"Umutsuzluk ancak umudun olduğu yerde vardır. Umutsuzluk içinde olduğunu söylemek, umutlu olduğunu söylemenin bir başka yoludur. Ama umudun dışında yaşamayı da öğreneceksin bir gün."
--spoiler--
okun/a/mayan kitap ölü bir nesnedir, bir yüktür. ne yazık ki okunmuş kitapların birçoğu da zamanla böyle bir ölü yük olmaya adaydır.
--spoiler--
göçmüş kediler bahçesi'nden ne kitapsız ne de kedisiz yola çıkan güzel insandır. öyküleri karmaşık, bilinçakışının en yoğun haliyle yazılmıştır. anlamak için çağdaşı yazarlarla bağı koparmamak, imge denizinde boğulmayı göze almak gerekir.
bireyin ruhsal durumunu anlatırken kullandığı imgeler ve başvurduğu eğretilemelerle türk edebiyatına yeni bir soluk kazandırdığına şüphe yok.
--spoiler--
"Kedilere benzeyebilseydik keşke. Öyle diyesim geliyor sık sık, bu son
yıllarda. Yaşadıkları anın iyicene farkındalar gibi. Bir şey bekliyorlarsa bir
deliğin başında, onları oyalayıp oradan uzaklaştırmak pek güç. Bildikleri bir
yerde bildikleri bir iş görülürken, her gün seyrettikleri, kendilerince
katıldıkları (anlayamadığımız, bakarak da bir işe katılınabilirliğidir) o işe
sanki ilk kez bakacaklarmış gibi, uyuklamakta oldukları yerden kalkmağa
üşenmeden gidip seyrederler yapılanları... Uykularının hangi katındalarsa, o
katın uykusunu yaşarlar."
--spoiler-- göçmüş kediler bahçesi
"senin yenemeyeceğin, benim yenemeyeceğim
yenemeyeceğimiz bir uzaklık vardı
bir tek onun yılgısı vardı içimizde
inanmıyordun, inanmıyordum...
inanmıyorduk gidebileceğime
durup durup gitmeliyim dediğin halde gitmemenin
erinci içinde geçirdiklerimizin
uzamasını istediğini bildiğim halde
gitmenden en çok korkan ben olduğum halde
gitmek benim yazgımda varsa inanmak istemesek de
çöle çıkmam gerekiyorsa
ben gitmemek için elimden geleni yaparken
gitmemi düşünüp tedirgin oluyor
bana gitme diyemiyorsan
senden beklediğimi bildiğin halde kendime yenilmem için
bir tek sözünün yeteceğini bildiğin halde
ölüme katlanmaktan başka bir yol bulamıyorsan
ölüm içinde gitmeliyim
seni mutluluktan daha büyük bir yükün
altında bırakmamak için,,,"
.
.
.
"...konuştuklarımız başlangıçta her zamanki gibiydi, birbirimizi kavrıyorduk, ele geçiriyorduk, sonra sonra işin can damarına geldik. durdum. benden söz açmıştı, beni bulmaktan... durdum. sen zaten arıyordun dedim, bir şeyler arıyordun dedim, onları bulmağa hazırdın dedim, o zaman karşına ben çıktım, hazırdın bulmaya, bende buldun o aradığını, bende görmek istediğin, bulduğun şeyleri bulmaya hazırdın... ipi uzatmıştım, elimdeydi, çekişine göre ya düğümü sağlamlaştıracak ya da çözecekti. bekliyordum. başını salladı. bekliyordum..."
"...varlığına alıştığım bir nesneden kopmak güç gelebilir. yaşamak, pek çok şeyden kopmasını öğrenmektir de. ama (ister yaşarken, ister okurken) başkalarında gördüğüm için varolduğunu öğrendiğim 'bir nesneye duyulan yakıp tüketici tutku', sanıyorum, bilmediğim bir şey. bir nesneyi, hatta daha genel olarak bir 'şey'i, bütün varlığımla istemeyi, yani içimden istemeyi, ya da, birinden, bir başkasından istemeyi, beceremedim. avdan, avcıdan çok söz ettim, ama onlar nesne değil; onlar, yaşamın akıp gidişi içinde, kişinin temel tutumları. avlığı, avcılığı becerdim mi ki? avcı da av da kendileri üzerine bir şeyler düşünürler elbet; ama avı avcıdan, avcıyı avdan sormak gerekir; mutlaka!"
"nasıl tasarlıyorsam, nasıl yazıyorsam, öyle oluyor.
kendim olmak, başka bir şey değil ki, çünkü onun dışında,
onun ötesinde bir kendimlik yok ki, kendimlik
burada söylediğimde, yazdığımda, yaptığımda."
...
türk edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden: öykücü, romancı. fantastik nüveler içeren öyküleriyle sadece edebiyatımızda değil, tüm dünya edebiyatında "özgün bir çığır"dır. bundan dolayıdır ki başyapıtlarından "gece" ingilizce çevirisiyle pek çok ödül almıştır. ama naçizane fikrim şudur ki, "göçmüş kediler bahçesi" hayatımda okuduğum en ama en lezzetli edebiyat metinlerindendir; dolayısyla karasu'nun da "en başyapıtıdır". özellikle "alsemender"i okumanın çok özel bir duygu olduğunun altını çizmeli.
kelimeleri, bir silah gibi kullanabilecek kadar iyi yöneten fakat silahlardan nefret ettiği için dildeki yaraları iyileştiren düşünce insanı. ayrıca insanlık kavramının en çok yakıştığı muhterem insan (dı-r)...
hacettepe felsefe bölümü, hocalarını, ustalarını unutmamış. internet sayfalarına bir bölüm eklemişler. ödülleri, dergilerde yayınlanmış yazılarının listesi mevcut. bir de hacettepe felsefe bölümünde bulunan bilge karasu kitaplığının kataloğunu hazırlamaktalar sayfaya eklemek için.