde özetler bizlere. Efenim siz kavgada dayak yiyipte bayılma aşamasına geldiğinizde ''/zart'' diye yatak odanıza ışınlanabiliyor musunuz? Tabi ki hayır.
Warcraft 3
Direkt örnekler ile gireyim konuya. Tauren chieftain'i ele alalım.Bu arkadaşın boyu, içinden çıktığı 'altar of storms'un aşağı yukarı 3 katıdır. Gerçek hayatla özdeşleştirirsek, 1.00 metre boyundaki birinin 3 metre boyunda bir çocuk doğurması gibidir.
Age of empires
Bu oyundan Milyon, belki de milyar tane (tamam abarttık biraz) mantıksızlık çıkartabiliriz. Bu mantıksızlıkların en bilineni ise, koskoca kalenin 15-20 saniyede inşa edilebilmesidir. Hemde 1 işçi ile. Orjinal Çin Seddi'nin duvarları büyüklüğünde surlar dizilir kalenin etrafına, maksimum 1 dakika sürer bu işlem ve yine 1 işçi ile yapılır. çok acayiptir bunlar.
Aslında (yıllanmış bir oyuncu olarak söylüyorum), bilgisayar oyunlarına tat verende bu mantıksızlıklardır. eğer ki bu programlar gerçeğe yakın dizayn edilmiş olsalardı, bizim cazgır elemanlar matematik çalışmayı daha eğlenceli bulurlardı.
O yüzden ''keşke gerçek hayattan uyarlasalar şu zevatları'' diyorum şimdi. Çalışır adam olurduk ne güzel,
Çok güzel...
undying oyununda bolca bulunan durumdur.yapı ve konu itibariyle çok sevdiğim bu oyunun öyle bir sahnesi var ki evlere şenlik.söz konusu bölümde adamımız yeraltında bir mekana iniyor.odanın içinde tümsekler şeklinde kemik yığınları var.odanın diğer ucuna gidebilmek için buraya basıyorsunuz ve anında kemikler canlanmaya başlıyor, iskeletler peşinize takılıyor.buraya kadar normal herşey, daha sonra bu iskeletlere ateş ediyorsunuz ve kafaları, kolları, bacakları düşüyor.bu da gayet normal.anormallik şu ki, o odadan baya bi kaçıp uzaklaştığınızda ekranda kan lekeleri belirmeye başlıyor ve arkanızı dönüp bir bakıyorsunuz ki ateş edip kolunu bacağını düşürdüğünüz iskeletin o kolu bacağı sizi takip etmiş ve her vuruşunda baya bi canınızı eksiltiyor.evet evet, adamımızın canına kasteden bir bacak ya da bir kol, gövdeden tamamen ayrı, özgürlüğünü ilan etmiş, seke seke üstünüze koşuyor....
oyunu oyun yapan elementlerdir, bize keyif verendir (tabi mantık babında. hatalar ve buglar sayılmaz).
en güzel mantıksızlıklar ise online oyunlarda lag meydana gelince gerçekleşir. mesela call of duty 4 de adam sağa bakarken sola ateş ediyor ve sizi öldürüyor. ışınlanma olayına girmiyorum bile..
eski oyunlarda da mantıksızlık boldur. özellikle counter-strike'da. arkadaşın yaşadığı bir havadisi size anlatmak isterim. dust'da köprünün teröristlerin geldiği tarafta bizim eleman awp sniper tüfeğiyle, siz ölümlülerin deyişiyle* 4-6 ile beklemektedir. diğer taraftan başka bir eleman pompalı tüfekle (2-1) gelir, ateş eder, bizim sniper'lı arkadaşı öldürür, hem de headshot ile. zaten bunu duyduğum gün cs'den hepten soğudum.
nfs most wanted'da yol kapatan polislerin koyduğu dikenlerden geçtiğinizde sizin lastiğiniz patlarken, polis arabaları aynı dikenlerin üzerinde sevişseler çizilmiyor bi tarafları.
