evet efendim, herkes bir gün alıp tüm felsefi, sosyolojik, edebi çeşitli konularda on binlerce kitapları okursa, ve her eylemin amacı kesin olarak bilinirse kaçınılmaz bir gerçektir. yani böyle bir durumun olmayacağını düşünmek saflık olur. düşünsene mirim elini uzatıyorsun yardım etmek için, dur uzatma yardım etme amacını biliyorum deyip geri çevrilecek. o zaman denecek ki, ee madem tüm eylemlerin amacını herşeyi biliyoruz ne amacı var yaşamanın.
akıllara gelen şu dur; "bilgi fazlaysa eylem azalır.. eylem fazlaysa bilgi az olur." yani bilmek sanıldığı kadar iyi değilmiş. ne mutlu ki bilmediğimiz çok şey var daha.
kesin bilginin gereksiz olduğunu anlayamamış zihinlerin meraklarının varacağı son nokta. Acı bir biçimde tadılacak tabi bu. Antik yunan felsefesinde son nokta fazlasıyla konmuştu aslında : "insan her şeyin ölçüsüdür" denilerekten gorgiasça. Logos'un nasılları, chaosa alternatif oldukları kibrine kapılarak istemeden de olsa dünyanın mahvoluşunun temellerini attılar belki de bir nevi.
bilginin çeşidine bağlı, hafızaya hangi yollarla, nasıl bir süzgeçle alındığıyla ilgili olarak değişebilen durumdur. ayrıca kişinin bilgiyi saklayış şekline göre de değişir.