Maden konusu Artvinin en büyük sorunlarından biri değil, en büyük sorunudur artık. Kim madenin aleyhine konuşuyorsa, eylem yapıyorsa o insanların üzerine psikolojik baskı kuruluyor. Entrikaların bini bir paraya satılır hale gelmiş.
Bilgehan Erdem, Artvinin en büyük mitinglerinden birisi olan Madene Hayır Mitinginde sunucuydu. Davudi sesi belli ki epey bir rahatsızlık yaratmış olacak ki, apar topar Yusufeline görevlendirmesi yapılıyor, atamadır dense de sürgün yapılıyor. Eğer bir soruşturması varsa o buradan da devam eder değil mi?
Bilgehan Erdem Artvinin ta kendisidir. Ciğeridir, delikanlısıdır. Gibiyi gereksiz buluyorum, Adamdır. Artvini en güzel anlatan Biz Artvinliyiz Türküsünün bestekarlarından birisidir. Serkan Varan ile bu türküyü kâğıda, notaya kalemle değil, yürekleriyle, sevdalarıyla yazıp bestelediler. Onun için Bilgehanın sürgünü demek Artvinin sürgünü demektir. Bilin ki Artvinli buna razı olmaz.
Haber duyulur duyulmaz il Milli Eğitimin önünde birçok Artvinli gelerek protesto ettiler. Müdür Uyuma Öğretmene sahip çık sloganı attılar, alkışladılar, ıslıkladılar!... Müdür odasında bekli de hayatında ilk kez böylesi bir protestoyla karşılaştı. Ama hayat sürprizlerle doludur! Biraz da sizin duruşunuza
Bilgehan Hocaya destek vermek için birçok kişi Milli Eğitim il Müdürlüğü önüne koştu. Öğrencileri geldi. Herkes aslında cezalandırılanın Bilgehan Hoca değil, Artvinin ta kendisi olduğunun farkında.
Allah aşkına nasıl bir ülke haline geldik. Demokratik hakların kullanılması bile bu kadar baskı altında olabilir mi? Erdem Eğitim-Senin yöneticilerinden birisidir. Kazım karabekir Lisesinin en disiplinli, en aktif ve en bilge öğretmenlerinden birisidir.
Şunu da söyleyeyim ki; Bilgehan Hocayı sizi Türkiyenin neresine gönderseniz gider. O tıpkı Reşat Nuri Güntekinin Çalıkuşu romanındaki kahramanı Feride gibi her yerde görev yapar. Ama bu yapılan başka bir şey.
Protestocular arasında buluna Eğitim Sen eski başkanı ve 78liler Derneği Başkanı Seyfettin Altıkulaç, meşhur sarı öküz hikayesini anımsatarak; Arkadaşlar bu yapılan sarı öküz hikayesinin yaşanmasından başka bir şey değil. Bilgehan arkadaşımız kurban seçilmiş. Maden şirketi bunlardan rahatsız oldu. Bizden rahatsız oldu. Teker teker dağıtmanın planı yapılıyor. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Hukuki haklarımızı kullanacağız. dedi.
Artvin halkı 25 yıldır Cerattepeye kimsenin gelmemesi için yalvarıyor, direniyor, izah ediyor, anlatıyor. Dili yaprak oldu bu insanların.Taşa anlatsa taş erir toprak olurdu!. Ama bu şirketler yok mu? Nato mermer, Nato kafa!.. ille de benim odunum hikâyesinin kahramanı bunlar!
,
Bilgehan Erdem, cahil bir kişi olsa anlarım. Ama her şeyin farkında aydın bir öğretmenden başlamak oldukça manidardır. Ama beyler unutmayın; Bir anlamda mecburiyetten zaruriyetten dolayı Artvin dışında yüzlerce kilometre uzakta yaşayan Artvinlileri Artvinden sökebildiniz mi? Onlar orada Artvini aslanlar gibi temsil diyor, direniyorlar. Ankara istanbul, Bursa, Sakarya, Kocaeli.. Onlar hiç Artvinden ayrılmadıklarını u süreçte gayet güzel gösteriyorlar.
