yeni dünya düzeni ile birlikte kapitalizmin ortaya attığı en büyük iddia tarihin sonuydu. sovyetlerin yıkılması ile bu iddialar doğrulanır bir biçimde gelişmişti. kapitalizme göre artık sınıf savaşının kalmayacağı bir yöne doğru ilerliyordu kapitalizm! bu yeni çağ; herkesin bilgiye çabucak ulaşacağı bu sayede daha özgür-ama hangi özgürlük?- olunacağı ilan ediyordu ve yeni düzene yeni bir ad koyuyordu; bilgi toplumu. fakat tüm iddialar üretim toplumunu yani emek-sermaye çelişkisini yadsımak ve tüketim toplumunu renkli göstermek için atılmış olan sloganlardı.
bu sloganların atıldığı son 25 yılda dünyada kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı. bilgi toplumunu kurmanın iki amacı vardır; 1. si tüketim toplumunu meşru kılmak çünkü kapitalizmin yaşamsal devamını sağlaması için buna ihtiyaç duyar. tüketim artmadıkça üretim fazlalığı hep var olacak ve bu uluslararası derin bunalıma yol açacaktır. bu bunalımlar ise kendisine karşı yol alarak "devrimci krizlere" neden olmaktadır. bu tamamen kendisi için felakettir. 2.'si ise kendi üstyapısını tüm sınıflara vererek onlara kapitalizmin dünyanın biricik sistemi olduğunu empoze etmek. burjuva ahlakını, demokrasisini ve ahlakını tüm dünyaya kabul ettirerek kendisine karşı olacak tüm fikirleri yok etmek.
tüm bu olup bitenler karşı fikirlere olan mücadelenin göstergesidir. dünyamız kara bir ütopyaya doğru yol alıyor, fakat insanoğlu bunu kabullenerek ilerliyor buna. acı, kan ve şiddet hiç bitmeyecek gibi duruyor. hiçbir alteratif yokmuş gibi gözüküyor oysa başka bir dünya mümkün! bu bilinç zihinlerimizi aydınlatırsa yarınlar bizi bekliyor.
Bilgi ve üretimi farklı kavramlar olarak algılamaktır. Öncelikle üretim yeni bir şeyler meydana getirmek olarak algılanan bir kavram olduğu için ( her ne kadar bilgi birikiminin de üretime teşvik ettiği gerçeğiyle )aslında dünyada son yüzyılın ürettiği bilgisayar teknolojisi ve robotlardan başla hiç bir şey olmadığı aşikardır. Rusların Sputnik'i uzaya yollaması ve soğuk savşın başlamasıyla devam eden politik hezeyanlar ulusal ilkelerini tam benimsememiş toplumlarda taraf olma gibi bir paranoyaya yol açmıştır. Bu amaçla ithal felsefeler, ideolojiler , kararlar alınarak ülkemizde devrimler yapılmaya çalışılmış ; bir takım işgüzarların uyanıklığıyla kapitalizme ve emperyalizme hay hay diyecek olan osmanlı ümmetçiliğine geri dönüşü gerçekleştirme amacıyla politik ifadeler ve siyasi anketler peydahlanmıştır.Kapitalizmin bilgisayar tabanlı sömürü programları bilgisayar klişesine hapsedilmiş bürokrasi ve siyasal iktidar tarafından ulusal bir kurtuluş yolu olarak seçilmiştir. Emeklilik yaşı neredeyse ortalama bir insanın yaş ömrüne denk gelen bir ülkede ömrünü çalışarak geçiren bir işçi sınıfı ve ürettiklerinin kapitalizme alet olduğunu ağlayarak izleyen yine aynı kitle ve onların çocukları...aynı dertli kaderi paylaşmak zorunda kalan(!)