cem yılmaz ın faruk eczanesi esprisini andırır.
bizler millet olarak hayır,istemiyorum ve özellikle ''bilmiyorum'' kelimelerini kullanmaktan aciz bir bedbahtlık içindeyiz.
capcahil kafalarımızın içinde,bomboş seslenişler sergiliyoruz...
dinlemiyoruz, çok konuşuyoruz.
anlamıyoruz ama çok bilgili gibi görünüyoruz.
kitap okumuyoruz ama kitap okuyanlara laf etmesini çok iyi biliriz.
ha bir de tabi acizane benim gibi paçoz ve aciz birisini kadınlara şov yaptığını ve hiç haz etmesemde bu kelimeden kadın düşürmek için kitaplık yaptığımı düşünenler...
bilgin yok ise sus ve izle
bilgin yok ise sus ve dinle
bilgin yok ise sus ve oku.
Her zaman savunurum ki bilmemek değil yahu öğrenmemek ayıptır.
ben okudukça cahil olduğumu öğrenen bir adam olarak nacizane bunu tavsiye eder çekiliveririm.
e hürmetler.
daha çok cahil , vasıfsız insanların yaptığı durumdur. ama şu demek değildir ; insan bilmediği bir konuda da , geçmiş tecrübelerine dayanarak bir fikir sahibi olabilir gayet tabii. buna da tecrübeye sabit denir genelde. iyi tartmak lazım durumu.
Etrafımızda bu tarz insan sayısı o kadar çoğaldı ki: Buna, cehalet ile narsizm sarmalı demek lazım. Cehalet, sığlık, çiğlik ve yavanlık narsizmi, narsizm de onlarıi besliyor.
En vahim olan şu: Bu sarmalı meşrulaştıran sosyal paylaşım ağları.
Sonuç: Farkında olmaksızın her gün birbirine işkence uygulayan bir yığın insan.
Sanıyorum bu yüzden insanlarla bir arada yaşamak, bu denli nefret edilir hale geldi.