Yani Bilgehan Hocayı Yusufeline böyle zamansız, hukuksuz bir şekilde Yusufeline göndererek ne yapılmaya çalışılıyor. Artvin halkı buna izin verir mi bilmem. Ama madene karşı, haklı mücadele sonuna kadar devam eder. Bütün yollar, durumlar bunu gösteriyor.
* * *
BUNDAN SAĞLAM KANIT OLMAZ
Amerikan Kongresi soykırım yasası geçirecek mi? Bu kâbus uykularımızı bölmedi bu yıl..Ermeni diasporası Kongreye tasarı bile götürmedi.Ortadoğunun hali Türkiyeyi Washington gözünde değeri daha da artmış bir müttefik yapıyor. Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner Meclis Başkanı olduğu müddetçe böyle bir tasarıyı Meclisten geçirmeyeceğine söz verdi. Türkiye en ağır insanlık suçu ile damgalanmaktan ABDnin menfaatleri öyle gerektirdiği için kurtuluyorsa bu aklanma değildir. Amerikalı tarihçi Justin McCarthynin bir konferansta Türk aydınlara yaptığı şu uyarı daha değerlidir:
Size Ermeni soykırımını kabul edin, bitsin bu iş. Kurtulun bu işten, kazanırsınız diyeceklerdir. Rahatınız için atalarınıza haksızlık etmeyin. Bu suçlamayı hak edecek bir şey yapmadılar çünkü! Türkiyeyi soykırımla suçlamanın haksızlığını en inandırıcı biçimde ortaya koyan belgeyi, genç bir araştırmacı Rus arşivlerinde buldu. Bu belge, Ermenistanın ilk başbakanı olan Kaçaznuninin 1923 yılında Bükreşte yapılan Taşnak Partisi kongresine sunduğu rapordu. istanbul Üniversitesi Atatürk ilkeleri ve inkılâp Tarihi Enstitüsü Araştırma görevlisi Mehmet Perinçekin bulduğu rapor, Kaçaznuninin özetle şu saptamalarını içeriyor:
Savaş koşullarında Rus varlığına (işgalci düşman) kayıtsız şartsız bağlandık. Emperyalistlerin önümüze koyduğu denizden denize Ermenistan hayalinin peşine düştük.
Silâhlı gönüllü birlikleri oluşturmamız hataydı.
Karşılıklı Müslüman ve Ermeni kırımları oldu. ingilizler katliamları kışkırttı.
Sevr Antlaşması gözlerimizi kör etmişti. Türklerin anlaşma önerilerini reddederek vahim hata işledik. Türkiye ne yaptığını iyi biliyordu. Bugün pişmanlık duyması için hiçbir neden yok. Müslüman bölgesinde düzeni sağlayacak idari önlemler alamadık, ordular gönderdik, yıktık ve katliamlar gerçekleştirdik.
Türkler savunma güdüsüyle hareket ettiler. Övünülecek hiçbir işimiz yok. Kendi dışımızda suçlu aramayalım.
Taşnak Partisinin artık yapacağı hiçbir şey yok. Partiyi dağıtalım. Bu kararı almazsak bizi yıkım ve şerefsizlik bekliyor.Helâlleşme çağrıları son zamanların modası. Elbette yapılsın. Ama gerçeklerin ışığında, özgür ve dürüst vicdanların hakemliğinde. Kaçaznuninin parti kongresine sunduğu rapor Ermenistanda yasak, Batı kitaplıklarında yok edilmiş. Bu kafanın adaletine güvenebilir misiniz?
Yukarıdaki alıntı yazıdan en anladınız? Ermeni Soykırım yalanının belgesini Mehmet Perinçek Rus Arşivlerinde buldu, Teori dergisinde yayınlandı. Tutuklandı. Oysa Kaçaznuninin söyledikleri sadece yukarıdaki 5 cümle değil. Çok daha acı, çok daha vahim şeyler de söylemiştir.. Akil Adamlar Akıllı olsunlar ki memleket huzuru gerçekten yakalayabilsin.
ESEN KALIN.