4 mayıs 2009 tarihinde, korucu köyü olan bilge köyünde; pkk sempatizanı şıh mehmet çelebi, kardeşi ve oğlu tarafından yapılan; 7 si çocuk, 3ü hamile 16 kadın toplam 44 kişinin öldürüldüğü katliamdır.
bir hukuk devletinde görülmesi normal olmayan bir durumdur. egitme, silah ver, sonra tarayana pkk li damgasi vur. sonra o hukukun ile de katliami yapanlari saliver. koy götüne gitsin hukukumuzu seveyim.
bir katliam olayin aktidir birr diger katliamda, canli kalan geridekilerin cektigidir. katliam olur, koye gazeteciler gider. kucuk kiz kurtulmustur; keske kurtulmasa denecek turdendir kurtulusu. ilk kez mikrofon gorur, burnunun ucunda. bir kadin saci boyali, tirnaklari ojeli; sorar ' nasil oldu, ne oldu?'. kucuk kiz cevap verir, biz icerideydik bizi gormediler, silah sesleri duyduk, saklandik, cit cikarmadik. sesler bitince ciktik. annem bi yerde, abim bir yerde. abimin basi delik, annemin beli. kan vardi her yerde...' ojeli kadin sorar ' ne yaptin?'
bu nedir ya? saka midir, gercek midir? haber katliamidir bu isin.
bir kürt ailenin, yakını oldukları başka bir kürt aileyi tamamen katletmesidir. dava bugün sonuçlanmış ve müebbet hapis cezaları haklı olarak yağdırılmış.
haberde dikkatle bir bdp milletvekili aradım. katledilen bir kürt ailesinin haklarını korumak için davayı takip etmiş olmalarını istedim, ne yazık ki göremedim.
onlar büyük ihtimalle o sırada pkk yandaşlarının haklarını korumakla görevliydiler. dükkanları zorla kapattıran, ekmek kapısını kapatmak istemeyen adamı linç etmeye çalışan, dükkanını arabasını yakan ve nefsi müdafa sonucu ölen pkk yandaşlarının davalarını izlemek için samsun'da provokasyon yapmayı bilirler ancak.
içişleri bakanının tebrik edilmesi gereken hadisedir, olayı duyar duyaz bölgeye gitmiş ve olayı korucuların degilde pkk nın yaptıgı şeklinde açıklanmasına engel olmustur, elbette pkk piçlerin oluşturdugu bir terör örgütüdür ama faili mechuller davası iddianamesine bakıldıgında bir çok hadisenin, cinayetin yapılıp pkk yaptı şeklinde açıklanmasına, kendi döşedigimiz mayınlara basan mehmedlerimizi pkk öldürdü denmesine yani bir nevi ters taraftan bakıldıgında pkk nın güçlü bir örgüt görüntüsü vermesine de yataklık edilmektedir, aslında yapılan ihmallerin üzerine örtmek, bir çok cinayet davasının kapatılmasına sebeb olmaktadır bölgede terörün olması, bilge köyünde bir aşiret digerini tok ediyor hem de çoluk çocuk, belkide pkk bastı diyecekti bu kişiler ve gerçek katiller elleri kollarını sallayarak toplumun içinde yasayacaklardı!
bir unutulan vak'a daha.
her gün bilge köyü ile elbette yaşayamayız, hayat devam ediyor.
peki ya önlem...
hani genelde "alınan-alınması gereken" önlem. hatta önlemler.
o ölen 44 kişinin ardından ne değişti, sevdiklerini kaybedenlerin hayatlarından başka.
güneydoğu-töre-ağalık sistemi-göç-kız alıp verme-kumalık gibi başa bela olgular için bu ülkenin bakanları-dernekleri-önde gelenleri ne yapıyor şu anda.
ben söyleyeyim mi, en iyi yaptıkları şeyi yapıyorlar.
koca bir hiç.
ölen öldüğüyle kalıyor, bu ülke de az gelişmişliğiyle yola aynen devam ediyor.
ne acı ki...
haritada yerini bile çoğumuzun bilmediği, büyük bi vahşetle hafızamızda yer eden bilge köyü.
ben bu yazıyı neden yazıyorum; çünkü o cinayetin tam ortasında kalan küçük yürekler onca acının ve kimsesizliğin üzerine şimdi de açlıkla karşı karşıyalar.demem o ki bu ülkede yaşamak maviliği hiç görememekle eş anlamlı.
köylerimde insanlar ölür.
44 tane taş koyarlar üstlerine.
o köylerim ki gitmesemde görmesemde benim olan köylerim.
o köylerim ki evimin sıcak koltuğunda hiç görmeden, vahşi zaten bunlar dediğim köylerim.
ahh o köylerim ateşe verilesi köylerim..
orada şuan neler oluyor, ne durumdalar bilmiyorum; ama merak etmesinler. seçim yaklaşıyor. yeniden gündeme gelecekler ve iki yüzlü, pislik adamlar kendi politik çıkarları için onları baş üstünde tutmaya devam edecekler. onların bu zamanlarda kullanılmasını, kullanılacak olmasını içime sinderemiyorum, ama en azından bir iki ekmek girer evlerine diye teselli buluyorum.
aradan 6 yıl geçmesine rağmen başlığa dair entry yazmamın sebebi, olayın içeriğini yeni yeni idrak etmiş olmam. bir kaç yıl önceki mahkeme kararlarını okuduğumda katil zanlısı cahil köy korucusu olayı namus davası diye diretiyor, birkaç kez yineliyor bu cümleyi, başbakan da biliyor cumhurbaşkanı da biliyor namus davası olduğunu diyor. sanki masum birşey yapmış gibi, yaşlıya bir bardak su vermiş, çocuğa şeker vermiş, bebeğe meme vermiş gibi anlatıyor olayı, namus davası diye kendini aklamaya çalışıyor, nitekim aklanmış da, 28 yıl ne demek, katlettiği insan sayısı kadar yıl bile yatamayacak, belki de birkaç yıl sonra çıkacak, bilmem ne saçma sapan af davasından dolayı, namus davası 44 insanı öldürüp 7 insanı yaralamayı, o kadar çocuğu annesiz babasız, anneleri çocuksuz bırakmayı, insanların içine sarmaşık gibi kin tohumları saçmayı, kardeşi kardeşe düşman etmeyi, dünyanın yaşanılabilir bütün güzelliklerin üstüne çirkinliklerini serpmeyi gerektirmezdi. 'karısına adam gibi koca olsaydın, onu insan yerine koysaydın bunlar olmazdı' gibi konulara da hiç girmiyorum.
bugün üzerinden tam 11 yıl geçen, kan davası ve töre cinayeti deyip geçilemeyecek bir vahşettir. çocuklar, hamile kadınlar öldürülmüştür. Mehmet Çelebi tarafından 4 Mayıs 2009'da Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde kırk dört kişinin öldüğü bir nişan töreninde yapılmış bir saldırı. saldırı tamamı korucu olan köyün tüm korucuları aynı nada cemaatle namaz kılarken gerçekleştirilmiş. saldırıyı gerçkeleştirende korucu aynı zamanda.
bu olay daha sonra terör örgütü pkk tarafından propaganda malzemesi olarak kullanılacaktır.
ifadesinde "asla pişman değilim" diyen zanlı daha sonra hapiste intihar etmiştir.