bunun yanında düşman askeri kusan barakalar, neredeyse her savaş oyununun vazgeçilmezidir. arkada bi yerde üreme makinesi mi var birader, makinadan silahlı poşulu adam çıkarıyor ibne firmalar.
oha falan edit : aynı cümle içinde hem makine hem de makina yazmışım. kişiliğini bulmaya çalışan ergen gibiyim sözlük. sktir et poşuyu barakayı.
gta da arabanın önünde durunca, söförün önünden cekilmeni beklemesi. eger uzun bi süre cekilmezsen, direksiyonu sola kırıp, gecip gitmesi. yap bakim sen bunu gercek hayatta ne oluyor. bi de sims var ki evlerden ırak. o yolların sonu hiçbir yere varmaz, işe gidilecegi zaman araba iki adım gittikten sonra buharlasıverir. bi de cocuk olayı var, orası cok ayrı bir konudur, gecinizdir.
gta oyunundan farklı bir enteresanlık daha vardır, şöyle ki: arabaya hayat kadını alırsınız, tenha bir yere gittiğinizde arabanın içinde kahramanımız da hatun da ön koltuklarda oturur ama araba içerde güreş çıkılıyormuşçasına sallanır. ayrıca bu hatunu iş bittikten sonra öldürdüğünüzde üzerinden sizden aldığından daha az bi para çıkar, hatun o kısacık zamanda parayı nasıl harcayabiliyor bilinmez.
age of empires'ta görülen bir hadiseye örnek vermek gerekirse; yanmayan oklarla bile koca koca surlar yıkılabilmektedir. hadi diyelim kılıçla tuğlaların arasını açıyorlar vura vura, ama okla nasıl yapıyorlar helal vallahi! bir de wonder olayı var tabii. siz işçilerle wonder'ı bitirirsiniz, oyunu kazanmanız için 2000 yıl gibi bir süre gerekir. o wonder'ı yapan işçiler ecellerinden ölmezler, 2000 yıl yaşarlar. **
need for speed serisinin bir-iki oyunu hariç hepsinde 250km/saat hızla viraj alabilmek, bu hızla direk duvara çarpsanız bile hiç bir şey olmaması. bu oyunun underground versiyonlarında siz yavaş gidiyorsanız rakipler de yavaş gider ve onlara yetişirsiniz.
dövüş oyunları ve fps'lerde sağlık sistemi çok saçmadır. sağlığınız 100 de olsa 1 de olsa aynı güçte savaşırsınız. mortal kombat'ta bir tokatlık canınız kalmışken bile on metre uçup adamı yerden yere vuracak gücünüz vardır.
ilk spiderman oyununda sizin bulunduğunuz seviyeden daha yüksek bina yokken bile yukarıya ağ atıp yolunuza devam edebilirsiniz.
serious sam'de lav canavarı alev püskürten silahla öldürülebilir. yani ateş canavarını yakarak öldürürsünüz.
postal 2'nin her anı saçmalıktır. ağaçları kurtarmak için kütüphane yakanlar falan vardır.
bütün oyunlarda sizi öldürmek için deli gibi saldıran düşman, siz öldükten sonra aptal aptal dikilir. ne bir sevinme, ne de başka bir hareket, öylece kalakalır. kabadayı filmindeki gibi.
ilk sezondur, antrenmanlara başlarsınız fransa liginin alt sıralarından bir ekiple. antrenmanlarda a takımı; paf takımına top göstermez, top size geldiğinde 2 kişiyle basar, antin kuntin goller atarlar vs. buraya kadar sorun yok. zor olsun dedik, professional dedik. 3-4 hafta sonra a takımıyla antrenmanlara katılırsınız. rakibiniz bu sefer paf takımıdır. işler tam tersine döner. bu sefer top göstermeyen paf takımı, size 2 li 3 lü basan yine paf takımı, antin kuntin golleri atan yine paf takımıdır.
regulara dönüp 3 sezonluğuna, yarılar 5dk dan olmak üzere yeni bir kariyer açarsınız, hikaye buradan devam eder.