bilgi kuramının temel problemi

entry2 galeri0
    1.
  1. bilginin doğruluğu probleminin tartışılması, batı felsefesinde çok eski bir olay değildir. bilgi daima kullanılageldiği halde, problemin araştırma konusu yapılmasında geç kalınmıştır, konuya yeterli ilgi gösterilmemiştir.
    bilginin doğruluğu problemine karşı gösterilen bu kayıtsızlık haline, naiv empirizim yani yöntemsiz ve sistemsiz deneycilik demek yerinde olur. burada, deneyden kazanılan bilgilerin goğruluğu kısmen kabul edilir. ama yöntem bakımından sistemli bir bilgi olmadığı için bu bilginin doğruluğu irdelenemez.
    2 ...
  2. 2.
  3. (Doğru Bilginin imkânı Problemi)

    1- Doğru Bilginin imkânsızlığı

    Doğru bilginin mümkün olmadığını savunan görüş septisizm'dir. Septisizmin bunu savunurken dayandığı temel, deneysel (emprik) bilginin bilgi olarak verdiği güvensizliktir. Duyularımızın bize sağladığı bilgi karmaşıktır, aldatıcıdır, değişkendir. Oysa, doğru bilginin mutlak, açık seçik ve genel geçer bir bilgi olması gerekir.
    Düşünce tarihinde ilk şüpheciler olarak sofistleri görürüz. Sofistler, gezgin öğretmenler olarak kentten kente dolaşırken, her yörede ayrı değerlerin ve hakikatlerin geçer olduğunu görmüşler, buna göre de genel geçer değer ve hakikatlerin olamayacağı görüşüne varmışlardır. Protagoras (MÖ. 480-410) "insan, hem var olan hem de var olmayan her şeyin ölçüsüdür." derken doğrulukların kişilere göre değiştiğini ve değişmez bir doğruluğun bulunmadığını söylemek ister.Bir başka sofist
    Gorgias (MÖ. 483-375) da şüpheciliği şu sözlerle dile getiriyordu : "Hiçbir şey var değildir. Var olsaydı bile bilinemezdi. Bilinseydi bile başkasına bildirilemezdi." Pratagoras'ta relativ (görelilik) olarak ortaya çıkan düşünce, Gorgias'la göreliliğin çok ötesine geçiyor ve asıl şüpheciliğe doğru uzanıyor.
    Sofistlerde dağınık olarak bulunan şüphecilik (Septisizm) "eski şüphecilik", "akademi şüpheciliği" ve "duyum şüpheciliği" anlayışlarında bir sisteme kavuşur.

    Eski şüphecilik : Kurucusu Pyrron'dur. (MÖ. 360-270) Ona göre nesnelerin ne olduğunu bilemeyiz. Her yargı ve yargının çeliştiği için aynı güçte sebepler vardır. Bu nedenle yapılması gereken şey, yargı vermekten kaçınmaktır. Pyrron'un öğrencisi Timon'a (MÖ. 325-235) göre, nesneler kesin olarak birbirlerinden ayırt edilemezler, onlar değişme içindedirler ve onlar hakkında yargı verilemez.

    Akademi şüpheciliği : Temsilcileri Arkesilaos ve Karneades'tir. Bunlara göre doğru dediğimiz bilgiler gerçekten doğru değil, doğruya benzer bilgilerdir. Hakikati bilebilecek ölçütten yoksunuz ve bunun için hakikati bilemeyiz.

    Duyucu (sensualist) şüphecilik : Temsilcileri, Ainesidemos, Agrippa ve Sextus Empricus' tur. Septiklerin ortaya attıkları bütün kanıtları Sextus Empricus bir kitap halinde toplamıştır. Bu kanıtlardan bazıları şunlardır.
    1- Aynı şeyler, farklı insanlarda farklı etkiler yapar.
    2- Her insan duyu bakımından farklı yaratılmıştır.
    3- Algılar içinde bulunduğumuz duruma göre değişirler

    ------
    2- Doğru Bilginin imkânı

    Burada farklı anlayışlarla karşılaşırız. Örneğin, rasyonalizme göre, bilginin kaynağı akıldır, Empirizm'e göre deneydir, Kristisizm'e göre akıl ve deneydir, Entüisyonizm'e göre, sezgidir, Analitik felsefeye göre yine akıldır, Pragmatizm'e göre deneydir, Fenomenolojiye göre Fenomenler'dir. Hepsinin birleştiği ortak düşünce, doğru bilgi mümkündür.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük