hayatımın bazı dönemlerinde depresiflikten ölüm ölüm ölmek üzereyken o berbat durumdan kurtulmak yerine daha da dibe batmayı seçip kendime fatality çekmek amacıyla günlerce eve kapanıp kitaplarını okuduğum roman yazarı. beni bile bile mutsuz etmesini sevdiğim ve istediğim nadir insanlardan biri. bu adamın dünyasına daldığım an beni haftalarca kimse uyandıramıyor. sürekli kafamda ayrı bir dünya dönüyor böyle. iyice çekilmez kıl bir adam oluyorum. bu yüzden kendisini rutin zamanlarda okumamaya çalışıyorum.
az önce bir kitaba bakarken alakasız bir raftan ilginç bir şekilde başka bir kitap böyle ince ince süzülüp yere düştü. o rafa genelde yakın zamanda okumayacağım kitapları koyarım. elime alıp baktım, üzerinde göçmüş kediler bahçesi yazıyordu. kaşlarım çatılıp moralim yeterince bozulduktan sonra kendisini yavaşça ait olduğu yere, yani gece'nin yanına koydum. ardından şöyle dedim kendime: "dur, henüz değil".
yurdumuzda neden bir sabahattin ali, bir oğuz atay kadar tanınmadığını anlayamadığım yazar. Çünkü zordur karasu. herhangi bir öyküsünden öyle gelişigüzel aforizma koparamazsınız. asıl yaratımı kurgudan çok o güzelim dilidir ve bu dilin içinden rastgele bir cümle seçecek olsanız pek anlamsız bir işe girişmiş olursunuz.
günümüz okurunun akıcı(!), sürükleyici(!), derinlik bakımından da bir o kadar kabız öykülere ve estetik yoksunu çaylı, maylı şiirlere meylettiği düşünülürse karasu'nun değerinin bilinmemesi oldukça olağan.
Türk öykü, roman, deneme yazarıdır. Aynı zamanda felsefeci yanı olan Karasu, metinlerinde felsefi sorunları işlemiş ya da onun metinleri felsefi incelemenin konusu olarak görülmüştür. Postmodern romanın Türkiye'deki önemli isimleri arasında değerlendirilmektedir.
Karasu, metinlerinde felsefi sorunları işlemiş ya da onun metinleri felsefi incelemenin konusu olarak görülmüştür. Postmodern romanların önemli isimleri arasında değerlendirilmektedir. (1930, istanbul – 1995, Ankara)
Şu sıralar benim yoldaşım olan memleket düşünürü, yazarı. Bir karanlığa çekiyor gibi geliyor, düşündürüyor. Dupduru bir anlatımı, enteresan sözcükleri var. Devri daim olsun.
"küskünlük, dört duvar arasında, bir taşın parçalanamazlığıdır."
Her ne kadar gizlemeye çalışılsa da Musevi asıllı Osmanlı siyasetçi Emanuel Karasu ve onun yeğeni dünyaca ünlü yoğurt şirketi Danone Grubu'nun kurucusu izak Karasu ile akrabadır. Kendisinin evine giden bir yazar emanuel karasunun tablosunun asılı olduğunu onun fark ettiğini görünce perdeyle tabloyu kapattığını anlatmıştır.