talat sait halman'ın "ingilizce yazsaydı dünyanın en tanınmış yazarlarından olurdu" diyerek deyim yerindeyse bok yediği yazar. Bilge Karasu ömrü boyunca Türkçe için çalıştığını, yazdığını; Türkçe'ye yeni açılımlar getirmeye uğraştığını söylemiştir. Öyle ki bir yazı işçisi olarak görür kendini, harcı, kumu, taşı da sözcüklerdir. Yabancı sözcük bulmakta zorlanırsınız metinlerinde hatta kendi yarattığı sözcükler vardır. En iyi dostlarından Talat sait halman'ın tabii ki iyi niyetli bu tümcesi aslında onu hiç tanıyamadığını göstermektedir. Oruç Aruoba'nın bu konuyla ilgili bir yazısı için http://www.metiskitap.com...s/Catalog/Book.asp?ID=892
edit: iş bu entry zamanında şimdi yerinde yeller esen bir üstteki entrye istinaden yazılmıştır.
öldüğünde dokuz* dil biliyormuş kendisi. en son japoca çalışıyormuş. bir de kitaplarının anadolu üniversitesi kütüphanesine bağışlanmasını vasiyet etmiş. 1075 adet kitabı mevcut anadolu üniversitesinde, bakılabilir, araştırılabilir. dikkat çekici olan ise kitaplarının arasında çok az sayıda felsefe metni olması. ayrıca 3 adet tablo ve kendine ait tüm notaları da yine anadolu üniversitesi özel koleksiyonunda.
gece adlı romanıyla pegasus edebiyat ödülünü almıştır.eserlerinde 've' bağlacını hiç kullanmamak y kaynaştırma harfini 'ğ' olarak yazmak gibi prensipleri vardır. yazarla tek derdim bu kadar muhteşem bir yazım ustalığı bu kadar keskin bir yaratıcılk karşısında beni aşağılık kompleksine sürüklemesi. kolay anlaşılmaz. dili insanı büyüler ki özellikle gece'deki alegoriyi çözmek için bazı bölümlerini defalarca(her bölüm birkaç sayfadır yani deli değilim) kitabı ise iki defa okudum.
benim nacizane tavsiyem bilge karasu'yla yeni tanışacak olanların Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı ile başlayıp gece ile üstadı noktalalamaları. ağır eserlerle başlayanlar aksi takdirde kamyon çarpmışa dönebilirler..
Troya'da Ölüm Vardı (1963)
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı (1970)
Kısmet Büfesi (1982)
Roman
Gece (1985)
Kılavuz (1990)
Anlatı
Göçmüş Kediler Bahçesi (1979)
Narla incile Gazel (1995)
Altı Ay Bir Güz (1996)
Lağımlaranası ya da Beyoğlu (1999)
Deneme
Ne Kitapsız Ne Kedisiz - Denemeleri (1994)
Öteki Metinler (1999)
Çeviri
Şehir Çocuğu (H. Wouk) (1953)
Abraham Lincoln (E. Ludving) (1953)
Doktor Martino (W. Faulkner) (1956)
Ölen Adam (D. H. Lawrence) (1962)
Peter Pan (J.M. Barrie) (1966)
Sessiz Bir Ölüm (S. de Beauvoir) (1966)
Bella'nın Ölümü (G. Simenon) (1981)
Üç Deneme (i. Calvino) (1993)
istanbul ünv. felsefe bölümünü bitirdi. Rockefeller Bursu'yla Avrupa'nın çeşitli kentlerinde bulundu. 19742'ten sonra Hacettepe Ünv.sinde metin okuma ve yazma dersleri verdi. gece adlı romanı pegasus ödülüne layık görüldü. sevgi, dostluk, yalnızlık, tutku, korku ve ölüm gibi kavramlardan hareketle çağrışımlar, eğretilemeler ve simgelerden bolca yararlanan bir dille kendine özgü üslup geliştirdi. söz dizimine farklı bakış açısı getirirken dil yapısıyla anlatımın sınırlarını zorladı. resim, müzik, heykel, mimari vb. sanat dallarını düz yazıya taşıdı. edebiyatla felsefeyi sentezleyerek okurlarına yeni bakış açıları kazandırdı.
bilge karasu tartışmasız bu ülkenin yetiştirdiği en büyük yazarlardandır. onun eserleri herkeste farklı bir lezzet bırakabilme özelliğine sahiptir.
1930 yilinda istanbul da dogmus,1995 te ankara da olmustur. oyku ve anlatilariyla turk edebiyati ninen onemli yazarlarindandir. troya da olum vardi adli ilk oyku kitabinda derin ruh cozumlemelerini de iceren bir yapiyla bireyin ic sorunlarina, egilimlerine, toplumun kati kurallarina karsi cikis cabasina butunsellik icinde yaklasti.bu tutumunu tarihten masala oteki yapitlarinda da surdurdu.
dostoyevski , kafka , fowles gibi isimlerin türk edebiyatındaki yüksekliği. okuması kesinlikle kolay bir yazar değildir. zaten kendisinin de metinlerini defalarca yeniden yazdığı bilinir. aslen felsefe ustasıdır. ben şahsen okumanın başlı başına emek ve özen ve zaman isteyen bir iş olduğunu kendisinden öğrenme şerefine nail olmuş bulunmaktayım. çok alçak gönüllü ve munis bir insandır. hiç ukalalık yaptığı görülmemiştir. gülümsemesi ve elinden düşürmediği sigarası meşhurdur (bir de bıyıkları) enis batur gibi büyük bir ustanın bile ustasıdır. ayrıca (bkz: cem akaş)duvarları kitapla dolu bir evde kedileriyle yalnız yaşadı. ama sanırım o engin kültürüyle dünyanın en zengin, kalabalık ve şanslı insanıydı. kitaplarını okumamış olup da merak edenler kesinlikle gece yada kısmet büfesi ile başlamasın. benim önerim göçmüş kediler bahçesi . diğerlerine biraz yavaştan girin, vurgun yiyebilirsiniz.
ve baglacını hic kullanmamasıyla bilinir, gocmus kediler bahcesi ile kanımca en iyi seviyeye gelmistir. usta beni oldursen e en bilinen oykusudur. oyle bir anlatım dili vardır ki düs icinde dus, kurgu icinde kurgu, hayal icinde hayal bol bulunur. geceyi ve kediyi cok iyi betimlemistir, onu okuduktan sonra her ikisi icinde farklı bakıs acıları gelistirmeniz muhtemeldir.
türk öykücü. istanbul ünivesitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümü'nde okudu. öykülerinde anılardan, tarihten, masallardan yola çıkarak sevgi, dostluk, tutku, korku, ölüm, bireyin ezilmesi, inanç ve baskı çatışması, başkaldırma ve boyun eğme gibi temaları işledi.