Ortalama 50 yaşına gelen herkesin düşeceği pişmanlıktır. Fark etmiyoruz ancak bu kısa ömrümüzde oyunlara harcadığımız saatler korkunç derecede büyük bir kayıp aslında. Hayır aslında sadece oyunlar değil konu. O yaşlara geldiğimizde kendimize "bana ne kattı ve benden ne aldı" sorusunu sorup pişmanlık duyacağımız birçok şey olacaktır. Tam bu yüzden yaşlılarımızla daha fazla sohbet edip, onların hayat tecrübelerinden daha fazla yararlanmalıyız.
Ulan o pişmanlık, bu pişmanlık biz napalım o zaman? Ona bakarsan kafede kös kös oturup çay içmekte pişmanlık, roman okuyup hiç bir bilgi edinmemekte pişmanlık, dizi izlemekte pişmanlık, evlenmeyeceğin biriyle sevgili olmakta pişmanlık... Bunların da hepsi zaman kaybı o zaman.
Oynuyoruz abi napalım. Zengin değiliz her gün dışarıda rakı içemiyor, sinemaya, çeşitli gösterilere falan gidemiyoruz. işten eve geldiğimizde anca birkaç saat oyun oynayarak kafa dağıtıyoruz.
Dipnot: gün boyu oyun oynanır mı? Evet oynanır fakat bu gün boyu kavramı her gün için geçerli değildir.
Keske oyun oynayarak gecirdigim zamanlari bilgisayar programlama dili ogrenseydim diye bazen dusunuyorum. Simdi bir bilgisayar programcisi olup, üretimde kullanilan bir optimizasyon programi yapip kose olurdum.
Bilgisayar oyunları bizim gibi orta yaşlı insanlar için hâla suni bir eylence metodu. Çizgi film çağına denk gelmemize rağmen akşama kadar seyrettikten sonra içime bir pişmanlık düşerdi.
Dağlarda ağaç tepelerinde oynadığımız oyunları şimdi bile hatırlayınca gülümsüyorum.
NOT: tebrik ediyorum böyle güzel başlıklarda açılabiliyormuş..