--spoiler--
Bilgi Üniversitesi Santral istanbul Kampüsü'nde kadınların 8 Mart etkinliğine tekbirli, bıçaklı saldırı düzenlendi. Birgün'ün haberine göre, saldırıda yaralananlar olduğu belirtilirken, 30-40 kişi olduğu öğrenilen grup, turnikelerden atlayarak içeriye girdi ve kadınların 8 Mart için kurduğu çadıra yöneldi. Tekbir ve bıçaklarla yapılan saldırıda yaralananlar olduğu bildirildi.
Yeryüzü Kadınları'nın Twitter hesabından da saldırıya ilişkin olarak açıklama yapıldı. Açıklamada, "Tekbirlerle kadınlara saldıran 30-40 kişilik erkek grubundan da kampüsleri, sokakları bize dar eden zihniyetten de hesap soracağız" denildi.
Saldırının ardından öğrenciler protesto düzenledi. Yönetime tepkilerini gösteren öğrenciler, daha önce de benzer şeyler yaşandığını ama güvenlik önlemi alınmadığını söylediler.
--spoiler--
şimdi bakın bakalım dışarıdan yeni türkiye nasıl görünüyor?
en küçük özgürlüğümüz için bile islamcılarla mücadele edeceğimiz günlerdeyiz. yobazlar her yerde. onları böcek yuvalarına geri yollamak bizim elimizde.
Olayı bizzat yaşadım. 3 yıldır bu okulda okuyorum ve asla böyle bir olayla karşılaşmamıştım. Bunu yapan şerefsiz sürüsü o kadar korkmadan saldırdılar ki üzerimize, insanın gerçekten kanı donuyor. Belli bir süre akıldan çıkmayacağı çok aşikar.
Dinine hizmet ettiğini sanan, zeka seviyesi ortalamanın altında olan, sadece ülke değil dünya için bile zararlı homo sapiens güruhu. Yularlarını tutan namussuz ile birlikte helak olmaları dileğiyle.
hiç bir sistem bu denli verimsiz çalışamaz, bu her sistem için ölüm demektir..
dolayısıyla, biz de dünyada baş gösteren bu gericilikle ülkemizde başedecek değiliz, hem edemeyiz, hem de hiç bir hesapta bu hesaptan bir kazanım çıkmaz..
çözüm basit, çomarland'i arkamızda bırakıp enerjimizi, vaktimizi ve yaşama sevincimizi, tüm bunları daha da ileriye götürebileceğimiz kendi ülkemizde değerlendiririz..
evrim budur, zayıf olan elenir.. ki tarih her alanda örneklerle doludur..
tercihimizi er ya da geç yapmak zorunda kalacağız..
türkiye'de insanların nefes alabileceği, kimseye zarar vermeden; tamamen demokratik sınırlar içerisinde toplanabilecekleri, hayat görüşlerini yansıtabilecekleri hiçbir alanın artık kalmadığının göstergesi olan saldırılardır. sonuçta olayın olduğu yer sözüm ona özgür düşüncenin fiziki olarak korunduğu, üniversitedir.
tabii bu ve benzeri birçok saldırı kesinlikle tesadüfi olarak gelişmiyor. özellikle son birkaç yıldır türkiye'de; vatandaşlarına hem polis, hem yargıç, hem de hakim olma yetkisi veren siyasi bir anlayış gelişiyor. bu anlayış, kendisini eleştiren ya da rahatsız eden en küçük bir şeye bile, kendi islamcı tabanının müdahale etmesine göz yumuyor. hatta bu konuda cesaretlendiriyor.
biz bunların benzerlerini; gezi parkı olayları sırasında eli palalı adamlarla kadınlara saldıranlarda, protestocu gençleri öldüren esnaflarda, taciz ve tecavüz davalarında serbest bırakılan onlarca sapıkta, askerlerini kemerlerle döven islamcılarda, ramazan ayında içki içenlere saldıran radikallerde, evlenmeden 'kadınlı-erkekli' yaşıyorlar diye evleri basan kapı komşularında, ve hatta şu an aklıma gelmeyen onlarca diğer örneklerde de gördük. bu olay onlardan hiçbir şekilde farklı değil.
türkiye'de sistematik ve stratejik olarak; normalde hukuka tabii olması gereken vatandaşlara linç etmeyi izin veren bir anlayış gelişiyor. bu anlayış; muhalif olanlara, kadın olanlara, eş cinsel olanlara, etnik veya dinsel olarak farklı gruplara ait olanlara vs. her türlü müdahaleyi meşru kılıyor. söylenmeye çalışılan şey çok basit; türkiye sadece türk, sunni-muhafazakar ve erkek gruplara aittir. geri kalan herkes bu ülkenin ikincil vatandaşlarıdır.
hayır çıkarsa yüzlerce katı bizleri bekliyor demektir. işte bu yüzden hayır. bunlar da millet olarak bizi öldürmez, bu eşiği de atlatırsak daha güçlü çıkarız. buna eminim.
şayet "sadece ve sadece" failler suçlanıp olaki bugünün hukuksuzluğunda ceza alırlarsa üzülürüm.
çünkü
bu konuda failler kadar failleri bu suça yönlendiren öz saygıyı -ötekine saygıyı-adaleti -hukuku ayaklar altına alan hiçe sayan beyinlere kalplere öfke kin yükleyen tüm yöneticilerinde sorumsuzluğu vardır suçludurlar hesabını vermelidir.
halkı öfke ile kin ile yükleyip kendinden olmayana saldırmaya teşvik edip suça azmettiriyorlar.
en az bu failler kadar beyinlere kalplere nifak tohumu eken fütursuz insafsız siyasilerde suçludur.
Bir grup kadın 8 Mart'ı kutlamak için stand açıyor ve saldırıya uğruyorlar.
*ifade özgürlüğünün engellenmesi
*şiddet ve cana kast edilmesi
* üniversite içinde izinsiz bulunmak ve terör eylemi yapmak
Peki cezaları ne? 30 kişiden altısının ifadeleri alınıyor ve aynı gün içinde serbest kalıyorlar. Bu mu adalet. Işidçilere işlemiyor mu?
Üstüne üstlük rektör Yardımcısı çıkıyor ve daha önceden bu öğrencilerle ilgili şikayetlerden haberinin olmadığını belirtiyor. Polis olay yerine herşey olup bittikten sonra geliyor. Sorarım Size adaletin sağlanması, önceden önlem alınması için illa ki birilerinin ölmesi mi gerekiyor? Bir kadının Tecavüze uğraması, birilerinin zarar görmesi.
Ayrıca provokasyon, grup islamcı değil oyuna gelmeyin Diyenler olmuş. Yanlış.
Onlar katıksız müslüman. Beyinleri kin ve nefretle yıkanmış dinciler. Hayal kırıklığına uğraşttığım için özürdilerim ama islam işte bu kadar.
Ve bu zihniyetle yol almaya devam ettiğiniz sürece hep geriye doğru gideceksiniz.
