Türkiye halkının %99,99999 'udur.
ben de bazı konularda istemeden de olsa bu dilimin içindeyim. bu dilimin içinde olmayan insan da bu güne kadar görmedim. ama yine de olabilme ihtimali vardır diye 10milyonda bir ihtimal bıraktım. yani ülkede 7-8 tane böyle olmayan insan olabilir.
dedikodu ve söylentilerin çoğunluk tarafından kabul görmesi, günümüzde "doğru bilgi" olarak adlandırıldığı için ortaya çıkan durumdur.
pek çok konuya karşılık gelebilecek en iyi varsayımları ortaya süren, sürecin sonunda son halkanın tamamlanması ile geride masaya yatırılmış varsayımlarında doğruluğunun kabul görmesi sonrası gerçek bir -bilgi- açığa çıkması, doğruluk payında esas olandır. fakat toplumlar tarafından "doğru" kabul edilen, -doğma- dediğimiz ve dedikodu-söylenti ekseninden dışarıya çıkamayacak olan kaynakların bilimsel boyutta ortaya atabildikleri bir varsayımın olmaması, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak sorununu ortaya çıkartıyor.
aslında biraz can sıkıcı olan, karşılığı olarak deney ve gözlemler ile en yakın varsayımın yapılmasının karşılıksız bir yöntem ile reddedilmesidir. kesinlik bildiremeyeceğimiz konu üzerine öne sürülmüş tespitlere karşılık gelebilecek bir bilimsellik söz konusu olmadığı halde, sabit kalıp bilgiye kör bakmak bu fikirleri gün yüzüne çıkarmaktadır.
ayrıca başlık altında geri plan inancın "bilgi" ve "fikir" doğrultusunda -bunlar aptal insanlardır- demeleri büyük ironi barındırıyor.
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara açıklama;
tanımadığı kız hakkında, motor iddiasında bulunan abaza.
bilgi edinmeden fikir beyan etmeyen adama zaten anlatmaya gerek yok.
Tartıştığınızda,içinden çıkılmayacak bir konu ve hava yaratan şahsiyetlerdir.
Kafayı iş hayatıyla bozmuş bir hanımcağızın,mimar sinan üniversitesi'yle ilgili yaptığınız bir tartışmada size " senin çizimde yaptığın tarama şeklini hoca istemeyebilir,ben bu şekilde çalışmak istemiyorum diyebilir"demesi en güzel örnektir. Yok arkadaşım madem bilmiyorsun işlerin nasıl yürüdüğünü,bırak sus konuşma. Bu şahsiyetler "neden diyemez" dediği zaman,verecek bir cevabınız olmaması çok acı.
Eğer ki "neden" sorusunun bir paradox yaşatacağı bir tartışma içerisindeyseniz,tek kurtuluş yolu... (bkz: kill it)
anket görünümünde olup sazan avı işlevi yapan başlıklardan elde edilenlerdir. halbuki bu başlıkta "sözlüğün en yakışıklı yazarı" veya "açık havada sevişmeyi sevenler" gibi bir ibare olsaydı, gör bakalım eğlenceyi... neyse, usulü bozmamak lazım.
her konuda fikir üretme çabasında olanlardır.herşeyi biliyorum havası vermek ister bu tip insanlar.
bilmedikleri konu hakkında iddialı konuştuklarından bazılarının yorumları çok komik olur haliyle.
her sözlükte sürüsüyle vardır bu tip insanlar.
ama özel mesajla uyarıldıklarında karşı cevap bile veremez durumda kalıp susarlar. ****
sözlüğü baz alarak açıklamak gerekirse:
hiç bir şeyden haberi olmadığı halde her şey hakkında yazabileceğini düşünen, cahilliğin verdiği özgürlük ve cesaretle yaşayan tiksinti kişiliklerdir.
''kelimeleri art arda dizerek cümle kurabilme ve aynı şekilde kurulmuş cümleleri okuyup anlayabilme yeteği olan herkesin sorumlulukları vardır, bu sorumlulukların da özellikle sözlük ortamında ayrı bir önemi vardır.
bilgisayara girip sanal bir alemde yazmak kolaydır, ama yazarken kişilere ve kişiliklere zarar vermemek herkesin harcı değildir. çıkıp birilerinin karşısında bir şeyleri savunabiliyorsan, kendi iradenle bir fikri savunabilecek cesareti bulabiliyorsan kendinde, karşındakinin yada karşındakilerinin gözlerinin içine baka baka konuşabilecek kadar cesursan gel burada da yaz, ama aksi haldeysen lütfen rol yapma! '' denilesi bedbahtlardır.